Sinema TV Sendikası: İşverenler iyi niyetimizi suiistimal etmesin
Osman ÇAKLI
İSTANBUL – Sinema Televizyon Sendikası, temmuz ayı başında yaptığı açıklama ile üyeleriyle birlikte aldığı ortak karar sonrasında ücretlere yüzde 35 iyileştirme yapılması kararı aldı. Sendika, ücret iyileştirme kararına sektör içerisindeki işçi ve işverenlerin uymasını tavsiye etti. Sosyal hakları itibariyle güvencesiz çalışma ortamı olan set emekçileri hangi koşullarda, nasıl çalışıyor? Sendikanın tavsiye kararı, işverenler tarafından ne denli karşılık buluyor? Bu soruların cevabını Sinema Televizyon Sendikası Yönetim Kurulu Başkanı Ufuk Demirbilek ile konuştuk.
‘İŞVEREN MASAYI DAĞITTI’
Bu yılın başında ilk defa yapımcılarla masaya oturan Sinema Televizyon Sendikası’nın yüzde 35’lik zam talebi kabul görmedi. Yılın ikinci 6 ayı için de yüzde 35 düzeyinde iyileştirme kararı alan Sinema Televizyon Sendikası’ndan Ufuk Demirbilek, daha geriye giderek iyileştirme yapılan süreci anlattı:
“2021 Ocak - 2023 Temmuz arasını kapsayan takvim için taban ücretlerimize 4 aşamalı iyileştirme yaptık. 2023 Ocak iyileştirmesi için işveren yapımcı meslek birliklerinin talebiyle masaya oturduk. Yapılan görüşmelerde taban ücretimize yapacağımız iyileştirme oranıyla ilgili 2 defa tavizde bulunmamıza rağmen anlaşma sağlanamadı ve işveren meslek birlikleri masadan kalktı. Diyalog zemini olmadığı için bu dönem ücret iyileştirmemizi işverenlerle müzakere etmedik. 8 sene önce kurulan bir sendika olarak tüm sorunlarımızı diyaloğa dayalı çözmek ilk tercihimiz oldu. Bu yöntem, kurumsal aklımızın gereği olarak içinden geçtiğimiz dönem de dâhil gelecek içinde geçerlidir. Ayrıca tavizde bulunmamızın sebebi, çalışan haklarının evrensel kriterler ile ulusal yasalara yakınlaşabilmesi amacıyla yapmakta olduğumuz çalışma ilkelerimizin acil güncellenme ihtiyacından kaynaklanıyordu.”
‘İLGİLİ KAMU KURUMLARI VE YAYINCILARDAN İLKELERİMİZE UYGUN ÇALIŞMA TALEP EDECEĞİZ’
Bu ay içerisinde sendikanın web sitesi üzerinden yayımlanmak üzere taban ücretlere yapılan iyileştirmeyi de kapsayan ekonomik veriler ile tüm rakamların yer aldığı ayrıntılı bir belge paylaşacaklarını belirten Demirbilek, böylelikle tüm sektörün bilgisini bir kez daha eşitleyeceklerini ifade etti. Yine bu ay içerisinde, ortalama 8 yıl önce ve o dönemin yakıcı sorunlarını oluşturduğunu düşündükleri ilkeleri güncelleyeceklerini anlatan Demirbilek, şöyle devam etti:
“Güncel çalışma ilkelerimizi duyurduktan sonra ilgili kamu kurumlarından ve yayıncı kanallardan randevu talep ederek, ilkelerimize uygun çalışılmasını talep edeceğiz. Güvencesiz ve geleceksiz bir sektörde çalışıyoruz.”
‘YASA DIŞI ÇALIŞMA KOŞULLARI DÜZELMELİ’
Sektörde aktif olarak çalışan yaklaşık 10 binin kişinin olduğunu sözlerine ekleyen Demirbilek, dönemsel olarak bu verinin daha az olabileceğini söyledi. Demirbilek, bu insanların yılın 12 ayında tam zamanlı çalışmadığını yılda ortalama 6-8 ay çalıştıklarını ifade ederek şunları söyledi:
“Haftalık en düşük taban ücreti alan bir meslektaşımızın elde ettiği geliri 12 aya böldüğümüzde, ortaya çıkan rakam bir kişinin aylık yaşam maliyetinin altında kalmamalıdır. Diyelim ki bu ortalama, yoksulluk sınırına kadar yükselsin veya yoksulluk sınırının üstünde olsun. Az sayıda insanla ve özel bir işle ülke ekonomisine güçlü katkı sunan bir sektörün çalışanları olarak, en az işverenler kadar borçlanarak yatırım yapma ve/veya birikim yapma hakkımız olduğunu hatırlatmam gerekir.”
Demirbilek son olarak insani çelişkilerden dolayı yaşadıkları suiistimallerin daha fazla sürmemesi gerektiğini belirterek, yasa dışı çalışma koşullarını yasalara yakınlaştırmak için kararlı olduklarını ifade etti.
