Kadın avukatlar: Hukuk güvenliğini hiçe sayan bir düzeni savunuyorlar

İstanbul Sözleşmesi gerektiği gibi uygulanana kadar mücadeleye devam edeceklerini söyleyen kadın avukatlar, 'Hukuk güvenliği ve insan haklarının hiçe sayıldığı bir düzeni savunuyorlar' dedi.

Kadın avukatlar: Hukuk güvenliğini hiçe sayan bir düzeni savunuyorlar

Yağmur KAYA

ARTI GERÇEK- Kadın avukatlar, İstanbul Sözleşmesi'nden ayrılma kararına tepki amaçlı Çağlayan Adliyesi önünde bir araya geldi.

"İstanbul Sözleşmesi ve bizimdir, vazgeçmiyoruz" pankartı açılan eylemde, "Sokakları da, meydanları da terk etmiyoruz" sloganı atan avukatlar, "Kararı geri çek, sözleşmeyi uygula" dövizi taşındı.

Açıklama da konuşan Avukat Sezen Eser, kadınların ve LGBTİ+ların yaşam güvencesi olan İstanbul Sözleşmesi'nden Cumhurbaşkanlığı kararıyla ayrılma kararını kabul etmediklerini söyleyerek, sözleşmeden ayrılma kararıyla açıkça taciz , cinsel taciz, şiddet ve kadın cinayetlerinin önünü açacağını söyledi.

Her türlü şiddetten uzak eşit bir yaşamın inşasını taraflara yükleyen İstanbul sözleşmesi etkin uygulansaydı erkek şiddeti sonucu hayatını kaybeden bir çok kadın hayatta olacağını söyleyen Eser, "Failleri cesaretlendiren, biz kadınların iradesini yok sayan kadın düşmanı karar ve politikaları reddediyoruz" dedi.

'SÖZLEŞME HUKUKÎ BİR KAZANIMDIR'

Hukuka ve usulüne aykırı olan bu kararı tanımadıklarını yineleyen Esen, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"İstanbul Sözleşmesi, bedeli bugüne kadar onlarca kadın, çocuk ve LGBT+ bireylerin canıyla ödenmiş, hukuki bir kazanımdır. Bu ülkede yaşayan insanların hukuk güvenliğini sağlayan, en kısa sürede en etkili yaptırımları hayata geçirerek cinsiyet eksenli ayrımcılığın önünü kesen uluslararası bir metindir. Toplumun yarısından fazlasının hukuk güvenliğini sağlayan bu sözleşmenin bir gece yarısı, tek bir kişinin iradesiyle, bir imza ile tek taraflı olarak feshedilmesi bilinen tüm usul ilkelerine aykırı olduğu gibi, en başta vicdan ve hakkaniyete aykırı bir eylemdir. Kabulü hiçbir surette mümkün değildir.

'HUKUK DÜZENİNİ HİÇE SAYAN BİR DÜZENİ SAVUNUYORLAR'

Aile yapısı bozulması, toplum değerlerinin yok edilmesi gibi kadın düşmanlığını körükleyen nefret söylemleriyle toplumu ayrıştırmaya yönelik çağrı yapanlar, kadınların, LGBTİ+ ların ve çocukların baskı ve şiddete maruz kaldığı, hukuk güvenliği ve insan haklarının hiçe sayıldığı bir düzeni savunuyorlar. Kadınların, LGBTİ+ ların özgürleşmesinden korkuyorlar. Bizlerin üstündeki sözde egemenliklerini, hukuka aykırı olan mevcut ve muhtemel tüm fiillerini meşrulaştırmak için insan haklarından vareste bir hukuk zemini yaratmaya çalışıyorlar.

'BU KARAR AÇIKÇA CEZASIZLIĞIN ÖNÜNÜ AÇACAK'

Aile içi ve kadına yönelik her çeşit şiddeti önleyen, kadınları güçlendirecek destek mekanizmalarını oluşturan ve failleri cezalandırma yükümlülüğü veren bir sözleşmeden çekilmek, mevcut ve muhtemel tüm faillerin devlet eliyle suça adeta teşvik edilmesi anlamına gelir. Devlet nezdinde kadınların can ve mal güvenliğinin korunmaya değer hukuki bir değeri olmadığı anlamına gelir. Kadın ve trans cinayetlerinin saklanmaya dahi gerek duyulmadığı bir düzen kurularak devlet politikası haline getirildiği anlamına gelir. Bu karar açıkça şiddetin, tacizin, tecavüzün, cinayetin ve cezasızlığın önünü açmaktır.

Yılın üçüncü ayı bitmeden Anıt Sayaç, 82 kadının ölümünü gösteriyor. Bu sayının artmaması için devlet mekanizmalarının var gücüyle çalışması gerekirken, mağdur lehine çalışacak uygulamaların önü kapatılıyor. Bizler daha fazla ölmemek, daha fazla kaybolmamak, daha fazla şiddete maruz kalmamak için tüm dünyanın gözleri önünde akla, mantığa, hukuk anlayışına sığmayan politikalara karşı her gün bir şeyler yapmak zorunda hissediyoruz.

Feshettiklerini zannettikleri İstanbul sözleşmesi yerine kendilerince kadınları, çocukları, LGBTİ+ları kapsayacak heteroseksist ve muhafazakar aileyi ve toplumu inşa edecekleri, makbul kadını meşrulaştıracakları Ankara sözleşmesini ve girişimlerini kabul etmeyeceğiz, tanımayacağız. Bizler biliyoruz ki şiddete maruz kalan, öldürülen her kadının, fail kadar suçlusu, devlettir."

Kadın avukatlar: Hukuk güvenliğini hiçe sayan bir düzeni savunuyorlar - Resim : 1

'KADIN DÜŞMANI DEVLET'

İstanbul Sözleşmesi'nin kadınlara yapılan bir 'lütuf' olmadığını, kadınların doğuştan gelen haklarını mücadeleler ile eril sistemin himayesinden sökerek kazandığını ifade eden Eser, "İstanbul Sözleşmesi gerektiği gibi uygulanana, erkek şiddeti son bulana kadar mücadelemiz devam edecek. Sizin değil bizim kararımız demekten, haklarımızı, hayatlarımızı savunmaktan vazgeçmiyoruz. Kadın düşmanı devlete karşı yaşasın kadın dayanışmamız" diye konuştu.

eylem çağlayan adliyesi İstanbul Sözleşmesi