Sebahat Tuncel, Kadın Stratejik Planlama Çalıştayı'nda konuştu: Mücadele varsa zafer de vardır

Sebahat Tuncel, Kadın Stratejik Planlama Çalıştayı'nda konuştu: Mücadele varsa zafer de vardır
Kadın Stratejik Planlama Çalıştayı’nda kadınlar, birlikte çözüm önerilerini konuştu. Çalıştaya katılan Sebahat Tuncel, kadınların edindikleri kazanımların kolay olmadığını belirterek, “İnanmak başarmanın yarısıdır, mücadele varsa zafer de vardır” dedi.

Artı Gerçek - Van Büyükşehir Belediyesi’nin düzenlediği “2025-2029 Kadın Stratejik Planlama Çalıştayı”, oturumlarla devam etti. Çalıştaya katılan kadınlar, kentin kadın bakış açısıyla yönetilmesinin önemine vurgu yaptı.

Çalıştayda konuşan Kadın Politikalar Daire Başkanı Refika Sönmez, toplumsa cinsiyet eşsizliğinin yaşamın her alanına sirayet ettiğini belirterek, “Kent planlaması, kent politikaları ve yürütülecek tüm hizmetlerde toplumsal cinsiyet eşitsizliğine son verecek bir yaklaşım öncelikli olmalıdır. Kent sakinlerinin yüzde 50’si kadınlar olmasına rağmen temsiliyet ve istihdam oranı oldukça düşük. Kadınların kent yönetimine katılması, kentin yeniden yapılandırılması ve toplumsal alanların oluşturulmasında aktif yer alması cinsiyet eşitliğini sağlamak adına son derece önem arz etmektedir” diye belirtti.

‘ZİHNİYET DEĞİŞİMİ ŞART’

Kadınların stratejik planlamada yer alması gerektiğini vurgulayan Sönmez, şu ifadeleri kullandı:

“Belediyemizin kadınlara yönelik politikaları, vizyonu ve evrensel kamu hizmetlerinin sağlıklı bir şekilde hayata geçirilmesi zorunludur. Bu doğrultuda stratejik planın ihtiyaç haritasını ortaya çıkarmamız gerekmektedir. Ayrıca daire başkanlığımız bünyesinde yürütülecek tüm süreçlerin, şeffaflık ilkesi gereğince vatandaşlara ve sivil toplum kuruluşlarına çeşitli iletişim metotları ile ulaştırılması marka kent inşası için önem arz etmektedir.

Demokratik katılım ile tüm kadınların 5 yıllık stratejik plana dahil edilmesi şarttır. Bu noktada, stratejik planlamanın uzun vadeli bir yaklaşım olduğu, bireysel ve kurumsal açıdan zihniyet değişimi gerektirdiği bilinmelidir."

KÜRT KADIN HAREKETİ VE YEREL YÖNETİMLER

Daha sonra konuşan Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Muş Milletvekilli Sümeyye Boz, “Kürt kadın hareketi olarak yüz yıllardır var olan mücadelemizde son 25 yılda hatta daha uzun bir süredir yerel yönetimlerde yer edindik ve ciddi bir deneyim gösterdik. Kürt kadın hareketi bir propaganda ya da bulunduğu pozisyon üzerinden kendini var eden bir hareket değildir. Kurumsallaşmayı ve toplumsallaşmayı amaç edinen bir yapıdır. Bu anlamda yerel yönetimler, istenilen toplumsallığı sağlamak adına en erişilebilir yerdir” dedi.

“Kadın özgürlükçü, demokratik, ekolojik” paradigmanın kendileri için esas olduğunu söyleyen Boz, kadınların toplumda ve yaşamın her alanında bu paradigmayla var olabileceğini belirtti. Yerel yönetimlerde kadın politikalarının hayata geçirilmesinin kent içinde önemli olduğuna işaret eden Boz, “Kadın çalışmalarımız kayyımların ilk hedefi oldu. Kayyım marifetiyle birçok kadın kurumumuz kapatıldı. Kayyımların tahribatları bütün kentleri işlevsiz bıraktı. Bu stratejik planlamalar kadının gücüne güç katacaktır” diye belirtti.

'KADININ TÜM ROLLERİ ÇALINDI’

Ardından çalıştayda konuşan siyasetçi Sebahat Tuncel de kadınların siyasette yer almasının kolay olmadığına dikkati çekerek, “Kadınların cesaret etmesi ve ‘bende varım’ demesi çok önemli. Bu tablo karşısında insan gururlanıyor. Geçtiğimiz süreçlerde masanın etrafında bu kadar kadın yoktu. Şimdi kendi rengi, dili, kimliği ve kültürüyle var olmak çok önemlidir" dedi.

Tuncer, devamında şunları söyledi:

"Karşımızda erkek egemen kapitalist sisteminde bir sistemi var ancak bizimde demokratik, ekolojik, kadın özgürlükçü paradigmayı savunan bir sistemimiz var. Erkek egemen sistem ilk önce kadının emeğini değersizleştirdi. Kadın emeğini değersizleştirince kadını değersizleştirdi. Beş bin yıllık erkek egemen sistem kadının yarattığı bütün değerleri çarçur etti. Yöneten, toplumun değerlerini inşa eden kadına yönelik saldırılarını gerçekleştirdi. İlk cinsel kırılma tamda kadının tüm rollerinin çalınıp eve kapatıldığı dönemdir.

Tabi ki yönetmek bir sanattır. Politika bir sanattır. Eğer güzel yaparsanız bu işi, toplumu iyi bir yere götürürsünüz, kötü yönetirseniz despot olur çıkarsınız. Kadınlar olarak neden erkek tarzını, hiyerarşik, tahakkümcü, elini masaya vurup iş yapan anlayışı ret ediyoruz. Çünkü kadın, müzakere yoluyla, diyalogla birbirini anlayan ve yönetime katan bir tarzı benimsiyor."

EŞBAŞKANLIK SİSTEMİ

Kadınların olmadığı bir yönetimin demokratik olmayacağının altını çizen Tuncel, yıllardır toplumun yarısını yok sayan, dışlayan zihniyete karşı mücadele verdiklerini ve bunun sonucunda da yönetimlerde yer edindiklerini söyledi. Tuncel, “Eşbaşkanlığı Almanya örneği üzerinden tartıştık. ‘Eşit yönetim’ olacak üzerinden Meclis’e de imza verdik. Aysel Tuğluk ve Ahmet Türk döneminde fiili olarak uygulanıyordu. Fiili uygulanırken bile bir sürü sorun yaşadık. Daha çok resmi olan esas alınıyordu. Bu zihniyeti hala aşmış değiliz. Çünkü erkekler kendilerini o koltuğun sahibi olarak görüyorlar. Verilen mücadeleler sonucunda ise eşbaşkanlık sistemi toplumda büyük bir kabul gördü” dedi.

‘KADIN ÖZGÜRLEŞMEDEN TOPLUM ÖZGÜRLEŞMEZ’

Tuncel, şöyle devam etti: “Kadın özgürlük mücadelesini yok sayan, dışlayan zihniyetlere karşı bir paradigmamız var ve bu paradigmayla yönetimlerde yer ediniyoruz. Başkanımızın da söylediği gibi; ‘kadın özgürleşmeden bir toplumu var edemeyiz.’ Kadınlar yoksa kararlarda yoktur. Gerçekten kadınlar olarak yıllardır bunun mücadelesini veriyoruz. Yeter ki bu yolda birleşelim bu yol bizi çok güzel yerlere götürecektir. İnanmak başarmanın yarısıdır o yüzden biz özgür bir yaşamın var olacağına inanıyoruz ve bunun mücadelesini de veriyoruz. Bildiğim tek bir şey var; hareket varsa hayat var, umut varsa zafer var.”

KENTTEKİ SORUNLAR TARTIŞILDI

Konuşmaların ardından katılımcılar, stratejik planlamaya dair görüş alışverişinde bulundu. Söz alan kadınlar, erken yaşta evlilik, kadına yönelik şiddetle mücadele ve sığınma evlerinin yetersizliğine dikkati çekti. Kadınların alanlarda nasıl aktifleşeceğine dair önerilerini sunan kadınlar, özel savaş politikaları kapsamında geliştirilen madde bağımlılığı ve fuhşa karşı mücadele alanlarının geliştirilmesini, özelde gençler için istihdam alanlarının yaratılmasını istedi ve buna dair görüşlerini bildirdi.

Kooperatiflerle istihdam alanlarının oluşturulmasının önemine vurgu yapan kadınlar, alternatif istihdam alanlarına dair kafalarındaki soru işaretlerini gidermeye çalıştı.

Çalıştay, alınan önerilerle son bulurken, sonuç bildirgesi önümüzdeki günlerde açıklanacak. (MA)

Öne Çıkanlar