ABD’den gelen mailler Başbakanlık’ta

CHP Genel Başkan Yardımcısı Erdal Aksünger, kendilerine ulaşmaya çalışan Bylock’un sahibi David Keynes’in gönderdiği tüm mailleri ve telefon trafiğini...

ABD’den gelen mailler Başbakanlık’ta

CHP Genel Başkan Yardımcısı Erdal Aksünger, kendilerine ulaşmaya çalışan Bylock’un sahibi David Keynes’in gönderdiği tüm mailleri ve telefon trafiğini Başbakanlık Müsteşarı’na verdiklerini söyledi.

Sibel HÜRTAŞ

ANKARA- Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na "ABD’den gelen mailleri açıkla" diye çıkışması, siyasette "mail izleme" tartışmasını beraberinde getirdi. Bekir Bozdağ’ın hangi maillerden bahsettiği bilinmiyor ama CHP’ye ABD’den gelen bir değil birkaç mail var. O maillerin adresi de Bylock’un sahibi David Keynes…

Keynes, Türkiye basınında ortaya çıkmadan önce CHP’ye ulaşmaya çalışıp, bildiklerini anlatmak istemiş. CHP Genel Başkan Yardımcısı Erdal Aksünger, Keynes üzerinden gelen tüm mailleri ve telefon trafiğini toplayıp bir dosya halinde Başbakanlık Müsteşarına sunmuş.

CHP’li Aksünger, "Bu iş devletin görevi, istihbarat birimlerinin görevi diyerek, dosyayı onlara sunmuştuk zaten. Şimdi soruyorum, Bakan Bozdağ’ın bildiği bir şey varsa şimdi açıklasın. Neyi kast ediyor söylesin" diyor. Bu konudan ayrı olarak da Maillerin izlenmesi olasılığını gündeme getiren Aksünger, "Bakan o mailleri nereden aldığını, bunlara nasıl ulaştığını açıklasın. Ben öyle bir mailin olmadığını iddia ediyorum" diye konuştu.

CHP’nin Bilgi ve İletişim Teknolojilerinden sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Erdal Aksünger, bylock sahibi David Keynes ile iletişimini, neler yaşadıklarını; Kemal Kılıçdaroğlu’nun maillerinin izlenip izlenmediğine yönelik tespitlerini anlattı:

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Kemal Kılıçdaroğlu’na "ABD’den gelen mailleri açıkla" diye seslendi. Zaten toplumda yaygın bir dinlenme izlenme paranoyası varken, bu konuşma üzerine tüm dikkatler yine mi bir izleme, dinleme olayı ile karşı karşıyayız noktasına kilitlendi. Mailleriniz mi takip ediliyor?

"Bekir Bozdağ hep bu potları kırıyor bence. AKP, hamaset kültürü ile ortaya bir söylem atıyor, çünkü siyaseti böyle manipülasyon üzerinden götürmeye alıştılar. "Biz senin maillerini biliyoruz" diyor. Bu cümle bir kere işin ne kadar çamur bir konu olduğunu gösteriyor. Adalet Bakanı bunu söylemekle bugüne kadar kurulmuş tüm kumpasların hepsini bildiğini ve aynı şeyin içerisinde olduğunu ifade etmeye çalışıyor.

Konunun öncelikle hukuki bir boyutu var. O da şu: Siz eğer mailin olduğunu biliyorsanız bunu kimin yaptığını da biliyorsunuz demektir ya da Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanının maillerini takip ediyorsunuz demektir. İkisinden birisi.

Başka bir ihtimal ne olabilir? Birisi size geldi dedi ki Kemal Kılıçdaroğlu’na Amerika’dan şöyle bir mail geldi. Bir devlet adamı böyle bir söylemden çıkıp eğer gerçekten toplum karşısında böyle bir şeyi ifade ediyorsa o toplumu yönetmekten acizdir zaten, bu olamaz, devlet ciddiyetinde bunun yeri yoktur.

Ayrıca siz böyle bir şeyi duyduğunuz anda size böyle bir şey olduğunda bu ülkenin Adalet Bakanlığı’nı yapıyorsunuz. Bu ülkenin Adalet Bakanı, kanunlara Anayasa’ya katıksız uymak zorunda olan ilk kişidir. Burada yasal olmayan bir durumdan söz ediyorsunuz. Böyle bir şeyden bahsediyorsanız eğer o zaman ortada bir ciddi problem var."

Kemal Kılıçdaroğlu’nun maillerinin güvenliği ne durumda? Hiç saldırı oldu mu? Şifreleri kırıldı mı?

"Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanının kullandığı iki tane mail adresi var. Bir tanesi Cumhuriyet Halk Partisi’nin kendi resmi olan chp.org.tr uzantılı maili. Bu çok şeffaftır zaten bir kaç kişi görür, baş danışmanı görür. Ben de görebilirim istediğim zaman, bana da gelir. Orada özel bir konu yok. Oraya bütün vatandaşlar mail atar, onlara da yanıtları verilmeye çalışılır. Arada bir kriminal mailler atılabilir ama bunların hepsine itibar etmek mümkün değil. Bunlarla ilgili Genel Başkan zaten yorum yapmaz.

İkincisi özel maili. Gmail adresli maili var. Bunu da kendisi kullanır. Ben kendisine "bunların güvenliğini arttıralım sıkıntı olabilir" dedim. Verdiği yanıt "sıkıntılı olabilecek neyim var" oldu. Açıkçası bu kadar kendinden emin bir insan. Buna rağmen biz güvenliği alıyoruz, bundan sonra da daha sıkı alacağız.

Siz eğer chp.org.tr uzantılı mailin şifrelerini filan kırdıysanız. Bu inanılmaz bir suç Adalet Bakanının bahsettiği. Bu bilgiler size akıyor demektir. O zaman siz illegal bir şey yapıyorsunuz, devlet ciddiyetinden aklından uzak kumpasçıların yapabileceği bir iş içindesiniz. O zaman bundan evvel FETÖ’nün ve bazı istihbarat örgütlerinin yaptığını söylediğiniz şeyi kendiniz yapıyorsunuz demektir.

Gmail ile ilgili böyle bir şey varsa eğer, gmail mailleri gerçekten çok güvenlidir. Ama nereye kadar güvenli. Edvard Snowden davasında Amerikan ulusal güvenliğin sırları çıktı ortaya, orada gördük ki dünyada herkesi zaten takip ediyorlardı. Ama gmail’in şifresini kırmıyorlardı, Google gibi Slikon Vadisi gibi teknoloji şirketlerinin hepsinin ana makinelerine giden bütün verilere girişte ve çıkışta hakim oluyorlardı, oradan da veri alıyorlardı. Sizi bu şekilde takip etmiş oluyorlardı. Bu itiraf edildi. O zaman şu akla geliyor, siz bu tür istihbarat örgütleriyle çalışıyorsunuz."

BYLOCK’UN SAHİBİ BİZİMLE İLETİŞİME GEÇMEK İSTEDİ

Bekir Bozdağ’ın işaret ettiği mail ne? Bekir Bozdağ, ABD’deki mailleri açıkla derken ne demek istiyor?

"Onu bilmiyorum. Ama ilk kez burada bir şey açıklayacağım. Bylock ile ilgili konu ilk ortaya çıktığı zamanlarda, Bylock’un sahibi olduğunu söylediği kişi, David Keynes Türkiye basınında deşifre olmadan çok önce bana bir mail attı. David Keynes’in Bylock’la ilişikisinin ne olduğunu nereden biliyoruz çünkü bu programları indirdiğiniz markette sahibi olarak onun imzası vardı. Bu kişi beni aradı ve bazı konuları açıklamak istediğini, benim bylock ile ilgili yaptığım açıklamalarla ilgili konuşmak istediğini söyledi. Ben de tabi kendisiyle birebir görüşmemin mümkün olmadığını söyledim. Çünkü bu bir manipülasyon olabilirdi. Telefon Amerika’dan geliyordu, farklı numaralardan gelen telefonlar vardı. Bunların hepsini kayıt altına aldık. Ayrıca mailler de işledi.

Bu kişinin ayrıca genel başkanımıza ve başka yöneticilerimize ulaşmak istediği haberi geldi. Bunun üzerine tüm milletvekillerimizi, PM üyelerimizi ve Genel Merkez yöneticilerimizi uyardım. Bu tür şeylerin hiçbirine yanıt vermeyin ve bana yönlendirin diyerek, herkesi bilinçlendirdik. 1 hafta 10 gün mailler gelmeye devam etti. Ben bu maillerin (değişik üniversite hesaplarından mail adresleri vardı) hepsini topladım. Önce Başbakanlık Müsteşarını aradım. Tüm bu bilgileri bir dosya haline getirdim ve Başbakanlık Müsteşarına verdim. Bizi neden arıyorlar, bizim bunlarla haşır neşir olmamız mümkün değil dedik. Bu iş devletin görevi, istihbarat birimlerinin görevi dedik. Tüm bunları verdik."

Bakan Bozdağ, bu dosyadan mı bahsediyor?

"Onu bilemem. Bilmiyorum. Eğer bakanın bildiği bir şey varsa şimdi açıklasın bakalım. Bakan Bozdağ’ın bunları bilmediğini düşünerek, söylüyorum. Öyle bir mail varsa kendisinin açıklaması lazım. Nereden aldığını, bunlara nasıl ulaştığını açıklaması lazım. Ben böyle bir mail olmadığını iddia ediyorum."

Bu tartışma bylock listelerinden çıktı. Bakan Bylock listesi elinizde varsa açıklayın diyor?

"Şimdi madem liste istiyor, bu kişiden istesek bylock listelerini de alabilirdik. Biz de bazı listeler var ama bunları araştırıyoruz. Ama biz istihbarat örgütü değiliz ki. Bunu yapması gereken devlettir.

Bir Adalet Bakanı bunu nasıl söyler ki. Anlattığı hikaye tamamen düzmecedir. Bulmaca gibi konuşuyor. Ben rasyonel bir insanım hamaset yapmam. Bunu bize açıklasınlar.

Amerika’dan bana binlerce mail geldiğini söyleyebilirim. Tamam bir sürü insana da geliyor. Bizim Amerika’da örgütlerimiz de var. Neyden bahsettiğini tam olarak söylemeli.

AKP nereden biliyor bylock listelerinde kendisinin siyasi adamlarının olmadığını. Nereden biliyorlarmış? O zaman Hükümet devletin elindeki imkanları kullanarak böyle listeler buldu ve AKP’ye mi verdi. Peki neden CHP’ye ve diğer partilere vermiyorsunuz da tüm imkanları kendinize göre kullanıyorsunuz. AKP bizde bylock’çu yok dedi. Şimdi siyasi ayağı da yok diyorlar. Yoksa bugüne kadar Meral Akşener’i, CHP’yi diğerlerini neden suçladınız? Neresinden tutarsanız tutun tutarsız bu konu. Adalet Bakanı bunu açıkladıysa ispatla yükümlüdür. Devlet ciddiyetini bilen insanlarız. Başbakanlık Müsteşarına bildirdik bu konuları."

Peki Genel Başkanın maillerine gelelim. Genel Başkanın maillerini kontrol ettiniz mi? şifresi kırılmış mı ya da başka bir şey olmuş mu? Tespitiniz var mı?

"Şifre kırma vesaire işlemlerinin dışında istihbarat… Bunları elde edebilecek bir iki kurum var dünyada. İstihbarat teşkilatları onlar da. Biz bununla uğraşmıyoruz, mailleri kıralım kameralarla gözleyelim diye ahlaken bir sorunumuz yok. Ama bu konu devletin istihbaratında varsa ve devletin ikbalini etkileyecek bir şeyse kendisinin bunu 50 kere söylemesi lazım.

Sen Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanının maillerini mi takip ediyorsun, kırdırdın mı? Bir şeyler mi yaptın. Hukuksuz tüm bunlar. Suç."

Kontroller yapıyor musunuz? Tespitleriniz oldu mu hiç?

"CHP’nin her zaman bir tehdit altında olduğumuzu düşünüyorum. Sistemlerimize siber saldırılar oluyor. Dinlemelerin her zaman olabilme ihtimali var. Biz de bunlara karşı kendimize göre tedbirler alıyoruz. Her şeyi kontrol etmeye çalışıyoruz. Ama buna yönelik girişimler olduğunu biliyoruz. Bunları tek tek açıklamak doğru olmayabilir ama 2 senedir özellikle üzerimizde bu konularla ilgili çok çalışıldığını biliyorum."

Niye özellikle 2 sene?

"Son 2 sene bizim tarafımızda yoğun olduğunu biliyoruz. Zaten deşifre olmuş konular var, eskiden. O zaman inanmıyorlardı bu konulara, özellikle iktidar milletvekilleri. Neden inanmıyorlardı çünkü devletin tüm kurumlarını ellerinde sanıyorlardı, NSA davasını (Edward Snowden davası) konusunu açıkladığımızda da komplocu diyorlardı.

Devlet kaynaklarını kullanmadan bu boyutta kişiler ve kurumlar dinlenemez ve takip edilemez. Devlet kaynaklarını kullananlar ise bunu rahatlıkla yapabilirler. O zaman adresin neresi olduğu konusunda oturup düşünmek gerekiyor.

Türkiye’de alt yapıların çoğu Türk Telekom’un elinde. GSM operatörleri mevcut iktidarın tahakkümü altında. Bunlar zaten özel hayatımızda varken daha üst perdeden bakarsanız Amerikan Ulusal Güvenliğin takipleri, Microsoft vs. oradan yapılıyor. Biraz daha üst kademede. Bizim de aklımıza bir işbirliğiniz var mı? sorusu geliyor. FETÖ’cülerin işbirliği varken ‘Hayır’ diyordunuz. Şimdi 2 senedir CHP neden böyle bir tehditle karşı karşıya."

CHP dinlenince ne olacak?

"Artık bu noktada komplo teorisi olarak düşünebilirsiniz ama bizim özel bilgilerimize ulaşıp zor durumda bırakmak meseleleri. İkincisi bizim kendi işleyen çarklarımız içinde bu çarkları işlemez hale getirmek. Üçüncüsü de seçim takip sistemlerimize çok saldırı oluyor. Onlar da ayrı bir güvenlik sorunu."

Bu konu çok önemli. Referandum sırasında da böyle bir saldırı olabilir mi?

"Şu anda seçim takip sistemleri on line değil. Saldırı riski her zaman var. Ama tüm tedbirleri alıyoruz. Ama bir yere kadar. Çünkü alt yapılar devletin kendisi. Özel sektör gibi duruyor ama onların yandaşlarının elinde duruyor."

ABD Başbakanlık Sibel Hürtaş Erdal Aksünger Mail