Kişisel gelişim meselesine eleştirel bakış: Modern ruhu kurtarmak

Sosyolog ve yazar Eva Illouz, “Modern Ruhu Kurtarmak" isimli eserinde, geç modernitenin getirdiği terapötik söylemin etkilerini incelerken, kendi kendini denetlemeyi, bu şekilde kendini gerçekleştirmeyi şiar edinen bireye de ışık tutuyor.

Kişisel gelişim meselesine eleştirel bakış: Modern ruhu kurtarmak

Sosyal bilimci Eva Illouz, tüm dünya okunan, çok sayıda bilimsel yayını ve kitabı olan, geç moderniteye dair hemen hemen her konu üzerinde araştırma yapan hatırı sayılır yazarlardan biridir. Fas'ta dünyaya gelen Illouz, eğitiminin büyük bir kısmını Fransa'da alır. 1991 yılında Paris Nanterre Üniversitesi'de sosyoloji, iletişim ve edebiyat alanında lisans, İbrani Üniversitesi'nde iletişim alanında yüksek lisans ve Pennsylvania Üniversitesi Annenberg İletişim Okulu'nda iletişim ve kültürel çalışmalar alanında doktora derecesini tamamlar. “Mutlu Yurttaş İmalatı”, “Soğuk Yakınlıklar” “Aşk Neden Acıtır”, “Romantik Ütopyayı Tüketmek” gibi eserler, onun ülkemizde okurlarla buluşan ve geç modernizme dair taşlamalar ihtiva eden çalışmalarındadır. Geçtiğimiz günlerde Kadir Gülen’in çevirisi ile Fol Kitap tarafından yayımlanan “Modern Ruhu Kurtarmak” isimli kitabı da, Illouz’un bu “bağlamda araştırmalarının yer aldığı, geç modern dünyanın söylemlerini incelediği bir diğer eseridir.

Eva Illouz, “Modern Ruhu Kurtarmak”’ta, sanayileşmeyi tamamlamış Batı toplumlarındaki modernlik kavramının ahlaki ve sosyal yansımalarına ışık tutar, - tedavi edici anlamına gelen - terapötik kültürü masaya yatırır. Günümüzde bu kültürün nasıl rasyonelleştiğini, iş hayatından romantik ilişkilere veya terapi dünyasına kadar kişinin iç dünyasını ve davranışlarını nasıl düzenlediğini, ihtilaftan ve kaostan
azade, soğuk yakınlıklar ve ilişkiler ağı yaratmaya yaradığını, ancak bunun bir yandan da duyguların standartlaştırdığını, kimi zaman yozlaştırdığını, her şeyi akılcılık ekseninde tanımlamak zorunda bıraktığını da açıklar. Aşırı rasyonelleştirilmiş bir terapötik kültürün tuzaklarını sıralar. Kimi zaman duygusal ilişkileri de ele alır, kapitalizmin maddi sonuçlarının yanı sıra duygusal pratiklerdeki tezahürünü de kimi örnekler eşliğinde temellendirir.

KENDİNİ GERÇEKLEŞTİRMEK MESELESİ

Illouz eserinde kapitalizmin ve geç modernitenin duygular üzerindeki etkilerini incelerken, toplumsal yaşamda bireyin geçirdiği değişimlere de eğilir, 'terapötik benlik'ten bahseder. Bu bağlamda kişinin kendi olması, potansiyelini tam kullanması anlamına gelen kendini gerçekleştirme edimi altındaki söylemleri, kapitalist enstrümanları, kişisel gelişim ve terapötik kaynakları sorgular. Kökeni Freud’a kadar
uzanan terapötik söylemin geç modern dünyada bireyin karşılaştığı belirsizlik ve sıkıntılar karşısında sığındığı, neredeyse pragmatik işlevi olan kültürel bir enstrüman olduğunu iddia eder.

Illouz’a göre, terapötik benlik, kendini performans öznesi gibi görür ve gelişimine yarayan kimi teşhislerle temellendirir. Bu, bir tür kendi kendini sorgulama- tanı koyma- geliştirme metodudur. Bu durumda duygular ise soğuk, akılcı ve gözleme dayalı nesnelerdir. Illouz, bu bakış açısıyla sürekli iç gözlem yapan bireyin zamanla geçirdiği evrimi de şöyle özetler:

“Toplumsal kurumlar karşısında yükümlü hissetmemeyi onaylayan, narsist ve yüzeysel kimliği meşrulaştıran tehlikeli bir faydacılık, terapötik söylemin himayesi altına giren toplumsal ilişkileri çözündürmektedir.”

Diğer yandan kendini gerçekleştirme fikri bugün terapötik söylemin de etkisiyle iyi ve tam olma hali için adeta mutlak tanım haline gelmiş durumdadır. Bu yüzden de günümüzde insanların bu ihtiyacı, yalnızca terapi odalarında değil, kişisel gelişim gurularında, kitaplarında, zengin bir ekonomiyi meydana getiren bir dizi ürün ve hizmetle karşılanır. Illouz, bu bağlamda eserinde insanların iyi hissetmelerini sağlayarak, çektiği acıyı uyuşturan, -aslında tedavi etmeyen- araçları da taşlar, acının gerekliliği üzerinde durur. Zira kişinin iyileşmesi için kendini öncelikle acı çeken bir benlik olarak tanımlaması, travmasını kabul etmesi gerekir. Uyuşturulması değil…

“Psikologlar psikolojik rahatsızlıktan çok daha geniş nevrotik ıstırabı bir kenara bırakıp sağlığın ve kendini gerçekleştirmenin eşanlamlı olduğu düşüncesine de geçiş yaptılar. Kendini gerçekleştirmenin tam da benlik modellerinin merkezine yerleştirilmesinin etkisi çoğunluğun hayatının ‘kendini gerçekleştirememiş’ bir hayat haline getirilmesidir. Psikolojinin halk arasındaki olağanüstü başarısının özünü oluşturan, işte bu temel düşünceydi.”

Sosyolog ve yazar Eva Illouz, “Modern Ruhu Kurtarmak" isimli eserinde, geç modernitenin getirdiği terapötik söylemin etkilerini incelerken, kendi kendini denetlemeyi, bu şekilde kendini gerçekleştirmeyi şiar edinen bireye de ışık tutuyor.