Yayınevi Emekçileri Platformu kuruldu: 'Sesimizi duyurmak istiyoruz'
Artı Gerçek - Yayıncılık sektöründe çalışan editör, redaktör, düzeltmen, dizgici, tasarımcı ve telif hakkı sorumlularının sorunlarını dile getirmek ve haklarını savunmak için bir araya gelen Yayınevi Emekçileri Platformu kuruluşunu açıkladı.
Tüm yayınevi çalışanlarına bir araya gelme ve dayanışma çağrısı yapan Yayınevi Emekçileri Platformu açıklamasında; yayınevi emekçilerinin asgari ücrete mahkum edildiğini, güvencesiz çalışma koşullarına terk edildiğini ve freelance çalışan yayın emekçilerinin asgari ücret tarifelerinden yoksun olmalarının kabul edilemez olduğunu belirtti.
Bu dayanışma ağının parçası olarak mücadeleyi büyütmek isteyen tüm yayınevi çalışanları [email protected] adresinden Yayınevi Emekçileri Platformu’na ulaşabilir.
Yayınevi Emekçileri Platformu’nun okurlarıyla paylaştığı kuruluş manifestosu şöyle:
“Yayınevi çalışanları olarak bir araya geliyoruz" çünkü, yayımlanan kitapların ardındaki editör, redaktör, düzeltmen, telif hakları sorumlusu ve kitapların okurlara ulaşmasında emek veren diğer emekçiler olarak bizler, çok uzun süredir asgari ücret civarında maaşlara mahkum edildik. Yıllar yılı hemen hemen hiçbir yayınevi emekçisinin maaşında iyileştirme yapılmadı. Yapılmadığı gibi, resmi rakamlarla belirlenen enflasyon oranı bile bizlere çok görüldü. büyük ölçekli olanlar da dahil bazı yayınevleri bu tavrın da ötesine geçiyor: Ya bizleri sigortasız çalıştırıyor, ya asgari ücrete karşılık gelen meblağın üstünü elden ödeme yoluna gidip, sigortamızı en düşük seviyeden yatırıyorlar. Buna karşın güvencesizlikle birlikte iş yükü, sorumluluk alanları durmadan artırılıyor. yayınevlerine dışarıdan çalışan, parça başı iş yapan emekçilere, yani serbest çalışan editör, redaktör, düzeltmen ve lektörlere gelince ... yaptıkları iş için herhangi bir merci tarafından belirlenmiş birim/taban fiyat yok. Dolayısıyla haklarını koruyabilme imkanları da yok ... dahası, birçok yayınevi, haklı ya da haksız, içinde bulunduğumuz krizi gerekçe göstererek ödemelerde, zamanlamasında keyfi bir tutum izliyor.
Aylar sonra yapılan ödemeler kur artışı ve enflasyonla cep harçlığına dönüyor. koşullar bahane edilerek, "hala iş aldığına şükret" yaklaşımıyla hak aramanın önüne geçiliyor. Ezcümle, seçiminden basımına bin bir emek gerektiren; düşünsel çabanın, yoğun dikkatin ve fedakarlıkların ürünü olan kitapların yükünü sırtlanan bizler, yani yayınevi emekçileri, işverenlerin kar odaklı, agresif büyümenin güdümünde, bilgi ve düşünce birikimini ve kolektif emeği hiçe sayan duyarsız ve keyfi yaklaşımlarından dolayı, adım adım, onurlu hayatlar yaşayamaz hale geldik, geliyoruz. yıllar yılı emek ve fedakarlıkla inşa ettiğimiz kariyerlerimizi, haklarımızı, yaşadığımız ev, mahalle hatta şehri, ve en önemlisi ideallerimizi terk etmeye
zorlanıyoruz.
İşte bu nedenle:
birlik olmak, birlikte hareket etmek ve sesimizi duyurmak istiyoruz!
bütün yayınevi çalışanlarını bize katılmaya davet ediyoruz." (KÜLTÜR SANAT)