Amed Şehir Tiyatrosu seyirci desteğiyle Kürtçe oyunlar sergiliyor
Remzi BUDANCİR
DİYARBAKIR - Kayyım atamalarının ardından kapatılan kurumlarda çalışan sanatçılar çalışmalarını kendi çabalarıyla sürdürdü. Sanatçıların oluşturduğu Amed Şehir Tiyatrosu engellemelere, kısıtlamalara ve zor koşullara rağmen 2016’dan bu yana bir çok oyun sahneledi. Amed Şehir Tiyatrosu yeni sezona 8'inci Tiyatro Festivali ile başladı. Diyarbakır’da perşembe günü başlayan festivale ilgi yoğun.
Artı Gerçek’e konuşan Amed Şehir Tiyatrosu oyuncusu ve aynı zamanda festivalin açılış oyunu “Hema Hema Jin Elîzabeth/Neredeyse Kadın: Elizabeth"in yönetmeni Berfin Emektar, Amed Şehir Tiyatrosu olarak yeni sezonu festivalle açtıklarını söyledi.
Amed Şehir Tiyatrosu olarak tüm kısıtlamalara rağmen 7 yıldır çalışmalarını sürdürdüklerini ifade eden Emektar, bu sezonu dolu dolu geçirmeyi planladıklarını aktardı. Amed Şehir Tiyatrosu'nun her hafta sonu perde açan bir topluluk olduğunu hatırlatan Emektar, “Yeni sezonda yeni repertuarlarımız olacak. Ayrıca turnelerimiz var. Batman, Van turnemizi yaptık. Festivalden sonra İzmir turnemiz olacak. Yoğun bir programla devam ediyoruz” dedi.
AMED ŞEHİR TİYATROSU ÖDENEKSİZ ÖZEL TİYATRO
Amed Şehir Tiyatrosu Kürtçe oyunlar sahneleyen bir topluluk. Kendi imkânları ile turnelere çıkıyor, gittiği kentlerde engellemelerle karşılaşıyor. Ödeneği olmayan, kendi imkânları ile ayakta durmaya çalışan Amed Şehir Tiyatrosu’nun işi kolay değildi. Zorlukları bilerek bu yola çıktıklarını ifade eden Emektar, “Sonuçta biz ödeneksiz özel bir tiyatroyuz. Aslında onun için o kadar çok yoğunuz. Ayakta kalabilmek için çok daha fazla çalışmak lazım. Diğerlerine göre 10 kat daha fazla çalışmamız lazım. Seyirciye ulaşmanız ve oyun yapmanız lazım. Öncelikle o ekonomik döngüyü dönüştürmek gerekiyor” diye konuştu.
SEYİRCİSİ OLAN BİR TİYATRO
Diyarbakır gibi bir kentte pek alternatif yok. Kentte Amed Şehir Tiyatrosu bu alanda çalışma yapan tek tiyatro topluluğu. Kürtçe oyun sahnelemelerinin halkta nasıl bir karşılık bulduğu sorusuna Emaktar, “Çok iyi karşılığı oluyor. Amed Şehir Tiyatrosu bu konuda çok şanslı olarak görüyorum. Bakın şu anda bir festival yapıyoruz. Ödeneksiz olan özel bir tiyatronun bu kapsamda bir festival yapması çok zor. Koşulları çok zor. Çünkü ciddi ekonomik maliyetlerle bu işler yapılıyor. Bir röportajda ‘gücünüzü nereden alıyorsunuz’ diye sorduklarında, ‘halktan alıyoruz’ demiştim. Belki klişe olacak ama gerçekten gücümüzü halktan alıyoruz. Seyirci desteğinden alıyoruz. Seyircisi olan bir tiyatro topluluğuyuz. Bizim için bu çok önemli. Bu ilgi, bu sahiplenme bizi bir çok şey yapma konusunda cesaretlendiriyor. Oyunlarımızı takip eden, bizi yalnız bırakmayan, düştüğümüzde bizi kaldıran bir seyircimiz var. Seyircinin desteği bu açıdan önemli” cevabını verdi.
ENGELLEMELER, YASAKLAMALAR
Seyirci desteği olsa bile başka zorluklar da var. Kürtçeye yönelik baskılar, kısıtlamalar ve engellememeler. Sadece Kürtçe konserler değil, Amed Şehir Tiyatrosu’nun da bir etkinliği yıllardır engellemelere takılıyor. Kürtçeye yönelik baskıların devam ettiği bu dönemde Kürtçe oyun sahnelemenin kolay olmadığının farkında olduklarını ifade eden Emektar, “En son Van, Adana ve Mersin’de bir engelleme oldu. Oyunun içeriği ile ilgili ‘ben bu oyunu yasaklıyorum’ demiyorlar. ‘Valilik etkinlik yapmaya izin vermedi’ diyorlar. Bire bir o oyun yasak demiyorlar. Etkinlik demiş olsalar bile biz biliyoruz ki bu Kürtçeye yönelik bir engel. Tabi sadece Kürtçe değil, öteki olana, alternatif olana, farklı olana karşı korkunç bir hoşgörüsüzlük, tahammülsüzlük var” dedi.
VALİLİKLERİN GEREKÇESİ ‘KAMU GÜVENLİĞİ’
Bu kısıtlama ve engellemelerde valilikler öne çıksa da, bu kısıtlamalarda belediyelerin de rolü var. Bu belediyeler muhalefet partilerine ait. Engellenen etkinliklerinin hiçbirinde “Bu oyununuz, yada oyunda bu karakter yasak’ gibi bir tebligatla karşılaşmadıklarını hatırlatan Emektar, engellemeleri şöyle anlattı:
“Bu sadece valilik iznine takılan bir mesele değil. Gittiğimiz kentlerde belediyenin salonuna başvuruyoruz. O bir iç etkinlik, bir tiyatro. O belediye başka bir gruba yapmıyor, ama bize yapıyor. ‘Valilik iznini bana getir’ diyorlar. Çünkü Kürtçedir, sorumluluk almak istemiyor. Bu çok karşılıklı yürüyen bir uygulama. Şu içerikten, şu karakterden dolayı yasakladım diye bir tebliğ göndermiyor. Valilik ‘kamu güvenliği’ diye bir madde tutturmuş, her yerde ‘kamu güvenliği’ gerekçesiyle engelliyor. Salonda yapılan bir etkinliğin kamu güvenliğine ne zararı var bilemiyorum. O etkinliğe izin vermemek adı altında bu yapılıyor."
'CHP BELEDİYELERİ ENGELLEMENİN BİR PARÇASI'
Başvurularına karşı valilik izni isteyen belediyeler arasında CHP’li belediyelerin de olup olmadığına ilişkin soruya Emektar, “Evet zaten CHP belediyelerine başvuruda bulunuyoruz ağırlıklı. Diğerlerine başvurmuyoruz. Onlar çok net, zaten açık açık izin vermiyorlar. Ama bunlar suçu kendilerinden atıp ama işte kendilerini çok demokrat gibi görünüp ‘Ya işte bizimle ilgili sorun yok. Valilik izin vermiyor’ noktasına getiriyorlar. Ama dolaylı olarak bu engellememin bir parçasıdırlar. Bizde biliyoruz. Belediyelerin kendi iç etkinliklerini bir yere bildirme zorunluluğu yok. Ama biz olduğumuzda böyle bir şeyle karşılaşıyoruz” cevabını verdi.
KÜRT DESTANLARI VE DÜNYA KLASİKLERİ
Amed Şehir Tiyatrosu, Kürt destanları, yerel hikayeler aynı sıra dünya klasiklerinden eserleri de sahneliyor.
Bu konuda geniş bir repertuarlarının olduğunu ifade eden Emektar, şunları söyledi: “Biz kendimizi Kürtçe kurumsal tiyatro olarak kendimizi tarif eden kurumlan birisiyiz. Sahnesi olan tiyatroyuz. Çeviriler de bizim için önemli. Dünya klasiklerini Kürt diline kazandırmayı programımızın bir parçası olarak görüyoruz. Bunlar dünya mirası olan eserler ve bunlar neden Kürt tiyatrosunda Kürt dilinde olmasın? Tabi ki sadece bunu yapıyoruz anlamına gelmiyor. Mem û Zîn’i yaptık. Kürt destanlarını, hikâyelerini da yapıyoruz. Biz yılda sadece 3-4 oyun çıkartan bir topluluk değiliz. Repertuarlarımız var, bunun içinde kendi oyunlarımızda var. Evet, kendi hikâyelerimiz de var onları da yapıyoruz. Ama Dünya mirasından kendimizi azade ederek bunlara ulaşamayız. Bunların hepsi bir birini tamamlayan şeyler.”