'Kapına gelmeden ses çıkar'
Oyuncu Barış Atay, ‘Hayır' gerekçesini açıkladı: Erdoğan’ın tek adam olması tüm özgürlüklerin gitmesi demek.
İSTANBUL – "Bütün sistemin bir adamın elinde bulunmaması için ‘Hayır'" diyerek gerekçelerini açıklayan oyuncu Barış Atay, "Kapına gelmeden ses çıkar" çağrısında bulundu.
Anayasa değişikliğinin referanduma götürülmesine ilişkin "Hayır" yönünde tutumunu açıklayan oyuncu Barış Atay, gerekçelerini dihaber ile paylaştı.
"Türkiye özelinde bu referandum Erdoğan’ın tek adam olmasını ifade ediyor" diyen Atay, "Bütün sistemin bir adamın elinde bulunmasından, ona bağlanmasından her türlü hareketi kendisinin yapabilme özgürlüğünden, bunun karşısında yapılabilecek her hangi bir yolsuzluk, hukuksuzluk, gayri resmi bir iş karşısında yargılanmamasından bahsediyoruz. Bu yüzden ‘Hayır' demek zorundayız. Erdoğan’ın şu ana kadar yaptıklarının sorulmasının gerekliliği bir yana, Erdoğan’dan sonra gelebilecek herhangi birinin de elinde bu yetkilerin olmasına karşı olmalıyız" dedi.
‘İTİRAZ HAKKIN OLMAYACAK’
Anayasa değişikliğinin referandumda kabul görmesi durumunda Türkiye’den çok şey götüreceğini dile getiren Atay, "Götürmediği bir şey kalmayacak. Bütün yaşam alanının bir insanın inisiyatifine bırakıldığını düşünün. Neyi götürmesi gerekiyor ki başka… İtiraz hakkın olmayacak, herhangi bir şey ile ilgili mücadele edemeyeceksin, herhangi bir şeye eleştiri getiremeyeceksin. Herhangi bir şekilde hesap soramayacaksın. Götürülmemiş ne kalmış peki geriye?" diye sordu.
‘KAPINA GELMEDEN SES ÇIKAR’
Var olan baskı, gözaltı ve tutuklamalara dair ise Atay, "İnsanlar tutuklanırken ‘ben de tutuklanırım' korkusu ile susmaktan öte dayanışmayı büyütmek gerekiyor. Bunun bir formülü yok. Bunun formülü gözünün önünde yapılan hukuksuzluklara, baskılara, zulme karşı tek sesle karşı koyabilme iradesini koyabilmek. Eğer sen bireysel hayatın ve bireysel özgürlüğün üzerinden bir pozisyon alır ve nasıl olsa henüz bana gelmedi dersen, faşizmin kendi doğasında var, bir gün senin de kapını çalarlar. Eğer başkalarının kapılarını çalarlarken buna karşı durabiliyorsa o zaman ‘demokratik’ bir ülkeden bahsetmek mümkün. Yoksa senin kapına geldikleri zaman, klasik hikayedir ya Nazi Almanya’sı, senin için ses çıkaracak kimse kalmamış olacak" diye konuştu.
7 HAZİRAN SEÇİMLERİNİ İŞARET ETTİ
AK Parti’nin sandık demokrasisine inanmadığını vurgulayan Atay, "Türkiye gibi yerlerde sadece salon toplantıları yaparak bir çözüme ulaşabilme noktasını aşmış buluyoruz. Şu anlamda söylüyorum şunu; Demokrasinin asgari düzeyde işlediği yerlerde bir hayır kampanyasını adaletli şekilde yapmak olabilir. Ama biz Erdoğan’ın 7 Haziran’da yaptığı gibi referandum sonuçlarında hayır çıkmasını engellemek ya da meşru görmemek gibi bir hareketi planladığını düşünerek hazırlıklı olmalıyız. Mücadele sadece oturarak oy vermekle kazanılacak bir şey değil. AKP’nin sandık demokrasisi dediği şey bütün halka sunduğu bir ilüzyon. Bu kadar inanıyor olsaydı 7 Haziran’da çıkan sonuçlardan sonra Kürt illerinde bu kadar kıyıma girişmezdi. Batıda önüne geleni tutuklamaz, akademisyenleri bu şekilde ihraç etmezdi. AKP’nin aslında sandık demokrasisine inandığı falan yok. O zaman bizim o demokrasiyi kazanmamız için sandıkta hakkımızı gasp ettikten sonra da bir mücadeleyi yürütecek azme, kararlılığa sahip olmamız gerekiyor" değerlendirmesinde bulundu.