Cem Yılmaz ve film ekibi 'Do Not Disturb'ü anlattı: Karakterlerin kusurlu olmasına dikkat ederim
Artı Gerçek - Dijital dizi ve film platformu Netflix'te 29 Eylül'de izleyiciyle buluşan Cem Yılmaz imzalı Do Not Disturb filminin oyuncuları ve Yılmaz, film ile ilgili açıklamalarda bulundu.
Karakomik Filmler serisinin uzantısı olarak izleyiciyle buluşan filmde, başkahraman Ayzek'i Cem Yılmaz canlandırıyor. Filmin kadrosunda Yılmaz'a, Nilperi Şahinkaya, Celal Kadri Kınoğlu, Bülent Şakrak, Özge Özberk ve Ahsen Eroğlu eşlik ediyor.
Yıllarca vapurlarda garsonluk yapan fakat pandemi nedeniyle işsiz kaldığı için sonunda bir otelde gece vardiyasında iş bulan ve beklenmedik olayların ortasında kalan Ayzek karakterinin maceralarını anlatan Do Not Disturb filminin oyuncuları ve yaratıcısı Yılmaz, T24'ten Muammer Brav'ın sorularını yanıtladı.
Muammer Brav'ın, filmin adının neden 'Do Not Disturb' olduğuna ilişkin sorusunu Cem Yılmaz şöyle yanıtladı:
''Filmin adının rahatsız edilmek ile ilgili olan bağında; karakter filmin bir yerinde 'beni rahatsız etme' diyor. Çünkü belli ki bunlar birbirlerini rahatsız ediyor. Gerçek hayatta ya yüz yüze iç içe ya da bazen medya aracılığıyla örneğin; Nilperi'nin oynadığı karakterde ki gibi sanal dünya hayatın bir yerinde mutlaka karşılaşıyorlar ve herkes birbirinin bir şekilde rahatsız ediyor. Benim temennim kimse kimseyi rahatsız etmesin olduğu için filmin adı bu oldu.''
Pandemiden çıkan Ayzek'in hayata karşı öğrendiği bazı öğretilerden birisi olan insanları sevme konusundan yola çıkarak herkes her şeyi bilmek zorunda mı düşüncesi yeni manifestolara gebe oluyor. Kendiyle ilgili eksikliği dürüstçe kabul etmeyen insanlara nasıl bir etki yaratıyor merakı duyan Cem Yılmaz bu sırada kendisini öykünün içerisinde nasıl bulunduğunu anlatıyor.
Filmin oyuncuları da, hayat verdikleri karakterler hakkında şöyle konuştu:
Ayzek ile sosyal medyada buluşan içerik üreticisi bir karaktere hayat veren Şahinkaya, "Karakterin nasıl belirginleşmesi konusunda özel olarak bir isim üzerinden ilerlemedik. Karakter, sakin ve güven verici bir ses tonuyla konuşuyor onu biliyoruz.''
Ahsen Eroğlu, Ayzek'in hoşlandığı genç kız olan Zuhal'i canlandırıyor. Eroğlu, Zuhal karakterine hayat vermekten mutlu olduğunu ifade ederek ''Zuhal ile benim özendiğim bir kız, inanılmaz kendine güvenen ve kendi dünyasını yaratmış. Kompleksli olduğunu düşünmüyorum. Kendisine bir çizgi belirlemiş ve idealleri olan bir genç kız aslında. Başka şeylerle pek ilgili olmasa da etrafında bunca olay olurken kayıtsız kalamadığı bir sürü anlar da var. Ben Zuhal'i tanıdığım için çok mutluyum.'' dedi.
Hayat verdiği Davut karakteri için günlük hayatta karşılaşabileceğimiz bir karakter olduğunu ifade eden Bülent Şakrak, da rolünü şu sözlerle anlattı:
''Karakterin şöyle bir durumu var; Kapıdan çıksak 4 kişiden 1'i aslında. Cem Abi'nin senaryosu olduğu için zaten bir çok şey hazır, kendi özel hayatımda da küçük yer çocuğu olduğum, biraz bu insanlarla da muhatap olduğum, ayrıca tanıdıklarımda olduğu için hepsini harmanlayarak Cem Abi'nin hazırladığı kişiliği ortaya koymaya çalıştığım bir öykü oldu.''
Davut karakterinin aksine Özge Özberk için çok ters köşe bir kişilik olan ve tüm derdi Ajda Pekkan mı Sezen Aksu mu düşüncesinden ibaret Saniye karakteri ise Özberk'in ifadeleriyle şöyle:
''Benim için çok ters köşe bir kişilikti. Dışarı çıktığınızda 3-4 kişiden birisi değil. Oldukça farklı ve çok keyifli bir karakter bütün derdi Ajda mı Sezen mi. Ayzek'in içsel savaşına kendi bildiği savaşa dahil ederek aslında kendi hayatına ortak ederek uzaklaştırmaya çalışıyor olsa da onun derdi zaten büyük. Onun sayesinde hayatımda hiç söylemediğim şeyleri söylüyorum.''
Filmde Edebiyat Profesörü'nü canlandıran Celal Kadri Kınoğlu, karakterler ve oyunculara dair şu ifadeleri kullandı:
''Aslında biz bilmediğimiz yerleri severiz. En zor rol size en çok benzeyen roldür, en zoru sıradan bir adam olmaktır. Hep sorarlar 'deliler gerçekten deliriyorlar mı?' diye 'keşke delirsek' derim. O roller daha fazla cezbeder bizi.''
'FİLMDE HERKES BİR KARAKTER, OTEL DE BİR KARAKTER'
Filmin yaşandığı mekanı oluşturan otelin karakterine değinen Cem Yılmaz, filmin zamanla bütünleşen gerçek özleme dayanan özelliklerinden bahsetti:
''Herkes bir karakter, otel de bir karakter. Hani denir ya 'Kimse yoğurdum kara demez'. Otel de dolayısıyla bu diğer karakterler gibi kusurlu, gerçek bir özleme dayanıyor, sokakta uyum sağlıyor, eskiyerek o özellikleri sürdürüyor.''
ÖMER KAVUR'UN ANAYURT OTELİ BENİ ÇOK ETKİLEMİŞ BİR FİLM
''Eser olarak Ömer Kavur'un Anayurt Oteli bizi çok etkilemiş bir film. Benim edebiyatım o kadar kuvvetli değil tabi ki onlardan bir esans olmasını arzu etmek her amatörün arzusudur. Dolayısıyla o ustaların izlerinin olması çok anlamlı. Otel mekanı beni çok uzun zamandan beri kaşıyan bir şey. Sanat yönetmenimiz Burak Yıldırım sayesinde çamaşırhaneye girdiğiniz zaman sabun kokuyor. Yapıyor bunu eşek herif. Film süreci benim için; tanıdığım bildiğim yerlerde ama tanımadığım bir zamanda tanımadığım kişilerle vakit geçiyor gibi oldu.''
'SÖZLERİN SLOGANLARI TEDAVİ ETMEDİĞİ BİR TOPLULUK VE HER KESİMDEN DE TEMSİLCİSİ VAR BURADA'
''Karakterler de şeytani boyutta, hepsi birbirine yakın. 30 sene öncesinden beri karakterlerin kusurlu olmasına çok dikkat ederim. Filmde hocamız da bir yerde bu durumu ayırt ediyor ve diyor ki 'Herkesin fikri olmasından çok sıkıldım', iyi de hocam senin de var. Filmin ortak anlamda en çok dokunmaya çalıştığı şeylerden biriside bu, ne kadar da emin herkes bilgisinden. Bunu düşündürmeye çalıştım ben. Sözlerin sloganları tedavi etmediği bir topluluk ve her kesimden de temsilcisi var burada.'' (KÜLTÜR SANAT)