Ahmet Türk: 451 kişinin siyasi yasaklı olması 6 milyon açısından önemli değil
Derya OKATAN
ARTI GERÇEK - DTP’nin kapatılmasının ardından 5 yıl siyasi yasaklı olan Kürt siyasetçi Ahmet Türk hakkında HDP’ye açılan kapatma davasında da siyasi yasak isteniyor. Ahmet Türk, kapatma davası konusunda "endişeli" olduğunu dile getirirken, 451 kişinin siyasi yasaklı olmasının 6 milyon açısından çok önemli olmayacağını vurguladı.
79 yaşındaki Kürt siyasetçi Ahmet Türk, eşbaşkanı olduğu DTP’nin 2009 yılında kapatılmasının ardından 5 yıl siyasi yasaklı hale geldi.
Siyasi yasaklı iken 30 Mart 2014 yılında bağımsız aday olarak girdiği Mardin Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanlığı seçimlerini kazandı. 2016 yılında görevden alınarak yerine kayyım atandı.
31 Mart 2019 yerel seçimlerine HDP’nin adayı olarak girdi. Mardin Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanlığını kazandı. 19 Ağustos 2019 tarihinde ikinci kez yerine kayyım atandı.
Ahmet Türk hakkında bu kez de Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Bekir Şahin’in HDP’nin kapatılması istemiyle hazırladığı ve Anayasa Mahkemesi tarafından kabul edilen iddianamede siyasi yasak isteniyor.
HDP ÜYESİ OLMADIĞI DÖNEMDEKİ SUÇLAMALAR KAPATMA DAVASINA DAYANAK YAPILDI
HDP iddianamesinde Ahmet Türk hakkındaki suçlamalar, ilk belediye başkanlığı dönemine ait.
Oysa, Türk o dönem HDP üyesi dahi değildi.
İddianamede, Mardin Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2015 yılında başlattığı ve 2017 yılında iddianameye dönüşen soruşturması yer alıyor.
Türk hakkında, belediye çalışanlarından örgüte destek için zekat adı altında para toplandığı, belediye çalışanlarının haberi olmadan çalışmadıkları halde fazla mesai ücreti yazılıp bunu da çalışanın haberi olmadan örgüte aktardıkları, belediye çalışanlarının Özgür Gündem gazetesine zorla abone yapıldığı gibi iddialar yer alıyor.
4 TANIĞIN ‘SÖYLENTİLERLE’ İLGİLİ İFADELERİYLE SUÇLANIYOR
Söz konusu suçlamalar, belediye çalışanı olduklarını iddia eden 4 tanığın "söylentiler" ve "tahminler" üzerine kurulu ifadelerine dayanıyor.
Ayrıca 108 sanıklı Kobane davası adı altında HDP’li siyasetçilerin yargılandığı dava dosyası da iddianamede yer alıyor.
İddianamede, Ahmet Türk’ün kimlik bilgilerinin yer aldığı bölümde Aralık 2018’den beri "parti üyesi" olduğu belirtiliyor. Ancak sonrasında "partide üst düzey görev aldığı" ifadesi yer alıyor. "Ahmet Türk'ün, Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasına aykırı eylemlerinin niteliği ve yoğunluğu dikkate alındığında, davalı siyasi partinin Anayasa’nın 69. maddesinin altıncı fıkrasında belirtilen fiillerin odağı haline gelmesinde sorumluluk taşıdığı anlaşılmıştır" deniliyor.
AHMET TÜRK: 451 KİŞİNİN SİYASİ YASAKLI OLMASI 6 MİLYON AÇISINDAN ÖNEMLİ DEĞİL
HDP’ye açılan kapatma davası ve hakkında siyasi yasak istenmesine dair Artı Gerçek’e açıklamalarda bulunan Ahmet Türk, "Endişeliyim" dedi.
Türk, şunları söyledi:
"Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı olduğum dönemde yerime kayyım atandı ama kayyım atamasını meşrulaştırmak için bir dava açıldı. Seçimlere bağımsız aday olarak katılmıştım. Bu dava Anayasa Mahkemesi’ne gönderilen iddianameye konulmuş. Ama ben o dönem parti üyesi değildim, çünkü siyasi yasaklıydım. Sanki parti üyesiymişim gibi iddianame hazırlanmış. Hakkımda açılan dava döneminde bağımsız belediye başkanı olarak görev yapmaktaydım."
‘PARTİLERİMİZ KAPATILDIKÇA HALKIMIZ BİZE SAHİP ÇIKTI’
Türk, kapatmaların partilerini hep güçlendirdiğine işaret etti:
"HEP kurucu üyelerinden biriyim. HEP döneminde yüzde 5.3 oy aldık. Parti kapatıldığı zaman yüzde 6.2’ye çıktı. Partilerimiz kapatıldıkça halkımız bize sahip çıktı. 7 Haziran seçimlerinde de yüzde 13’e ulaştık.
"451 kişinin siyasi yasaklı olması 6 milyon açısından çok önemli değil. Bu işi götürecek politize olmuş 6 milyon insanımız var.
"Biz HEP’ten bu güne kadar hep adalet, eşitlik ve demokratik değerlerde buluşmayı esas alan bir yaklaşım gösterdik. Türkiye halklarının ortak demokratik değerler etrafında buluşması için çaba gösterdik. Toplumsal barışı esas alan yaklaşımı her zaman dile getirdik. Bütün mesajlarımız bu. Biz Türkiye halklarıyla ortaklaşarak demokratik geleceğimizi sağlayabileceğimize inandık ama tabi bugün iktidar ve milliyetçi ırkçı kesim bizim demokratik mücadelemizi hazmedemediği için hedef haline getirmişlerdir."
HDP’nin kapatılmasının AKP’nin işine yaramayacağını ifade eden Türk, "Sadece bizim kitlemiz için, Kürtler için söylemiyorum. Demokrasiye inanan emekçiler, sosyalistler bu iktidarın karşısında gereken tavrı alır. Kitlemiz politize olmuş bir kitledir. Kapatılması durumunda AKP hanesine hiçbir şey yazılmaz" diye konuştu.
‘İKİ İHTİMAL OLABİLİR: YA KAPATMA YA HAZİNE YARDIMINI KESME’
HDP’nin kapatılması durumunda formüllerin bulunacağını, kitlelerinin adressiz kalmayacağını söyleyen Türk, şunları belirtti:
"Ama ben endişe duyuyorum. MHP baskısı, derin devletin baskısı partinin kapatılmasını getirebilir. Kapatılmasa bile hazine yardımını mutlaka keserler diye düşünüyorum. İki ihtimal üzerinden; ya hazine yardımından mahrum edilmesi ya da kapatılması…
"Kapatılmayı hedef alan bir iddianame hazırlanmış. Ama siyasi gelişmeler neyi getirir, çünkü Türkiye’de her gün gündem değişiyor. İktidar gittikçe zayıflıyor. Mafya ilişkilerinin ortaya çıktığı bir dönem yaşıyoruz. Türkiye tamamen mafyalaşan bir devlet anlayışına büründüğü bir dönemde partinin kapatılması üzerinde yeniden düşünebilirler diye düşünüyorum.
‘YENİ BİR DÖNEME GİRECEĞİZ’
"Türkiye’deki çürümüş iktidardan sonra yargıda da kıpırdanmalar olacağını düşünüyorum. Biliyorlar ki bunlar gidici. Hırsızlıkların, yolsuzlukların, mafya ilişkilerinin ayyuka çıktığı bir dönemde gemiyi terk edenler çıkacaktır. Yeni bir döneme gireceğiz gibi geliyor bana."
‘MUHALEFETİN ‘BENİ DESTEKLE AMA BANA ÇOK YAKLAŞMA’ MANTIĞI DOĞRU DEĞİL’
Ahmet Türk, muhalefete de çağrıda bulundu, demokrasi için daha net tutum almasını istedi.
"Muhalefetin demokrasi birliğinin oluşturulmasında öncülük yapması gerekiyor. HDP’ye ‘beni destekle ama bana çok yaklaşma’ mantığı doğru değil. Bugün böyle davranan muhalefet yarın iktidara geldiği zaman Kürt sorunu konusunda ne yapacaktır?
‘DEMOKRASİ İÇİN HER TÜRLÜ ÖZVERİDE BULUNURUZ’
"Türkiye’de demokrasi mücadelesi verirken özelikle ana muhalefet partisinin ikircikli bir siyasetle bu olaya yaklaşmasını doğru bulmayız. Bu ülkede ortak demokratik değerler etrafında halkımızın buluşmasını istiyorsak, bu mücadelenin içinde çok açık bir şekilde yer almak lazım. Radikal demokrasi için mücadele etmemiz lazım. Biz demokrasi için her türlü özveride bulunuruz. Birlik olmazsak, birbirimize güvenmezsek başarılı olamayız. Bugün iktidarın da istediği muhalefet arasında bir sıkıntının yaratılması."
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun yaptığı Adalet Yürüyüşü’ne katılmalarının ardından iktidar cephesinin "teröristlerle kol kola yürüyor" şeklindeki açıklamalarına Kılıçdaroğlu’ndan bir yanıt gelmemesini eleştiren Türk, "Örtülü bir yaklaşım göstererek demokrasiyi kalıcı hale getiremezsiniz. O zaman Kürt meselesini de çözemeyiz. Bu nedenle çok açık olmak lazım. Gelecekle ilgili neler yapacağı konusunda kamuoyu ile düşüncelerini paylaşması lazım. Bugün Türkiye’nin en önemli meselesi Kürt meselesidir. Ana muhalefet partisi bu konuda ne diyor, açık bir açıklama yapmadı, halklara bir mesaj veremedi" diye konuştu.