Göbeklitepe'nin son buluntuları: öğütme taşları

Göbeklitepe'nin son buluntuları: öğütme taşları
Bu sezon Göbeklitepe'de sürdürülen kazı çalışmalarında öğütme taşları ve el taşları gibi birtakım önemli buluntulara ulaşıldı. Göbeklitepe açısından bu tür buluntuların gündelik yaşamda kullanılan önemli araçlar olduğu belirtiliyor.

Artı Gerçek - Bu sezon Göbeklitepe'de sürdürülen kazı çalışmalarında öğütme taşları ve el taşları gibi birtakım önemli buluntulara ulaşıldı. Göbeklitepe açısından bu tür buluntuların gündelik yaşamda kullanılan önemli araçlar olduğu belirtiliyor. Zira bu durum, Göbeklitepe'nin sadece kutsal bir toplanma alanı değil; aynı zamanda gündelik yaşam için de önemli bir alan olduğuna ilişkin varsayımları değerli hale getirmiş oluyor.

aa-20221026-29254603-29254601-sanliurfa-salgin-oncesindeki-turizm-hareketliligini-yasiyor.jpg

Konuya ilişkin bilgi paylaşan Kazı Heyeti Bilimsel Başkanı Prof. Dr. Necmi Karul:
"Göbeklitepe'de özellikle ikinci evreye tarihlenen dörtgen planlı yapıların olduğu yerde çalışmalarımız sürüyor. Bu yıl bu mekanların içerisinde çok sayıda günlük kullanıma işaret eden öğütme taşları, el taşları gibi buluntularla karşılaştık. Analizleri bize bu faaliyetlerin neler olduğu hakkında fikir verecek. Bunları da bu kış döneminde yapmayı planlıyoruz" diyor.

aa-20221024-29237995-29237993-gobeklitepede-ogutme-taslari-bulundu.jpg

Karul, sahaya ilişkin yaptığı genel değerlendirmesinde, "Hem Göbeklitepe hem diğer yerleşim yerleri (Taş Tepeler), yaklaşık 11 bin-11 bin 500 yıl önce geniş bir coğrafyada etkileşim halindeki bir sosyal organizasyonun parçası olan yerleşmeler. Bu bölgenin çağdaşı diğer bölgelerin içerisinde biraz daha farklılaştığını söyleyebiliriz" diyor.

Anadolu Ajansı'nın haberine göre, Göbeklitepe Kazı Heyeti Başkanı ve İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Necmi Karul, bu yılki kazılarda günlük kullanıma işaret eden öğütme taşları bulunduğunu belirterek, "Analizleri bize bu faaliyetlerin neler olduğu hakkında fikir verecek. Bunları da bu kış döneminde yapmayı planlıyoruz." dedi.

Arkeolojik kazılarda elde edilen bilgilerin çalışmalar yapıldıkça, veri analizine gidildikçe değiştiğini kaydeden Karul, Göbeklitepe'ye ilişkin genel kabul gören bazı konuların geçerliliğini koruduğunu, bazılarının çok doğruyu yansıtmadığını gördüklerini ve başka olasılıkları da düşünmeye başladıklarını belirtiyor.

aa-20221026-29254603-29254596-sanliurfa-salgin-oncesindeki-turizm-hareketliligini-yasiyor.jpg

Prof. Karul "Bunlardan öne çıkan konulardan bir tanesi her ne kadar Göbeklitepe'de sadece kimilerine göre tapınak olarak adlandırılan kamusal yapıların olduğu önerilse de konut tarzında, barınak tarzında mekanların olduğu biliniyordu. Bunların daha fazlasına ulaşıldı. Dolayısıyla artık 'Buranın bir toplanma merkezi mi, yoksa insanların aynı zamanda yaşadıkları bir yerleşme mi' sorusu daha fazla tartışılır hale geldi. Göbeklitepe ile birlikte benzeri çağdaş yerlerden biri olan Karahan Tepe veyahut da bölgedeki diğer taş tepeler kapsamındaki kazılarda da yine konutlarla karşılaşmış olmamız bu yerlerin içlerinde kamusal yapıları barındıran yerleşmeler olma olasılığı daha da arttırdı." diyor.

UNESCO DÜNYA MİRAS LİSTESİ ZİYARETÇİ BASKISI OLUŞTURDU

Göbeklitepe'de son yıllarda daha çok koruma çalışmalarına yöneldiklerini anlatan Karul, UNESCO Dünya Miras Listesi'ne dahil olduktan sonra Göbeklitepe'de ciddi bir ziyaretçi baskısı oluşmaya başladığını, yapıların ve üzerindeki figürlerin zarar görmemesi için Alman Arkeoloji Enstitüsü ile birlikte çalışmalar yürüttüklerini dile getiriyor.

Göbeklitepe'de özellikle ikinci evreye tarihlenen dörtgen planlı yapıların olduğu yerde çalışmalarını sürdürdüklerini söyleyen Karul, "Bu yılki çalışmalarda bu mekanların içerisinde çok sayıda günlük kullanıma işaret eden öğütme taşları, el taşları gibi buluntularla karşılaştık. Analizleri bize bu faaliyetlerin neler olduğu hakkında fikir verecek. Bunları da bu önümüzdeki kış döneminde yapmayı planlıyoruz." diye konuştu.

aa-20221026-29254603-29254599-sanliurfa-salgin-oncesindeki-turizm-hareketliligini-yasiyor.jpg

Göbeklitepe ve Taş Tepeler Projesi'nde (Şanlıurfa Neolitik Çağ Araştırmaları Projesi) yürütülen kazıların birbirine çağdaş olduğuna ve kazı alanlarındaki Neolitik dönem yıl sıkalasının yaklaşık 1500 yıllık bir dönemi kapsadığına dikkati çeken Karul, buralardan gelen her verinin o dönem kültürünü yansıttığını vurguluyor.

Necmi Karul, "Elde edilen verilerden biz bu bölgede ilk tarım denemelerinin yapıldığını söyleyebiliyoruz. Tarım denemelerine işaret eden aletlerin varlığı bize bu bölgede ilk yerleşiklik başladığında henüz tarımın olmadığını ama yabani tahılların toplandığını, zaman içerisinde bu toplama sürecinin bitkilerin tarıma alınmasına doğru evrildiğini gösteriyor."

'ÇAĞDAŞI DİĞER BÖLGELERDEN FARKLI'

Karul, geçen sene tanıtımı yapılan Taş Tepeler Projesi'nin Kültür ve Turizm Bakanlığının himayesinde yürütüldüğünü, bu yıl ise bölged toplam 9 ayrı noktada kazı çalışmaları gerçekleştirdiklerini söylüyor.

Bu çalışmaların, Neolitik Çağ'ın başlangıç aşamasına yönelik, çok uluslu ekiplerce eş zamanlı yapıldığını anlatan Karul, şöyle konuştu: "Geçtiğimiz yıl Çakmak Tepe'de Göbeklitepe ve Karahan Tepe'den olasılıkla daha eski katmanlar, Sayburç'ta Neolitik Dönem'in başlangıç aşamasına tarihlenen kompleks toplumlarının olduğuna işaret eden mimari kalıntılar, Sefer Tepe'de bu dönemin sonlarına tarihlenen dörtgen planlı, yine bir kompleks oluşturacak yapı kalıntılarına rastladık. Söğüt Tarlası'ndan Neolitik Dönem'in öncesine tarihlenen buluntular ortaya çıkarıldı.

aa-23946457.jpg

Biz o 1500 yıllık sözünü ettiğimiz süreci farklı yerlerden gelen bilgilerle tanımlamaya çalışıyoruz; ama şu bir gerçek hem Göbeklitepe hem diğer yerleşim yerleri, yaklaşık 11 bin - 11 bin 500 yıl önce geniş bir coğrafyada etkileşim halindeki bir sosyal organizasyonun parçası olan yerleşmeler. Bunların içerisinde özellikle anıtsal yapı kalıntılarıyla gelişkin sembolizmasıyla oldukça gelişkin teknolojileriyle bu bölgenin komşularıyla çağdaşı diğer bölgelerin içerisinde biraz daha farklılaştığını söyleyebiliriz."

'YENİ BİR TOPLUMUN İNŞASIYLA YÜZ YÜZEYİZ'

Karul, bu dönemin yerleşikliğin başlangıç aşaması olduğuna ve insanların ilk kez daha büyük kalabalıklar halinde bir arada yaşamaya başladığına dikkati çekerek, bunun da yeni bir toplum düzenini, yeni ilişkileri ve iş bölümünü de beraberinde getirdiğini vurguladı.
Gelişmiş bir iş gücü organizasyonu bulunduğuna işaret eden Karul, kamusal yapıların bunun en iyi göstergeleri arasında yer aldığını, bu yapılardaki figürlerin, oluşturdukları sahnelerin komünal, uzak bir geçmişe dayanan hafızanın ürünleri olduğunu ifade ediyor.

953281-1251247077-001.jpg

Karul, "Tüm bunları bir araya getirdiğimizde öncesinde hiç karşılaşmadığımız yeni bir toplumun inşasıyla yüz yüzeyiz. Bunu anlamanın da çok kısa sürmeyeceği aşikar, birçok yerden gelen verinin bir araya getirilmesiyle mümkün. Taş Tepeler Projesi de bunun için oldukça iyi bir fırsat." diyor.

Dünya Neolitik Kongresi'nin önümüzdeki yıl Şanlıurfa'da düzenleneceğini bildiren Karul, "Bu kongreyle buradaki arkeolojik bilgi hem meslektaşlarla paylaşılma fırsatı bulacak hem de Neolitik Çağ uzmanlarından dünyada farklı neolitikler olduğunu öğrenmemize vesile olacak." diyor. (AA)

Öne Çıkanlar