Notre-Dame de Sion Ödülü'nde kazanan: 'Babamı Kim Öldürdü'

Artı Gerçek- İstanbul'da bulunan ve 1856'da kurulmuş olan Notre-Dame de Sion Fransız Lisesi bünyesinde düzenlenen NDS Edebiyat Ödülü'nün bu yıl dokuzuncusu verildi. Ödülü, Babamı Kim Öldürdü romanıyla Edouard Louis kazandı.

Ödülün çıkış noktası; Notre-Dame de Sion Lisesi bünyesinde Mezunlar Derneği aracılığıyla 2008‘de oluşturulan NDS Edebiyat Ödülü. Ödül, bir sene Türkçe yazılı esere bir sene Fransızca yazılıp Türkçe'ye çevrilen bir esere veriliyor. Jüriyse tamamen liseden mezun yazar, gazeteci ve akademisyenlerden oluşuyor.

Buradan ve Fransa’daki Liseliler Goncourt Ödülü‘nden ilham alınarak NDS Liseliler Edebiyat Ödülü‘nün 2013‘de düzenlenmesi kararlaştırıldı. Ödül kapsamında her sene Eylül ayında lisenin öğrencilerinden oluşan bir jüri kuruluyor. Sene boyunca jüri, aday kitapları okuyup değerlendiriyor ve yaz tatilinden önce ödül alacak olan kitabı seçiyor.

Geçtiğimiz sene Gergedan kitabıyla Mine Söğüt‘ün kazandığı ödül bu sene Edouard Louis tarafından Fransızca yazılan ve Ayberk Erkay‘ın çevirdiği Babamı Kim Öldürdü‘ye gidecek. Ödül töreni 21 Aralık Çarşamba günü saat 10:45‘te Notre-Dame de Sion Lisesi gösteri salonunda düzenlenecek. Törende kitabın çevirmeni Erkay da ödül alacak.

Türkiye’de pek rastlanmayan bu tarz bir ödülle Notre-Dame de Sion Lisesi, edebiyata ve yazarlara olan bağlılığını vurgulamayı ve öğrencilerine kitap tutkusunu güçlü biçimde aşılamayı amaçlıyor.

YAZAR HAKKINDA

Edouard Louis

1992 yılında, Fransa’nın kuzeyindeki Amiens şehrinde, işçi sınıfına mensup bir ailede doğdu. Ailesinde üniversiteye giden ilk kişi olarak École Normale Supérieure’e girdi. Daha sonra siyasal bilimler üzerine yüksek lisans yaptı. 2013’te adını Édouard Louis olarak değiştirdi. 2014’te büyük yankı uyandıran otobiyografik romanı En Finir Avec Eddy Bellegueule’ü (Eddy’nin Sonu), 2016’da Histoire de la Violence’ı (Şiddetin Tarihi) yazdı. Homofobikliği, ırkçılığı, egemenlerin zorbalığını, işçi sınıfını ve sosyal eşitsizliği odağına alan kitapları yirmiden fazla dile çevrildi. Günümüzün en etkili genç yazarlarından biri olarak gösteriliyor.

Yazara ödülünü kazandıran Babamı Kim Öldürdü’nün konusuysa şöyle:

“Birtakım iç hesaplaşmalar içindeki yazar uzun zaman sonra çocukluğunun geçtiği, küçük, çirkin bir Fransız kentinde yaşayan babasını ziyarete gider. Karşısında bulduğuysa, erkeklerin duygularını bastırması ve sert olması gerektiğini savunan, bugün “toksik erkeklik” denen kültürün içine doğmuş, kendisine rol model olan birçok erkek gibi erkenden okulu bırakıp işçiliği değişmez bir kader gibi sırtlanarak fabrikalarda çalışıp ellisinde yatağa mahkûm olmuş, zavallı bir adamdır.” (kaynak)