Nafaka hakkı yine hedefte: Miktar ve tahsil konusunda kadınlar mağdur ediliyor
AKP ve Yeniden Refah Partisi’nin ittifak protokolünde nafaka hakkı hedef alındı. TBB Kadın Hukuku Komisyonu Üyesi Nur Deniz Toklu, kadınların nafaka miktarı ve tahsil etme konusunda sıkıntı yaşadıklarını belirterek, “Asıl kadınlar mağdur ediliyor" dedi.
Cengiz Anıl BÖLÜKBAŞ
ANKARA - Cumhur İttifakı’nın protokolünde kadınlarının kazanımlarına yönelik son müdahale, ittifaka katılan Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan'ın, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüşüp prensipler konusunda uzlaşmaya vardıklarını açıklamasıyla ortaya çıktı.
Deklarasyonda 6284 sayılı Yasa’ya ilişkin “Aile bütünlüğünün korunması için mevcut yasalardaki hükümlerin ayıklanmasına, manevi değerlerimize aykırı fiillerin ve sapkınlıkların önlenmesine yönelik yasal düzenlemelere, süresiz nafaka konusundaki mağduriyetlerin giderilmesine ağırlık verilecektir” ifadesi yer aldı.
Nafaka hakkı dönem dönem artan şekilde olmak üzere hedef haline geliyor. Kendilerine "nafaka mağduru" diyen bir grup erkek de örgütlü bir şekilde nafakanın kaldırılması için uğraşıyor. Nafaka hakkına yönelik tartışmalara ilişkin konuştuğumuz Türkiye Barolar Birliği Kadın Hukuku Komisyonu Üyesi Avukat Nur Deniz Toklu, hükmolunan nafaka miktarlarıyla kadınların mağdur edildiğini belirterek, “Çoğu kadın, nafaka hükmünü icra takibine konu edecek masrafı dahi karşılayamadığı için nafakasını tahsil edememektedir” dedi.
‘TOPLUMSAL CİNSİYET BOŞANMADA KADINI EŞİTSİZLİĞE MAHKUM EDİYOR’
Avukat Nur Deniz Toklu’ya göre, “Süresiz nafaka” olarak gündeme getirilen bu konu aslında nafaka hükümlerinin kadın aleyhine taraflı olarak çarpıtılması anlamına gelmekte. Nafaka hakkı ile ilgili yapılan girişimler arasında 2012 yılında süresiz ibaresinin Anayasa’ya aykırılığı iddiası ile bir Anayasa Mahkemesi başvurusu dahi bulunduğunu aktaran Toklu, “Ancak kanunda yer alan hükümlerin doğru okunmaması telafisi imkânsız zararlar doğuracak niteliktedir. Zira süresiz olduğu iddia olunan nafaka, koşulların değişmesi halinde pek tabi yeni bir dava ile kaldırılmaktadır. Nitekim Anayasa Mahkemesi de 17.05.2012 tarih ve 136/72 sayılı kararında, oy çokluğuyla, TMK175/I’de yer alan ‘süresiz olarak’ teriminin Anayasa’ya aykırı olmadığına karar vererek, iptal başvurusunu reddetmiştir. Sürekli olarak süresiz nafaka konusunun gündeme getirilmesi Anayasa Mahkemesi’nin bu kararını da hiçe saymaktadır” dedi.
Nafaka hükümlerini düzenleyen kanun maddesinde eşlerin cinsiyetinden bahsedilmediğini vurgulayan Toklu, boşanma ile ekonomik olarak zarara uğrayan tarafa nafaka bağlandığını söyledi. Nafaka denildiğinde kadının akla gelmesi yani nafaka alacaklısının sıklıkla kadın olmasının toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin ne derece yüksek olduğunu gösterdiğini ifade eden Toklu, şunları söyledi: “Toplumsal cinsiyet eşitsizliğine dayalı olarak; kadına evlilik içinde biçilen rolün kutsal eş kutsal anne olması nedeniyle kadın iş yaşamından uzaklaştırılmakta, ancak tüm bunlara rağmen boşanma halinde de ekonomik olarak kendisini idame ettirmesi beklenmekte. Toplumsal cinsiyete dayalı roller kadını evlilik içinde işsizliğe mahkûm ederken boşanmada da eşitsizliğe mahkûm bırakmakta.”
‘HÜKMOLUNAN NAFAKA MİKTARLARIYLA KADINLAR MAĞDUR EDİLİYOR’
Nafaka hakkı ile ilgili önemli sorunlardan biri de nafaka olarak verilen paranın tutarı. 2019 yılında Ankara Kadın Dayanışma Vakfı’nın yaptığı “Yoksulluk Nafakası Araştırması”na göre hükmedilen nafakanın %66,4’ü, 0-500 TL arasında olup bunların ortalama tutarı 262 TL. Mahkemelerce verilen nafaka miktarlarının ortalamasının da 370 TL olduğunu dile getiren Toklu, incelenen dosyalarda hükmedilen nafakalarınsa yalnızca %20,7’lik bir kısmının ödendiğinin tespit edildiğini belirtti.
2022 yılında da nafaka miktarının yükümlü erkek aleyhine mağduriyet doğuracak nitelikte fahiş oranda arttırılmadığının altını çizen Toklu, genel olarak hükmolunan nafaka bedelleri 500-1.000 TL aralığında değiştiğini söyleyen Toklu, bedeller arasında hükmolunan nafakalarla aslında kadınların mağdur edildiğini vurguladı. Toklu, ayrıca nafaka miktarının düşük olması için birçok usulsüzlük yapıldığına da dikkat çekti:
"Nafaka miktarının belirlenmesinde tarafların ekonomik kazançları büyük önem arz etmekte. Bu noktada nafaka bedelinin belirlenmesinde kayıt dışı ya da düşük tutulan gelirler ile nafaka yükümlülüğünden kurtulmak için işverenler ile anlaşarak sigortasız çalışmaya devam eden eşler sebebiyle nafaka miktarları da düşük kalmakta."
‘KADINLAR TAHSİL KONUSUNDA DA BÜYÜK SIKINTILAR YAŞIYOR’
Bunun yanı sıra, nafakaya hükmolunması nafakanın tahsil edildiği anlamına da gelmemekte. Kadınlar nafaka hükmolunsa dahi tahsil edilmesi konusunda birçok sıkıntı yaşıyor. Kadınların hükümleri icra takibine konu etmek, nafaka ödemekle yükümlü olan kişiye haciz yazısı göndermek gibi usulü sorunlarla da karşılaştığını aktaran Toklu, şöyle konuştu:
"Yine tahsil olunamayan nafaka bedeli için cezai yaptırım öngörülmüşse de bu işlem için de icra mahkemelerine şikâyette bulunulması, yapılan şikâyet için harç ve masraf yatırılması gerekmektedir. Bu işlemlerin yapılabilmesi için gerekli olan tüm masraflar da yine kadınlar tarafından karşılanmaktadır. Yani “nafaka” daha tahsil edilemeden tabir yerinde ise cepten yiyen bir hüküm haline gelmiştir. Çoğu kadın, nafaka hükmünü icra takibine konu edecek masrafı dahi karşılayamadığı için nafakasını tahsil edememektedir."
Nafakaya hükmolunan tarih de nafakanın kendisi kadar önem taşıyor. Önceleri aile mahkemeleri tarafından boşanma davası açılması ile sonradan değiştirilmek üzere düzenlenen ilk tensiple tedbir nafakasına hükmedildiğini hatırlatan Toklu, artık uygulamada nafakaya ekonomik sosyal durum araştırması yapılmadan hatta bazen ilk duruşmaya kadar geçici olarak dahi hükmedilmediğini ifade etti. İlk tensip ile ekonomik durum araştırması arasında mahkemelerin iş yükü de dikkate alındığında 6-8 ay gibi bir zaman farkı bulunduğuna dikkat çeken Toklu, “Bu durumda boşanma kararı alan kadın bu süre zarfında ekonomik olarak yalnızlığa terk edilmekte” dedi.