Gülsüm Kav: Özgür bir dünyayı kazanana kadar da mücadelemiz sürecek
Esra Çiftçi
İSTANBUL - Kadınlar yıllardır erkek şiddetine karşı kararlı mücadelelerini sürdürüyor. Ancak pek çok alanda kazanım elde edilse de hem kadın cinayetleri, hem de cinsiyet eşitsizliği ile ilgili kat edilecek çok yol var. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu'nun şubat ayı raporu da bunu gösteriyor. Geride bıraktığımız ayda 11 kadın erkekler tarafından öldürüldü, 12 kadın da şüpheli şekilde ölü bulundu.
Bu tabloya, bu yıl deprem de eklendi. Biz 8 Mart'ta kadın mücadelesini Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Genel Temsilcisi Gülsüm Kav ile konuştuk.
'İSTANBUL SÖZLEŞMESİ YOLUMUZU GÖSTERİYOR'
Geçtiğimiz bir yılın kadın hareketi için mücadele ile geçtiğini belirten Kav, 2023 yılının 8 Mart’ına depremin yarattığı yıkım bölgesinde girildiğini söyledi ve şöyle konuştu:
“Çok önemli bir mücadele yürüttük, İstanbul Sözleşmesini savunma mücadelesini yürüttük. Ayrıca dünyada da kadınlar başta İran olmak üzere güçlü, mücadeleci bir yıl geçirdiler. Bununla birlikte Türkiye’de yaşadığımız deprem ve bunun yarattığı ağır yıkım hem kadınlar hem de bütün yurttaşlarımız için bize bir gerçeği daha öğretti. Aslında bildiğimiz bir gerçek bu: göz göre göre ölüyoruz. Önlenebilir ölümler bunlar. Kadın cinayetlerini de depremde can kayıplarını da durdurmak mümkün iken bize ölüm reva görüyorlar, bu gerçeği deprem de bir kez daha gördük. Bu anlamıyla yaşam hakkımız için yürüttüğümüz ve depremde kaygıları durdurmak için yürütmemiz gereken mücadele birbirlerine benziyorlar. Nasıl ki, şiddetten kurtulduğumuz bir hayata kavuşmak için İstanbul Sözleşmesi yolumuzu gösteriyor ve zarar görmeden önleyici ve koruyucu tedbirler öneriyorsa, deprem için de geçerli. Şiddetin asıl çözümü; aşısı toplumsal cinsiyet eşitliği ise depremde yıkımın çözümü de depreme dirençli şehirler yaratmak ve herkesin eşitlik içinde güvenli konutlara kavuşması olacak.
'ENKAZDAN BİRLİKTE KALKACAĞIZ'
Gülsüm Kav, kadınlar olarak 8 Mart’ta hep birlikte Kadıköy’de güçlü bir eylem yapacaklarını güçlü bir sesle “enkazdan birlikte kalkacağız” diyeceklerini söyledi:
“Ayrıca esas olanın o enkazların bir kez daha oluşmasının önlenmesi olduğunu düşünüyorum. Bu açıdan bu sene 8 Mart’ın anlamının bizim için depremin yarattığı yıkımı da kadın cinayetlerini de durduracağımız, depreme dayanıklı dirençli şehirler ve şiddete dirençli bir hayat yaşayabileceğimiz bir dünya için mücadele ahtı ve iddiasını ortaya koymak oldu meydanlarda. Bunu yaşamanın ilk yolu da bize bu ölümleri reva görenleri göndermek. Onların gönderilmesi, bu devrin kapanması ve şiddetten de depremin yıkıcı sonuçlarından da kurtulduğumuz bir dünyanın kurulmasına el birliği ile başlamamız gerekiyor. Bu sene ayrıca bizim derneğimize de kapatma davası açıldı, bunu yaşadığımız çok sayıda anayasal hak ihlallerinden biri olarak görüyoruz. Ve asıl biz, bize kapatma davası açanların bu haksız, hukuksuz devrini kapatacağız diyoruz”
'ŞÜPHELİ KADIN ÖLÜMLERİNİ DEVLET GÖRMEZDEN GELİYOR'
Gülsüm Kav, kadın ölümlerinin şüphede bırakılması ve cezasızlığın kadınların hayatına mal olduğununun altını çizdi:
“İstanbul Sözleşmesi süreci şiddetin niteliğini değiştirdi; şüpheli ölümlerin arttığını, 6284 sayılı koruma kararının uygulanmasında skandal ihmallerin yaşandığını ve takip ettiğimiz davalarda yeni tipte cezasızlık örnekleri görüyoruz. Bütün bunları takip etmekten ve tüm süreçlerde kadınların yanında olmaktan asla vazgeçmiyoruz, sene boyunca ayrıntılı raporlamalarımız devam etti. Ve gördük ki, her ay en az kadın cinayeti kadar şüpheli kadın ölümleri oluyor, devlet bunu görmezden geliyor. Bu anlamıyla hem tam bir cezasızlık hem de kadınların hayatını tam olarak yok sayma ile karşı karşıyayız”
'HEM KADIN DÜŞMANI HEM EŞİTLİK DÜŞMANI BİR REJİMLE YAŞIYORUZ'
Gülsüm Kav, sadece şiddetin değil, ekonomik alanda, eğitimde, siyasi temsilde her alanda kadınların yaşadığı eşitsizliği derinleştiren sonuçları olduğunu da belirtti:
“İktidarın kadınlara yaklaşımı apaçık ortada. İstanbul sözleşmesinden geri adım atması da bunun tam bir ilanı oldu. Yıllardır zaten kadınlar lehine yapılan bir düzenleme yok idi, olan haklarımızın uygulanmasında büyük bir zorluk var idi. İktidarın sadece kadınlar oy verirken umurunda oldu. Erdoğan, “eşitliğe inanmıyorum” diyor. Saymakla bitmez, binlerce sayabiliriz, kadınların haklarına kastedilen söylemleri ve politikaları dünyadaki muhafazakâr, sağ, otoriter rejimlerdeki kadın düşmanı tiranlık yapmak isteyen yöneticilerin durumu neyse bizdeki iktidarın da durumu buna benzer. Bu açıdan hem kadın düşmanı hem eşitlik düşmanı bir rejimle yaşıyoruz”
'KADINLAR ASLA SUSMUYOR'
Gülsüm Kav, kadınların toplumsal muhalefetin temsilcisi olarak asla susmadıklarını belirtti ve mücadeleye devam edeceklerinin altını çizdi:
“Kadınlar toplumsal muhalefetin nerdeyse temsilcisi olarak asla susmuyor, asla mücadeleden geri adım atmıyor. İktidarın bu tavrına karşı kadınların da asla pes etmeyen, kararlı mücadele ile cevap verdiklerini görüyoruz. Son olarak biz bu depremle yaşadığımız ıstırabı bir kez daha yaşamamaya o kadar kararlıyız ki, bunu yaşamamak için elimizden geleni yapacağız. Hem kadın cinayetlerini hem depremin yarattığı yıkıcı sonuçları durdurduğumuz, şiddetten kurtulduğumuz eşit ve özgür bir dünyayı kazanana kadar da mücadelemiz hem 8 Martlarda olanca kuvvetiyle, hem de hemen her günü 8 Mart kılarak devam edecek. Tüm kadınların 8 Mart’ını kutluyorum”