İKSV, 18'inci İstanbul Bienali'ndeki tartışmalı atamayı savundu
Artı Gerçek - İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) Genel Müdürü Görgün Taner, 18'inci İstanbul Bienali için Danışma Kurulu tarafından oybirliğiyle Defne Ayas'ın seçilmesine rağmen küratörlüğün Iwona Blazwick'e verilmesine ilişkin eleştirilere ilk kez yanıt verdi. Taner, Türkiye'nin yeniden yakın ilişki bulunduğu Suudi Arabistan'ın Kraliyet Komisyonu'nda da görev alan Blazwick'in, Danışma Kurulu'nun kararına karşın küratör seçilmesini savundu.
ArtReview sitesinden Kaya Genç'e açıklama yapan Taner, "Blazwick'in atanması kararı, Danışma Kurulu'nun tavsiyesinin IKSV tarafından kabul edilmemesinin ardından, IKSV tarafından alındı. Danışma Kurulu'nun tavsiyelerinin bağlayıcı olmadığına ve IKSV'nin, bu tavsiyelerden bağımsız olarak hareket edebileceğine dikkat edilmeli" dedi.
'BU DÖNEMDE ULUSLARARASI BİR İSMİ TERCİH ETTİK'
Blazwick'in 18'inci İstanbul Bienali'nin küratörlüğüne atanması, kendisinin de Danışma Kurulu'nun bir üyesi olması nedeniyle de tepki çekmişti. İlgili tartışmada, Danışma Kurulu'nun birçok üyesinin Defne Ayas kararının kabul edilmemesi sonrasında görevi bıraktığı, IKSV'nin de kurulu lağvettiği ortaya çıkmıştı.
Görgün Taner ise "Küratör kendisini seçen kurulda mı yer aldı?" eleştirilerine yanıtında, kurulun üyelerin tepkisi üzerine bizzat IKSV tarafından lağvedilmiş olmasına rağmen, üyelikten Blazwick’in ayrıldığını söyledi. Taner, "Blazwick’in çalışmalarına IKSV tarafından büyük değer veriliyor. Kendisi çağdaş sanata ve bıraktığı Danışma Kurulu üyeliği sayesinde Türkiye'deki bağlama dair derin bir bilgiye sahip olan, uluslararası alanda tanınırlığı bulunan bir küratör. IKSV bu dönemde, bir sonraki Bienal'e sanatsal açıdan uluslararası bir küratörü aday göstermeyi doğru buldu" diye konuştu.
NE OLMUŞTU?
IKSV 3 Ağustos'ta, Londra'daki Whitechapel Galeri'nin de eski direktörü olan, aynı zamanda Danışma Kurulu'nda yer aldığı bilinen Iwona Blazwick'in, 18'inci İstanbul Bienali'nin küratörü olacağını duyurmuştu. Ancak İstanbul Bienali'nin Danışma Kurulu'ndaki isimler, 10 yıldır ilk kez kamuoyuna açıklanmamıştı. 1987'den beri demokrasi, çoğulculuk ve kültürel diyalog ilkelerini vurgulayan İstanbul Bienali'nin küratör tercihi sürecinde bu kez şeffaf davranılmaması tepkilere yol açmıştı.
Kaya Genç'in edindiği bilgilere göre, Agustin Pérez Rubio, Yuko Hasegawa, Selen Ansen ve Sarkis gibi sanatçı ve sanat tarihçilerinin yanı sıra Blazwick'in kendisinin de aralarında bulunduğu Danışma Kurulu, Ocak 2023'te oybirliğiyle Defne Ayas ismi üzerinde mutabık kaldı. Bu tavsiye, söz konusu tarihte IKSV'ye de iletildi. Ancak IKSV, Danışma Kurulu'na, Defne Ayas ile çalışılmayacağını bildirirken, önerilen diğer isimleri de reddetti.
Agustin Pérez Rubio, bu tavrı protesto etmek adına ve sürecin şeffaf yürütülmediğini söyleyerek Danışma Kurulu'ndan ayrıldı. Kısa süre sonra Selen Ansen ve Sarkis de aynı kararı alırken, IKSV'nin bulduğu çözüm, kurulu lağvetmek oldu. IKSV, bunun ardından da Blazwick'i küratörlüğe getirdi. Kaya Genç makalesinde, olayların bu kronoloji ile yaşandığını IKSV tarafından reddedilmediğini de belirtti.
Daha önce politik olarak ihtilaflı konularda sergiler düzenleyen Defne Ayas'ın Vakıf tarafından riskli görüldüğü iddia ediliyor. Söz konusu iddia ile ilgili olarak da, Ayas'ın 2015 Venedik Bienali'nde Türkiye Pavyonu için küratörlüğünü üstlendiği Respiro adlı sergi işaret ediliyor.
RAKEL DİNK'İN MEKTUBUNU KATALOĞUNA ALAN SERGİNİN KÜRATÖRLÜĞÜNÜ YAPMIŞTI
56. Uluslararası Venedik Bienali’nde, sanatçı Sarkis’in ‘Respiro / Nefes’ sergisi için hazırlanan katalogda Rakel Dink’in kullandığı ‘Ermeni Soykırımı’ ifadesinden ‘rahatsız’ olan Dışişleri Bakanlığı ve Kültür Bakanlığı yayının dağıtılmasını önlemişti.
BAKANLIĞIN BİENAL SANSÜRÜNÜ AŞMIŞTI
Durumu öğrenen sanatçı Sarkis ve küratör Defne Ayas ise, sansürü aşmak için alternatif bir yöntem izleyerek dağıtılamayan katalogların içinde dikey olarak istiflendiği bir ‘tabut’ ile yayınların bienalde sergilenmesinin önünü açmış ve sansüre karşı durmuştu. (KÜLTÜR SANAT)