The Acolyte: Uzak, çok uzak bir cumhuriyette

Sezonun sadece iki bölümü yayınlansa da The Acolyte’ın gelecek adına iyi sinyaller vermediğini söylersem azılı bir karamsar olmam sanırım. Kaplan ve Ejderha filmi estetiğine yaklaşan dövüş sekanslarıyla Star Wars taklidi yapan bir dizi var karşımızda.

The Acolyte: Uzak, çok uzak bir cumhuriyette

Can ÖKTEMER

Bir türlü bitmeyen kaosu, başarısızlıkları ve hayran homurtularıyla her geçen gün yönetimsel olarak Türkiye’ye benzemeye başlayan Star Wars dünyasının beklenen dizisi The Acolyte’ın iki bölümü geçtiğimiz günlerde seyirciyle buluştu.

The Acolyte, Star Wars Phantom Menace filminden tam 100 yıl önceyi anlatıyor. Bu zaman dilimi galakside Yüksek Cumhuriyet’in hüküm sürdüğü ve Jedi düzeninin hâkim olduğu dönemi imliyor aynı zamanda. The Acolyte bu anlamda Star Wars evreninde film ve dizilerde henüz anlatılmamış bir hikâyeyi anlatıyor bizlere.

the-acolyte-is-here-article-feature-ebcb8225.jpeg

The Acolyte, gücün iyi tarafının mutlakiyeti ve Jedi düzenin hiç yıkılmayacakmış gibi duran kudretinin olduğu bir dönemde gücün karanlık tarafını keşfeden gizemli bir karakter, peşi sıra işlenen Jedi cinayetleri ve bunları araştırmaya çalışan bir grup Jedi’ın maceralarını merkeze alıyor. Bu anlamda seriyi içerisinde ışın kılıçlarının, lazer silahlarının yer aldığı ve galaksinin ücra köşelerindeki gezegenlerindeki farklı ırkları barındıran bir dedektiflik dizisi olarak da tanımlayabiliriz. Seri bu anlamda hem tür hem konu olarak Star Wars dünyasının daha önce pek bulunmadığı sularda geziniyor. Peki, dizi bu iddiasını ne kadar doğrulayabilmiş? Seri henüz yayınlanmadan evvel Star Wars hayranları merakla bu sorunun yanıtını bekliyorlardı. Yine hayal kırıklığıyla mı karşılaşacaklardı yoksa 'Andor & Mandolarian' gibi bir iş mi olacaktı. İlk iki bölüme gelen tepkiler pek olumlu değil gibi görünüyor.

449c4bef7c7ccdc9b1b97ec8d26d02e6c5-the-acolyte-rhorizontal-w700.webp

Her ne kadar 8 bölümlük bir sezonun sadece iki bölümü yayınlansa da The Acolyte’ın gelecek adına iyi sinyaller vermediğini söylersem azılı bir karamsar olmam sanırım.

Kanımca bunun en büyük sebebi ilk iki bölümde güçlü ve sağlam bir şekilde kurulması gereken hikâye yapısının tam olarak kurulmayışından kaynaklanıyor. Özellikle Star Wars evreninde geçen gizem ve dedektiflik hikâyesinin daha ilk bölümünden seyirciyi peşinden sürüklemesi beklenirken hızla çözülen gizem, derinleşmeyen karakterler hikâyenin ana aksının aksak bir şekilde ilerlemesine neden olmuş. Gücün karanlık tarafını kullanmayı öğrenmiş, elinde kırmızı ışın kılıcıyla heybetli bir şekilde durması gereken gizemli savaşçı pek de karizmatik durmuyor mesela. Öte yandan bilge birer savaşçı olmasını beklediğimiz Jedi Ustaları ise Arka Sokaklar dizisindeki polis karakterler gibiler.

the-acolyte-dizisi-star-wars-yeni-yapim.jpeg

Doğrudan gücün doğasına ve kullanım şekline odaklanmak isteyen The Acolyte, bunu Lucas’ın dünyasından uzakta ve klişelere yaslanarak yapmak istemiş. Ustasız güç kullanıcıları, Mortal Kombat’tan çıkmış gibi duran ve Usta Jedi’lara bıçak çekip onları öldürmek isteyen eski Padawan’larla karşı karşıyayız. 'Kaplan ve Ejderha' filmi estetiğine yaklaşan dövüş sekanslarıyla Star Wars taklidi yapan bir Star Wars dizisi var yine karşımızda.

dizi star wars The Acolyte