Rana Cabbar'ın ardından: 'Büyük aktör... Ermeni olduğu ancak o ölünce bilinmiş'

Rana Cabbar'ın ardından: 'Büyük aktör... Ermeni olduğu ancak o ölünce bilinmiş'
Tiyatro ve sinema sanatçısı Rana Cabbar'ın Ermeni kimliğinin öldükten sonra öğrenilmesi, sosyal medyada Türkiye tiyatrosuna kuruluşundan bu yana emek vermiş Ermeni sanatçıların tiyatro tarihinden dahi silinerek yok sayıldığı şeklinde yorumlandı.

Artı Gerçek - Tiyatro ve sinema sanatçısı Rana Cabbar vefatının ardından dün Şişli Ermeni Katolik Mezarlığı’nda düzenlenen ayin sonrası defnedildi. Sosyal medyadan taziye dileklerini paylaşan kullanıcılardan bazıları sanatçının Ermeni kimliğine dair bilgiyi ilk kez duyduklarını ifade etti.

Ankara Sanat Tiyatrosu'na kuruluş çalışmalarından itibaren verdiği emeğin yanı sıra Yeşilçam'ın önemli filmlerinde Erden Kıral, Ömer Kavur, Şerif Gören gibi usta isimlerle birlikte çalışmış olan 78 yaşındaki emektar tiyatro sanatçısı Cabbar'ın, Ermeni kimliğinin bu zamana kadar bilinmemesiyle ilgili paylaşılan mesajlarda, Ermeni sanatçıların Osmanlı'dan itibaren kurulan ilk konservatuvar olan Darülbedayi'nin de kuruluşunda yer aldıkları ancak tiyatro tarihinde kimliklerinin görmezden gelindiği ifade edildi.

'İŞTE BURASI BÖYLE BİR YER'

İnsan hakları savunucusu ve avukat Eren Keskin, Cabbar'ın ardından sosyal medya hesabından paylaştığı bir mesajda, sanatçının Ermeni olduğunun öldüğünde öğrenildiğini söyleyerek şu ifadeleri kullandı:

"Rana Cabbar, büyük aktör.. Ermeni olduğu ancak O ölünce bilinmiş. İşte burası böyle bir yer…"

'TİYATRONUN TARİHİ ERMENİ SANATÇILARIN SİLİNDİĞİ BİR TARİH'

Agos gazetesi eski genel yayın yönetmeni, gazeteci Rober Koptaş da Eren Keskin'in tweet'ini alıntılayarak yaptığı paylaşımda Ermeni sanatçıların tiyatroya katkılarının Türkiye'de bilinmesine rağmen tiyatrocuların yine de kimliklerini gizlemeye mecbur hissettiğine vurgu yaparak şunları söyledi:

"Gerçekten hiçbirimiz bilmiyormuşuz. beni şaşırtan, tiyatro gibi Ermenilerin katkısının bilindiği, belli ölçüde tanınıp teslim edildiği bir alanda kendini bu kadar gizlemeye mecbur hissetmesi..."

Koptaş ayrıca ilk tiyatro olan Darülbedayi'nin de kuruluşundan beri tiyatroya emek veren Ermeni sanatçıların, sanattaki izlerinin silindiğine ve tarihin Ermeni sanatçıları yok sayarak yazılmış olduğuna dikkat çekerek "Tiyatromuzun tarihi aynı zamanda ermeni sanatçıların izlerinin itinayla silindiği de bir tarih... o da kapıların yüzüne kapanacağını bilmiş olmalı." dedi.

'YAZMA ŞİMDİ...ÖLEYİM ONDAN SONRA YAZ'

Rana Cabbar'ın ölümünden sonra öğrenilen Ermeni kimliği akıllara 1925 Diyarbakır doğumlu sinema ve tiyatro oyuncusu Sami Hazinses ismiyle bilinen Samuel Agop Uluçyan'ı getirdi.

Yeşilçam'da yer aldığı 330'dan fazla sinema filmiyle bilinen Hazinses'in de 5 Aralık 1994 tarihli bir röportajda kimliğinin öldükten sonra yazılmasını istediği biliniyor.

Röportaj yapmaktan kaçındığı söylenen Hazinses, Ermeni kimliğinin bilinmesini neden istemediği sorulunca, ancak ölümünden sonra 17 Haziran 2003 yılında yayınlanan röportajda şunları söylüyor:

“Eski sempati kalmıyor. Onun için istemiyorum. Yazma bunları. Öleyim, ondan sonra. Öldükten sonra yaz, şimdi boş ver”

RANA CABBAR KİMDİR?

1945 yılında İstanbul'da doğan Rana Cabbar, hayatının sonraki dönemlerinde Ankara'ya yerleşmiş ve Ankara Sanat Tiyatrosu'nun kuruluş çalışmalarında bulunmuştur.

Uzun zaman AST bünyesinde oyunculuk yaptıktan sonra, farklı tiyatrolarda da çalışmalar yapan oyuncu, Uğur Mumcu'nun yazdığı "Sakıncalı Piyade" oyunundaki, "sakıncalı" rolünü oynayan ilk aktördür.

Tiyatronun yanı sıra, Yeşilçam'ın önemli sinema filmlerinde de yer alan Cabbar'ın çalıştığı yönetmenler arasında Erden Kıral, Ömer Kavur, Şerif Gören ve Yavuz Turgul gibi isimler yer alıyor. (KÜLTÜR SANAT)

Öne Çıkanlar