Demirtaş bu kez yazarlık serüvenini anlattı: Edebiyat ve sanat siyasetin uzağında, dışında bir alan değil

Demirtaş bu kez yazarlık serüvenini anlattı: Edebiyat ve sanat siyasetin uzağında, dışında bir alan değil
Tutuklu bulunan Demirtaş, hayattaki duruşunun edebiyat ve siyasette aynı olduğunu söyledi. Yazarlık serüvenini anlatan Demirtaş, ‘Sokak müzisyenleri vardır hani, çok severim ben de, belki ben de sokak yazarı olmaya çalışıyorum’ dedi.

Artı Gerçek - Edirne F Tipi Cezaevinde tutuklu bulunan HDP eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Kısa Dalga’dan, Yeşim Özdemir’in sorularını avukatları aracılığıyla yanıtladı. Demirtaş, bu defa yazar kimliğiyle edebiyatla olan ilişkisine, yazarlık serüvenlerine hakkında konuştu.

Edebiyat ve sanat siyasetin uzağında, dışında bir alan olmadığını söyleyen Demirtaş “Siyasi mücadeleye alternatif veya onun karşısında bir uğraş da değil. Benim siyasi kimliğim ve mücadelemin içinde, parçası olarak gelişti edebiyat serüvenim. Devam edecekse de hep bu şekilde sürdüreceğim” dedi.

Demirtaş yeni yazığı kitabın adını ‘DAD’ olarak açıklayıp, “Anlamı nedir diye soranlar olabilir. Kürtçe bilenlerin aklına hemen bir anlam gelecektir zaten ama acele etmeyin bence. Belki de DAD çok anlamlı bir kelimedir” ifadelerini kullandı.

‘EDEBİYAT VE SANAT SİYASETİN UZAĞINDA, DIŞINDA BİR ALAN DEĞİL’

Yazarlık serüvenini anlatan Demirtaş, “Yazma isteği uzun yıllar boyunca içimi kemirip duran bir duyguydu” diyerek şunları söyledi:

“Aktif siyasetin zorunlulukları, yoğunluğu ve misyonu beni hep frenledi. Ancak hapislikle birlikte, içimde birikenleri yazma fırsatı bulabildim.

Başlangıçta kitaba dönüştürme fikri olmadan öyküler yazmaya başladım, sonrasında kitap projesi ete kemiğe büründü.

Edebiyat ve sanat siyasetin uzağında, dışında bir alan değil. Siyasi mücadeleye alternatif veya onun karşısında bir uğraş da değil. Benim siyasi kimliğim ve mücadelemin içinde, parçası olarak gelişti edebiyat serüvenim. Devam edecekse de hep bu şekilde sürdüreceğim.”

‘BENİM AÇIMDAN BİR KİŞİSEL DİRENİŞ TAVRIDIR, YAZMAK’

Özdemir’in “Mapusluk bitince, bitecek mi yazarlık?” sorusuna Demirtaş, “Yazma eylemimi bitirmeyi hiç başaramayacağım galiba. Bu benim için bir yaşam biçimi artık” vurgusu yaparak şunları kaydetti:

“Mücadele alanımın bir parçası olarak hep yazma isteği var içimde. Mesele yayımlamanın, kitaba dönüştürmenin çok ötesinde. Benim açımdan bir kişisel direniş tavrıdır, yazmak.”

‘BAZI ŞEYLER UNUTULMUYOR, UNUTULMAMALI BELKİ DE’

Yazdığı kitapların bazı bölümlerinde yazdıklarının kendisine hissettirdiklerinden bahseden Demirtaş şunları ifade etti:

“Siyasette çok fazla saldırı altında olduğum, bana dokunanın yandığı günlerde sırt çeviren “dostlarımın” bende yol açtığı derin hayal kırıklığının etkisi altındayken hücremde yazdığım cümleler bunlar. Benim için ve herkes için halen geçerli. Bazı şeyler unutulmuyor, unutulmamalı belki de.

Türkiye'de siyasetin içinde debelendiği açmazı da ifade ettiğini düşündüğüm bu bölüm önemliydi benim için. Bu bölümü bir basın açıklaması olarak yayınlayabilirim, nitekim çok sayıda siyasi demecimde buna benzer mesajlar var. Ancak tam da bir akışın içerisinde, ete kemiğe bürünmüş karakterlere söyletmek daha etkili bir yöntem gibi geldi bana.

‘TOPLUMSAL GERÇEKÇİLİK GÜNCEL BİR DİL, KURGU VE ÜSLUPLA EDEBİYATA AKTARILABİLİR’

Birçok yazar edebiyatta bu yöntemi benimsemiyor, doğru bulmuyor ve edebiyatın araç haline getirildiğini düşünüyor. Ama benim edebiyatım o şekilde steril olmaz, olamaz. Toplumsal gerçekçilik güncel bir dil, kurgu ve üslupla edebiyata aktarılabilir, ben bunu deniyorum.

‘KAFANIZDAN UYDURDUĞUNUZ ‘EDEBİYAT ANAYASASINI’ KABUL ETMİYORUM’

Ha, eleştirmenler edebiyatın kuralları dışına çıktığımı, edebiyatı siyasi mücadeleme alet ettiğimi düşünüyorlarsa onlara naçizane tavsiyem şu olabilir:

Kitaplarımı okumayın kardeşim. Sizin steril edebi dünyanız sizin olsun, ben nasıl istiyorsam öyle yazarım. Kafanızdan uydurduğunuz “edebiyat anayasasını” kabul etmiyorum. Kuralları neden siz belirliyorsunuz ki?

Belki ağır oldu ama…

Neyse ki beni henüz bu şekilde eleştiren bir eleştirmen çıkmadı. İleride çıkarsa diye ben cevabımı peşinen yazmış olayım da ☺”

‘BENİM İÇİN YAŞAM TARZI BİR BÜTÜN’

Demirtaş, yazıyla, yazmayla olan ilişkisini ise şöyle anlatıyor:

“Hayata karşı duruşum neyse siyasetim de edebiyatım da odur. Benim için yaşam tarzı bir bütün. Neysem her yerde oyum yani. Toplumsal ve bireysel sorunlar, acılar, çözümler, mücadeleler benim dert edindiğim şeyler. Bu benim işim, mesleğim değil, hayatımın ta kendisi.

‘BELKİ BEN DE SOKAK YAZARI OLMAYA ÇALIŞIYORUM’

Yazı yazmak, edebiyatla uğraşmak da tüm bu mücadele süreçlerinin önemli bir parçasıdır. Sırf yazmış olmak için yazmamaya, toplumda, bireyde karşılık bulmaya, bir şeyleri sorgulamaya, sorgulatmaya, iyileştirmeye çalışıyorum.

Sokak müzisyenleri vardır hani, çok severim ben de, belki ben de sokak yazarı olmaya çalışıyorum. Bir kaldırım kenarında öykülerini yazıp halkla paylaşan, edebiyatı sıradan, kocaman yürekli insanlara, geniş kitlelere ulaştırmaya çalışan bir sokak yazarı!

Bu şekilde çok daha fazla insanın yüreğine dokunabildiğimi düşünüyorum. Siyasi bir bildirinin yaratacağı etkinin çok daha ötesinde bir etkiden söz ediyorum. Bu da beni edebiyata sarılmakta çok motive ediyor.

‘SON KİTABIMIN ADI ‘DAD’

Bilinçli bir tercihle kitapların ismini karakterden seçtiğini belirten Demirtaş, çıkacak son kitabından bir değişiklik yaptığını söyledi. Demirtaş, “Şubat’ın ilk haftasında okurla buluşmasını beklediğimiz kitabımın adı da esasında karakterlerin isimlerinin izini taşıyor ama bir insan ismi değil sonuçta” diyerek şunları kaydetti:

“Geleneği son kitabımda birazcık bozdum yani, tümüyle bozmadığımı da ilgili öyküyü okuyunca anlayacaksınız.

Son kitabımın adı “DAD”.

Anlamı nedir diye soranlar olabilir. Kürtçe bilenlerin aklına hemen bir anlam gelecektir zaten ama acele etmeyin bence. Belki de DAD çok anlamlı bir kelimedir.”

Demirtaş son olarak, “Selçuk Hocayla beraber tüm dostlara selam, sevgilerimizi gönderiyoruz” dedi.(HABER MERKEZİ)

Yazının tamamına link üzerinden ulaşabilirsiniz.

Öne Çıkanlar