Abdullah Zeydan Artı Gerçek'e konuştu: 'Halkımızla sandıkta baş edemeyenler yargı kumpası kuruyor'

Abdullah Zeydan Artı Gerçek'e konuştu: 'Halkımızla sandıkta baş edemeyenler yargı kumpası kuruyor'
Memnu haklarının iade edilmesine ilişkin karar, Yargıtay tarafından bozulan Van Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Abdullah Zeydan Artı Gerçek'e konuştu: "Halkımızla sandıkta baş edemeyenler yine yargı kumpaslarıyla mazbatasını elinden almaya çalışıyor."

Zelal Sahidenur SARİ


VAN - Yargıtay 3'üncü Ceza Dairesi, Van Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı Abdullah Zeydan'ın memnu haklarının iadesine ilişkin kararı bozdu. Dosyanın karar verilmek üzere yeniden Diyarbakır 5'nci Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderilmesi karar verildi. Gözler, yerel mahkemenin vereceği karara çevrildi.

'KARAR SİYASİ SAİKLERLE VERİLDİ'

Van Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Abdullah Zeydan, Yargıtay'ın kararını Artı Gerçek'e değerlendirdi. Yargıtay'ın, kararı siyasi nedenlerle verdiğini vurgulayan Zeydan, şu ifadeleri kullandı:

"Bir skandal olarak da değerlendirebiliriz. Şöyle ki normalde eğer memnu hakların iadesini ortadan kaldırsa bile, kanun yararına bozsa bile, bunun sanık aleyhine işletilmemesi gerekiyor. Yani kanun öyle, burada sanığın bir suçu yok. Eğer bir ihmal, bir eksiklik varsa devletin mahkemelerinin eksiğidir. Önemli olan kanun yararına bozarken o kanun eşitliğini sağlamaktır. Fakat önceki emsal kararları da böyle olmasına rağmen 309'uncu maddenin 4'üncü maddesinde C Fıkrası, 'sanığın alehine işletilmemesi gerekir' diye önceki kararların hepsini bu şekilde vermiş. Çok yakın zamanda da böyle bir içtihat kararı var Yargıtay 3'üncü Ceza Dairesinin. Fakat burada bizim kararda bunu uygulamamış. Yani bu bile başlı başına bu kararın aslında bir siyasi bir karar olduğunu, siyasi saikle verildiğinin kanıtıdır."

'YARGILANDIĞIM DAVALARLA İLGİLİ AİHM'İN VERDİĞİ İHLAL KARARI UYGULANMADI'

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) hakkında mahkumiyet kararı verilen davalarla ilgili 1,5 yıl önce ihlal kararı verdiğine dikkat çeken Zeydan, "Hem bu dosya hem diğer bir başka dosyam üzerinden AİHM hükümeti suçlu buldu. Yani hükümetin bu kararları baskıyla, yargıya aldırdığına karar verdi. Ve bu kararların siyasi saiklerle aldırıldığına hükmetti. Anayasa'nın 90'ıncı maddesine göre iç hukukumuzda AİHM'in kararları bağlayıcıdır. Hem bu mevcut hükme maruz kaldığım davada bir de diğer şu anda yargılaması devam eden davada derhal bu AİHM kararına binaen beraat etmemiz gerekiyordu. Fakat bunu da hiç uygulamadılar. Yani sonuç olarak bu iki hukuksuz, anayasayı çiğneyen kararda bile bu sürecin bir siyasi saikle yürütüldüğü, bu sürecin hukukla ve adaletle bir alakasının olmadığı açıktır" diye konuştu.

'HALKIN İRADESİ ÇÖKME GİRİŞİMİ'

31 Mart Yerel Seçimlerinin hemen ardından mazbatasının elinden alınmak istendiğine hatırlatan Zeydan, "31 Mart'ta halkımız bu kayyım gaspına 'dur' demiştir. Bir irade ortaya koymuştur. Ona rağmen AKP'nin girişimleriyle bir mazbata gaspı girişimine şahit olduk. O dönem halkımızın görkemli bir direnişi oldu. Kendi onuruna, iradesine sahip çıktı. Şimdi halkımızla sandıkta baş edemeyenler, yine yargı tuzaklarıyla, yine yargı kumpaslarıyla, yargıyı kullanarak yeniden halkın alın teriyle, tırnaklarıyla elde ettiği mazbatasını elinden alarak hiç hak etmediği AKP'nin adayına ya da farklı kişilere verme girişimlerinin bir parçası olarak yorumluyoruz biz bu kararı. Dolayısıyla siyasi bir karardır. Yeniden halkın iradesine çökme, yeniden belediyelerdeki kaynaklara ulaşıp, orada yeniden hırsızlıklarına ve yolsuzluklarına devam etme girişimidir. Yani bu nettir" dedi.

'HALKIN İRADESİNİ KORUYACAĞINA İNANIYORUZ'

Halkın demokratik hakkını koruyacağını, iradesine sahip çıkacağını dile getiren Zeydan, sözlerine şöyle devam etti: "31 Mart'ta halkımız bu siyasi darbe girişimini kabul etmedi. Halkın iradesini, hukuku sahiplendi, kendi iradesini korudu. Yeniden halkımızın kendi onurunu, iradesini demokratik yollarla, demokratik tepkilerini ortaya koyarak koruyacağına inanıyoruz. Türkiye'nin ihtiyacı şu anda insanların birbirini daha da kutuplaştırıcı, ötekileştirici söylemlerde, pratiklerde bulunması ya da Kürt halkının, Kürt siyasetini kayyım gasplarıyla, tutuklamalarla siyaset dışına itmek değil. Bilakis tam tersine toplumsal barışın sağlanması adına birlikte, onurlu, özgür, yaşam iradesini daha da güçlendirme; bu tarz hukuksuzluklardan, adaletsizliklerden ve zulümlerden bir an önce vazgeçmesi. Türkiye'nin ihtiyacı budur. Çünkü Türkiye halkı büyük bir yoksullukla, fakirlikle boğuşuyor. Halen Kürt gençleri,Türk gençleri yaşamlarını yitiriyor. Bir an önce bu akan kanın durması, akan gözyaşlarının durması, toplumsal barışın tesis edilmesi, halkın ekonomik refah düzeyinin artmasına da vesile olacaktır. İhtiyaç budur. Beklenti de budur. Temenni ederiz ki herkes aklı selim davranır. Yeniden halkın iradesini gasp girişimlerinde bulunmazlar. Halkın asla bunu kabul etmediğini biz mazbata girişiminde gördük. Yine kabul etmeyecektir. Halk, iradesini ve onurunu sonuna kadar koruyacaktır."

'AKP'NİN ADAYI MAZBATAYI KABUL ETMEMELİ'

Mazbatanın AKP'nin adayı AKP'li Abdullahat Arvas'a verileceği iddialarını da değerlendiren Zeydan, şunları söyledi:

"Umarız mazbatayı ikinci adaya vermek gibi bir durumla karşı karşıya kalmayız. Çünkü böyle bir şey direkt demokrasiye, adalete, insan onuruna ve halkın iradesine karşı bir saldırı olur. Halkımız bunu asla kabul etmez. Başta AKP adayının da kabul etmemesi lazım. Yani yeniden bu süreçleri Van halkına yaşatmak, yeniden bu antidemokratik uygulamaları, bu baskıya halkı maruz bırakmak; halkı sindirmek, halkın çocuklarını demokratik hakkını korurken cezaevlerine göndertmek, gelişebilecek daha kötü olaylara sebep olmak bu AKP adayına yakışmıyor, yapmaması lazım. Çıkıp şunu demesi lazım: 'Van halkı kararını vermiş.'"

'SEKİZ AYDIR KISITLI İMKÂNLARLA HALKIMIZA HİZMET ETMEYE ÇALIŞIYORUZ'

Sekiz aydır kayyımların yarattığı tahribatı ortadan kaldırmaya çalıştıklarını belirten Zeydan, "Borç yüküne ve kısıtlı imkânlara rağmen halkımıza hak etiği hizmetleri veriyoruz. Van halkı da buna şahit. Takdir ediyor. Bu takdiri sandıkta halk göstersin. Eğer bir başarılı bir süreç yönetmiyorsak, yönetemediysek bunun hesabını halk sandıkta bize sorsun. Sandıkta demokratik yollarla başaramadıklarını, yargı kumpaslarıyla, hileleriyle başarabileceklerini zannediyorlarsa halkın asla böyle bir şeyi kabul etmeyeceklerini bilmeleri lazım" dedi.

Öne Çıkanlar