Contemporary İstanbul bitti: Etkinlikteki su baskınında neler oldu?
İlker Cihan BİNER
Artı Gerçek - Bu yıl 18'inci edisyonu 28 Eylül - 1 Ekim tarihleri arasında gerçekleşen Contemporary İstanbul'a, fuar alanı olan Tersane İstanbul'da meydana gelen su baskını damgasını vurdu.
22 ülkeden toplam 67 sanat galerisi; 4 insiyatif, 4 sanat kurumu, 591 sanatçı ve 1537 eserin yer aldığı fuar alanında, 29 Eylül günü başlayan yağış nedeniyle su baskını yaşandı. Olayın ardından birçok eserde hasar meydana geldi.
Contemporary İstanbul, 30 Eylül’de konu ile ilgili bir basın açıklaması yaptı. Fakat fuar alanında yer alan bazı inisiyatifler su baskınından zarar gördü.
YAĞMUR SANKİ İÇERİDE YAĞIYORDU... PANİK HALİNDE İŞLERİ İNDİRMEYE ÇALIŞTIK
Konuştuğumuz inisiyatiflerden KOLİ Art Space, ortaya çıkan zarara dair dair şunları söylüyor:
"KOLİ Art Space olarak CI Bloom ilk fuar deneyimimizdi. Çok satış yapamasak da gayet güzel geçmişti, zaten amacımız görünürlüktü. Sanat alanından birçok insan ile tanışıp kendimizi anlatma fırsatı bulmuştuk sonra tersanedeki fuarın daha verimli geçeceğini düşünüp ona da katılmak istedik. İlk iki gün biraz yağmur yağdı, küçük sızıntılar oldu ama ciddiye almadık, küçük önlemlerle atlattık. Fakat Tersane İstanbul Lütfi Kırdar’a göre çok zor bir alandı, kimse sergimizde durup işleri inceleyemiyordu, kimseyle sohbet edemedik. Bizim fuara katılmamızdaki asıl amaç tanınırlığımızı arttırmak bu yüzden iletişim kurmak bizim için önemli. Kalabalık ve çok galeri olmasından kaynaklı insanların ilgisinin dağınık olduğunu düşünmüştük. Sonraki gün yağmur yağmaya başladı. Önce tavan birkaç yerden damlamaya başladı. Camsız çerçeveli sergilenen bir işi indirip güvenli bir yere almaya çalışırken bir anda tüm tavandan sular aktı. Yağmur sanki içeride yağıyordu. Bütün koridorda, inisiyatiflerdeki herkes panik halinde işleri indirmeye çalıştık."
'İŞLERİMİZİ GÜVENE ALABİLECEĞİMİZ KURU BİR ALAN BİLE KALMAMIŞTI'
"Ama işlerimizi güvene alabileceğimiz kuru bir alan bile kalmamıştı. İşlerimiz zarar gördü. Birine elektrik çarpmaması büyük şans. Tüm koridora bileğimize kadar su bastı. Bu esnada fuar açıktı. Hepimiz fuarın ortalarında bir yerlere işlerimizi yığdık ve bekledik. Sonra bir galerinin deposuna işleri yerleştirdik. Tüm gün ıslak ayakkabılar, ıslak çoraplarla hasar tespiti yapılmasını bekledik. Fuar organizasyonu çok üzgündü. Bize zarar gören işlerin masraflarının karşılanacağını kibarca vaat ettiler. Kasti olmadığını söylediler. Çatı tamir ediliyor dediler. Elbette kasti değil. Ama bunun bizim başımıza gelmesi bizim fuardaki varlığımızın nasıl da emanet olduğunu hatırlattı."
'BİRİLERİ AYAKLARI SUDA YÜZERKEN BİRİLERİ İŞLERİN ÖNÜNDE SELFİE ÇEKİYORDU'
"Bir sürü emek verdik. Sanat alanında hem bağımsız sanatçılar olarak hem de kuirler olarak var olmak… Kendimizi biraz da olsa gösterebilmek için bu kadar çaba…. Birileri ayakları suda yüzerken birileri işlerin önünde selfie çekiyordu, buna şaşırmadık. Elbette bizim başımıza gelecek; bizim yani en savunmasız, en korunmasız, en kırılgan, en oraya ait olmayan, en çabuk vazgeçilebilecek, en kolay dışarda bırakılabilecek. Bize ayrılan alan; kamusal alanın gölgeleri, geceler ya da kasvetli evlerin dört duvarları. Ne bekliyorduk ki, en tepedekilerin yanlarına yaklaşmak elbette bu kadar kolay olmayacak. Önce rezil olacağız sonra yeniden doğrulacağız."
'SINIF FARKININ BARİZ OLDUĞU BİR ALANDAN TÜM UMUTLARIMIZ 'SUYA DÜŞEREK' AYRILDIK'
"Diğer inisiyatiflerle beraber hareket ederek bu kadar emeğin boşa gitmemesi için ertesi gün yeniden kurmaya karar verdik. Bize tersane ekibinin çatıyı 24 saattir tamir ettiğini ve yeniden bir sorun yaşanmayacağını söylediler. O gün yarısı ıslak işlerle sergimizi yeniden açtık. Akşam giderken Noks Art Space ve Ka Atölye ile birlikte, ne olur ne olmaz diye işleri indirip bir kirişin altında güvenceye almaya çalıştık. Pazar günü geldiğimizde yine her yer ıslaktı. İşleri House of Brothers’ın iç kısmına taşıdık ve paketledik. Fuar bizim için bu şekilde bitti ve zaten kendimizi ait hissetmediğimiz, sınıf farkının bu kadar bariz olduğu bir alandan tüm umutlarımız -kelimenin tam anlamıyla- suya düşerek ayrıldık."
KOLİ Art Space’in fuar alanında yer alan sanatçılardan olan Ekin Keser: ‘İlk gün su bastığında hafif atlattıklarını belirterek bazı eserleri mekan kuruyana kadar bazılarını da hiç asamadıklarını söyledi.
Fuar alanının yetersizliği sadece yukarda bahsedildiği kadar da değil. Ekin Keser sözlerine şöyle devam etti:
"Havasızlığı, tuvalet ve ulaşım sıkıntısı hayli zorladı bizleri. Görünürlük kazanmaya çalışan bizler,bir kere daha fırsat eşitsizliğine maruz bırakıldık. Bu sebeple bana göre masrafların karşılanması yeterli değil. Ülkedeki idari durumlarla ilgili Antakyalı bir sanatçı olarak güvensizliklerim var. Adıyaman merkezli deprem sonrası Hatay’da ve birçok deprem bölgesinde yaşananlar malum. Farklı mevzular gibi görünse de yönetim anlamında inisiyatif alıp daha yapıcı çözümler üretilmelidir. Umarım bu öngörülememiş sorumsuzluk timsalini bir daha yaşamayız."
Yine Antalya’dan katılan Kıyı Project’in stantı sel baskınından zarar gördü.
Kıyı Project’ten Özge Yağcı’nın da yaşadıklarıyla ilgili beyanı şöyle:
"Kıyı Project, göçebe bir kimlikte, Antalya’nın farklı kıyı topografyalarına özgü üretilen bir dizi çalışmayı içermektedir. Bu nedenle kolektif, bir kıyı kenti olan Antalya’da, kıyının yalnızca turistik faaliyetler üzerinden değil kültürel ağlarla da kavrandığı bir bakış açısı üretmek ister. Kıyı, bir tüketim mekânı olmasının ötesinde, kara ve su ekosisteminin birlikteliğinde ara bir mekân kurgusu sunar. Sınır alanı niteliğindeki bu mekân insan dışı türlere ve doğaya teması sağlayan bir geçiş bölgesidir."
'İNİSİYATİFLERİN YER ALDIĞI KORİDOR İZLEYENE TAMAMEN KAPATILDI'
"Bu mekân galeri mekanının sunduğu sabit ve değişmez kurgudan oldukça farklı, en boy derinliğin sürekli değiştiği hareketli bir mekân dinamiği sunar. Hava şartları ön görülemezdir. Bu bağlamda kıyının, Contemporary İstanbul’un sunduğu mekân dinamiğinden oldukça farklı bir deneyim alanı içerisinde hareket ettiği düşünülmektedir. Ancak fuar süresince yağan yağmurlar sonucu fuar alanını su basması, kolektif olarak deneyimlediğimiz açık hava şartlarına bu kez de fuar alanında maruz kalmamıza neden olmuştur. Ancak burada şu noktayı belirtmekte fayda var; kıyıda hava şartlarının ön görülemez olduğunu düşünerek mekâna özgü işler üretmekteyiz. Contemporary İstanbul’da yer alan standımız ise kıyıdaki pratiklerden farklı olarak bireysel üretimlerimizi içermektedir. Bu nedenle işlerimizin fuar süresince sergilenmesinde güvencesiz bir ortam oluşmuştur. Her seferinde çatının onarıldığı bilgisi gelmiş, işlerimiz tekrar aynı alana kurulmuş, her seferinde standımızın yer aldığı koridoru su basmıştır. Böylelikle fuarın son üç günü sağlıklı bir sergileme ortamı sağlanamamıştır. Yağan yağmurlar ya da eserlerin toplanıp tekrar kurulması süreçlerinde çalışmalarımız zarar görmüştür. Fuarın son günü ise bazı galerilerin ve inisiyatiflerin yer aldığı koridor izleyene tamamen kapatılmıştır."
Ortaya çıkan bu zararların nasıl kapatılacağı ise merak konusu.