Puslu resimler alanı
İlker Cihan BİNER
Kairos Gallery tarafından temsil edilen Şant Mengücek'in resimleri bir oyukta duruyor. Görünenin altına kıvrılmış, var olanı sökmeye çalışan eserlerde aynı zamanda farklı işaretler dizisi var. Resimlerin durduğu konumlarda askıya alma eylemleri söz konusu. O zaman sanatçının belli gerilimleri yüzeye taşıma durumundan bahsedebiliriz. Şant Mengücek farklı dünyalar kurarak duvarların aşındırılması, çitlerin açılması için çaba içinde.
Peki sanatçının dünyalar kurması ne demek?
Resimlerdeki taşkınlık, dışa serilme de diyebileceğimiz gerilim yaratan ve temsili yapıları alt-üst etmeye ilişkin bir müdahale. Öte yandan sanatçı resmettiği iktidar dolu dünyaların önünde duruyormuş gibi yapmıyor. Aksine orada yaşadığı için oluşan karanlık sahaların gözünün içine bakmakta sakınca görmüyor. Eserler sanatçının gördüğü, deneyimlediği meselelere cevap niteliğinde. Ayrıca Şant Mengücek, toplumsal sahalarda oluşan, kalabalıkları saran baskı biçimlerini resmederek fırçasını karanlığa karşı tutmaktan korkmuyor.
Eserlerinde teknoloji bağımlılığı, bürokrasi, çevre kirliliği, işçi mücadelesi gibi olgular görünür hâlde. Kaotik figürlerin, nesnelerin, koyu/puslu renklerin hâkim olduğu resimlerde yaratılan olay örgüleri çeşitli sinyaller yaratıyor. İşte Şant Mengücek'in kurduğu dünyaların eşiğindeyiz. Yani yaşadığımız sorunlar ele alınırken bunlar farklı görsel düzenlemelerle ifade ediliyor. Böylelikle sanatçının estetik perspektifi kaosu delerken seyirciyi de bu karanlık yüzeyleri tartışmaya davet ediyor.
Her bir resmi olay örgüleri olarak tasvir etmenin bu açıdan değeri var.
Keder, acı gibi duygulara yol açan sömürünün açığa çıkışı sergide anlam akışına dönüşmüş durumda. Baskı biçimlerine dair sahne değişimleri söz konusu. Ortaya çıkan ve iktidar ritimleri barındıran olay örgüleri resimlerdeki figürlerin duruşlarında saklı.
Eserlerin adları da bu dayatan, zorbalık kuran, hükmeden dinamiklerin özellikle altını çiziyor: ‘Follow the rules/Kurallara uy’, ‘Confusion/İtiraf’, ‘Thirsty/Susamış’, ‘The Overtime/Fazla mesai’, ‘Sacrifice/Kurban’, ‘Journey of the commoners/Sıradanların yolculuğu’, The last hope is the under the ashes/Son umut küllerin altında’, ‘While the masked man grows up/Maskeli adam büyürken’, ‘Ripped apART/Paramparça’...
O halde sanatçı kendi kırılganlığımızı, içine gömüldüğümüz ve yaşamlarımızı saran tehlikeli düzenlemeleri ya da dünyanın gidişatına dair bazı parçalar göstermekten geri adım atmıyor.
Resimler askıda dururken şu soru yanı başımızda: İktidar nasıl işliyor?