Pınar Gültekin'in avukatı Epözdemir: Bu karar bir hukuk garabetidir

Pınar Gültekin'in avukatı Epözdemir: Bu karar bir hukuk garabetidir
Avukat Epözdemir, 'Şartlı salıverme ve denetimli serbestlikle birlikte böylesine hunharca vahşice cinayeti işleyen bu cani 14,5 yıl cezaevinde kalacak. Bu yargı adına büyük utançtır' diyor.

Esra Çiftçi 


+GERÇEK- Pınar Gültekin, Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi İktisadi Bilimler Fakültesi’nde eğitim gördüğü sırada, 16 Temmuz 2020 tarihinde kardeşi Sibel Gültekin’le telefonla görüştü. Görüşmenin ardından yaşadığı Ula ilçesinin Akyaka Mahallesi’ndeki evinden Menteşe ilçesindeki AVM’ye gitmek üzere ayrıldı ve kendisinden bir daha haber alınamadı.

Pınar Gültekin’i bulmak için jandarma ve polislerden oluşan ekip, genç kadının son görüldüğü bölgede bulunan kafe, iş yeri ve benzinliklere ait güvenlik kamerasını incelemeye aldı. Ekipler kamera incelemelerinde benzinlikten aracına benzin aldıktan sonra, büyük bir pet şişeyle ilave benzin alan zanlı Cemal Metin Avcı’dan şüphelenerek gözaltına aldı. Katil zanlısı evli ve bir çocuk babası olan 32 yaşındaki Cemal Metin Avcı, Gültekin’e şiddet uygulayarak bayıltıp, hemen ardından boğarak cinayeti işlediğini sorgusunda itiraf etti.

Cemal Metin Avcı, Gültekin ile ilişkilerinin olduğunu ve kendisini terk etmesi üzerine yaşanan tartışma sonucu cinayeti işlediğini söyledi. Yine Avcı’nın ifadelerinden ve incelemelerden edinilen bilgiye göre Avcı, Gültekin’i öldürdükten sonra aynı gün benzin istasyonundan bir şişe benzin alıp, Yerleşik Mahallesi’ndeki ormanlık alanda Gültekin'i çöp varilinde yakıp üzerine beton dökerek cinayetin izini silmeye çalıştı.  

İki yıldır süren davanın karar duruşması dün yapıldı ve sanıklardan beşine beraat Cemal Metin Avcı’ya ise 'ağır tahrik' indirimi yapıldıktan sonra 23 yıl hapis cezası verildi. Bu karardan sonra kamuoyundan tepkiler gelmeye başladı. Pınar Gültekin’in avukatlarından Rezan Epözdemir ile davanın seyrini ve kararı konuştuk:

"BU ÜLKEDE BİR KADINI DİRİ DİRİ YAKMANIN KARŞILIĞI 14,5 YIL MIDIR?" 

- Pınar Gültekin davası iki yıl süren duruşmalar sonucu karara bağlandı ve mahkeme heyeti cinayet sanığına 23 yıl ceza verdi. Bu kararı bir hukukçu olarak nasıl değerlendiriyorsunuz? 

- Münevver Karabulut cinayetinden bu yana, sosyal sorumluluk projesi olarak kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetleriyle ilgilenen bir hukukçu olarak söylüyorum; bu karar utanç verici bir karardır. Bu bir hukuk garabetidir. Düşünün ki katil, maktuleyi önce odunla, sonra kömürle, yanmayınca benzinle yakmaya çalışıyor, üzerine de beton döküyor ve diri diri yakarak nehre atıyor. Bu insanın insan olma vasfına aykırı. Bu hunharca ve vahşice işlenmiş bir cinayettir. Canice bir cinayettir. Her aşamasını tasarlamış, hatta ve hatta cinayet sonrası telefonunu dört parçaya, sim kartını üç parçaya ayırıyor. Profesyonel bir katil gibi hareket ediyor sanık. Bu sanığa mahkeme haksız tahrik indirimi uyguladı.

Hem de bütün aşamalarda kendisi bile haksız tahrik savunmasını üç kez değiştirmişken ve bir kadını diri diri yakan bir sanığa uygulandı. Bu Türk hukuku açısından emsal bir davadır. Tekrar söylüyorum bana göre hukuk garabetidir. Biz zaten bütün aşamalarda üç defa hâkim talebinde bulunmuştuk ve bunun böyle olacağını biliyorduk, tahayyül ediyorduk. Geldiğimiz noktada mahkeme haksız tahrik indirimi uygulayarak 23 yıl hapis cezası verdi. Şartlı salıverme ve denetimle serbestlikle birlikte böylesine hunharca vahşice cinayeti işleyen bu cani 14,5 yıl cezaevinde kalacak. Bu ülkede bir kadını yakmanın karşılığı 14,5 yıl mıdır? 14,5 yıl cezaevinde yatırıp salıvermek midir? Bunun takdirini kamuoyuna bırakıyorum ve tek kelime ile yazıklar olsun diyorum.

"BU TÜRK YARGISI ADINA BÜYÜK BİR UTANÇTIR" 

- Mahkeme heyeti neye dayanarak sanığa 23 yıl ceza verdi? 

- Sanık, haksız tahrik savunmasını bile aşamalarda üç kere değiştirdi. Ezberlenmiş, kurgulanmış, cezayı minimalize etmeye yönelik kerameti kendinden menkul bir haksız tahrik savunması yapıldı. Soruşturma aşamasında diğer sanıklar tarafından da ezberlenmiş bir savunmayla "ailemle tehdit etti beni, para talep etti o yüzden öldürdüm" dedi. Kovuşturma aşamasında mahkemede "hemcinslerimle videomu çekti o yüzden öldürdüm" dedi. Oysa ortada bir tehdit mesajı yok, hiçbir kayıt yok. Kovuşturma aşamasında bir video kaydı yok. Mahkemede çapraz sorguda CMK 201’e göre kendisine soru yönelttiğimizde dönüp "beni bıçaklamaya çalıştı, beni bıçaklamaya çalıştığı için kendimi kaybettim ve öldürdüm" dedi. Kendisine "bıçaklamaya kalkışmasaydı,  öldürmeyecek miydin?" diye sorulduğunda ise "asla öldürmeyecektim" dedi.

Bu hunharca cinayeti işleyen sanık Cemal Metin Avcı üç defa haksız tahrik savunmasını değiştirdi. Sayın mahkeme haksız tahrik savunmasına itibar ederek 23 yıl hapis cezası verdi. Bu Türk yargısı adına büyük bir utançtır. Türkiye’de "kadına yönelik şiddetle, kadın cinayetleri niye emsal maiyette cezalandırılmıyor" deniliyor. Ben 15 senedir bu alanda sosyal sorumluluk projesi olarak mağdur ailelerin vekilliğini yapıyorum. Münevver Karabulut’tan tutun da bugün kamuoyunun fikri takipte bulunduğu farkındalık süreci işlediği bu cinayette de mağdur ailelerin vekilliğini yaptım. Böyle cezalar verilirse yani bir kadını katleden, diri diri yakan bir cani 14,5 yıl sonra kamuya salıverilebiliyorsa topluma salıverilebiliyorsa bu kadın katillerini yüreklendiren bir karar olur.

"BU KARARLAR KADIN KATİLLERİNİ YÜREKLENDİREN KARARLARDIR"

- Pınar Gültekin cinayetine ilişkin, Cumhurbaşkanından, belediye başkanlarına, sanatçılardan spor kulübü yöneticilerine kadar herkes bu davanın takipçisi olacaklarını söylediler. Bu kadar sahiplenmeye rağmen bu sonucu bekliyor muydunuz? 

- "Kadına yönelik şiddetle ve kadın cinayetleriyle etkin bir mücadele yapacağız" deniliyor. Eğer etkin bir mücadele yapılacaksa bu mücadele Muğla 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nde başlamalı, buradan yürütülmeli. Bütün siyasetçiler, bütün siyasi aktörler bu konuyla ilgili bir irade ortaya koydu, "Sonuna kadar bu süreçlerin takipçisi olacağız" dedi. Sivil toplum örgütleri bütün duruşmalara katıldı. Barolar, meslek kuruluşları, siyasi partiler, kadın kuruluşları olağanüstü bir destek vardı, 13 duruşmanın tamamına katıldılar. Geldiğimiz noktada beş sanığa beraat ve Cemal Metin Avcı’ya 23 yıl hapis cezası verildi. 14,5 yıl yatarı var. Bu Türkiye yargısı adına utanç vericidir. Bu gibi kararlar Türkiye’de kadın katillerini, profesyonel kadın katillerini yüreklendiren kararlardır. Yazıklar olsun diyorum tek kelimeyle. 

"HAKİM SAVCI HEYETLERİ BAŞVURULARIMIZA RAĞMEN DEĞİŞMEDİ"

- Duruşmalar boyunca hâkim, savcı heyetleri değişti mi? 

- Hâkim, savcı heyetleri değişmedi, aileye karşı ciddi bir önyargı vardı. Üç defa reddi hâkim istedik, çok ilginç bir şekilde reddi hâkim taleplerimizin tamamı mahkeme tarafından reddedildi. Dolayısıyla biz bu mahkemeden zaten adalet çıkmayacağını biliyorduk ve görüyorduk, inanıyorduk da aynı zamanda. Nitekim öyle oldu, istinaf mahkemesine başvuracağız, kararın kaldırılacağını, adaletin tecelli edeceğini düşünüyorum. 

"SONUNA KADAR HUKUK MÜCADELEMİZİ YAPACAĞIZ"

- Bu karardan sonra hukukçular olarak nasıl bir yol izleyeceksiniz? 

- Cinayeti meşrulaştırmak, maktulenin özel hayatını yargılanır hale getirmek, tartışılır hale getirmek için Amerika Birleşik Devletleri’ne müzakere yazıldı iki yıl boyunca. Yetkililerden maktulenin görüntülerinin videosunun kayıtlarının celbi istendi. Bütün video görüntüleri ve yazışmaları, onlara celp edildi, internet şifreleri verildi. Ortada iddia edildiği gibi ne bir video ne bir görüntü ne bir kayıt , ne bir şantaj iddiası var. Buna rağmen mahkeme neye istinaden haksız tahrik indirimi uyguladı? Açıkçası anlamakta güçlük çekiyorum. Bu karar çok net bir şekilde bir hukuk garabetidir. Ama biz adaletin tecellisi, maddi gerçeğin ortaya çıkması, hakkaniyetin tesisi için sonuna kadar hukuki mücadelemize devam edeceğiz. Ulusal ve uluslararası hukuk nezdinde bütün başvuruları yapacağız.

 

Öne Çıkanlar