AKP'li Kaya: Yerelde oyumuz yüzde 7-8 düştü
AKP'li Erol Kaya partisinin bazı belediye başkanlarından istifalarını istemesinin oy düşüşünün önlenmesi gerekçesiyle yapıldığını söyledi.
HABER MERKEZİ - Büyükşehirlerin AKP'li belediye başkanlarının istifası istendi. Durum AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın talebiyle gerçekleşirken, talep bazı belediyelerde dirençle karşılandı. Akşam gazetesinden Pınar Işık Ardor konuyu AKP Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Erol Kaya ile konuştu. Kaya şunları söyledi:
"Öncelikle AK Parti böyle bir değerlendirmeye niye ihtiyaç duydu bunlara cevap vereyim. Türk siyasetinde yerel yönetimler çok güçlü bir enstrüman ve gücünü halkla olan temaslarından alıyor. Ben 15 yıl belediye başkanlığı ve Uluslararası Türk Belediyeler Birliği kuruculuğunu ve altı yıl başkanlığı yaptım. AK Parti’nin öncelikle gerçekleştirdiği en büyük reform 2002’de iktidara geldiğinden bugüne yaklaşık 1800 belediyeyi kapatmasıdır. Şehirlerimizdeki insanların hizmet alımıyla ilgili süreçte yaşanan bürokratik hantallık, ekonomik yetersizlik ya da yönetimdeki kifayetsizliği dikkate alarak küçük belediyeleri kapatarak Türkiye’de yeni büyük şehirler kurarak bir reformu gerçekleştirdi. AK PARTİ’nin yerele bakışı hizmetin hızlı bir şekilde halka ulaşması ve halkın da kendisine hizmet edenlerle ilgili kanaatin olumlu olarak merkez siyasete yansımasıdır. 2004-2009 ve 2014 yerel seçimlerden hep az oy aldık. En son yüzde 7-8’e yakın oy düşüklüğümüz var. Demek ki, bizim yerel belediyeler üzerinden topluma yansıtmaya çalıştığımız hizmetin bize dönüşünde bir sorunumuz var. 2019 seçimlere giderken ilk gireceğimiz seçim yerel seçimler ve biz 2014’de yüzde 42 almışız. 50 artı 1 almamız gerekiyor ki o motivasyonla Kasım’daki seçimlere çok rahat bir şekilde girelim. Peki, 1397 belediyenin 884’ü AK Parti’nin. Bu 884 arkadaşımız başarısızlar mı? Hayır. Bunun altını özellikle çizmek istiyorum. Hayır, hayır ve hayır. Bütün belediyelerimizin diğerlerinden çok daha başarılı olduklarını rakam rakam verebiliriz."
Gazeteci Pınar Işık Ardor'un Erol Kaya ile gerçekleştirdiği söyleşinin bir kısmı şöyle:
- Peki, madem başarısız değiller ne istiyorsunuz?
Cumhurbaşkanımız partiye döndüğünde 180 günlük eylem planı ortaya koydu ve arkasından Bakanlar Kurulunda, MYK’da bir değişiklik yaptı. Parti üst yönetimi değişti. Döndü dedi ki ‘Teşkilatlarda bir metal yorgunluğu söz konusu’. Bu sözden yola çıkarak teşkilatlarda bir yenilenme süreci başlatıldı. Sonra belediyelere aynı şeyi söyledi.
Bizim toplumun beklentisi olan değişimle ilgili süreci yönetme gayretimiz var. Toplum bizden yenilenme ve değişim istiyor.
Biz kaset komplolarıyla makam değişimi yapmıyoruz. Aksine halkın değişim taleplerini kamuoyunun önünde ve belediye başkanlarımızla mutabakat çerçevesinde yapıyoruz.
- Toplum değişim istiyor dediniz bunu nereden biliyorsunuz? Anket mi yaptınız?
AK Parti toplumun taleplerini ve beklentilerini mutlaka teşkilatlar ve milletvekili üzerinden gözlemliyor. Bundan daha ötesinde halka sürekli soruyor. Her yıl düzenli olarak anket yapıyoruz. Diyelim ki A şehrinin belediye başkanısınız sizin anketinizde bir sorun gördüğümüzde bununla ilgili yapmanız gereken adımları ifade ediyoruz.
- Şimdi başa dönelim, istifası istenen başkanlar meselesine...
Yerel aktörlerin önemsenmesi ve değerlendirilmesi gerektiğini bilen bir siyasi hareketiz. Yereldeki tecrübe ve birikim merkez siyasete dönüştüğünde bunun ülke için katkı yaptığını ifade etmemiz mümkün. Biz şehrin taleplerini, yerel aktörleri önemsiyoruz. Yerelle ilgili eğer bir eksikliğimiz olursa toplum bize mesaj veriyor.
'YERELDEKİ BAŞARISIZLIK ANAP'IN FİŞİNİ ÇEKTİ'
-Ne diyerek yapıyor bunu?
Anavatan 1983 yılında iktidara geldi. 84 yılında da hemen bu motivasyonla yerel seçimleri kazandı. Ancak, 84-89 dönemindeki belediyelerdeki başarısızlık ya da toplumun beklentilerine cevap verilememesi ANAP’ın 89’da fişini çekti. Akabinde SHP’de yaşandı. Şimdi biz baktığımızda yerelin inanılmaz bir motivasyonda olumlu ve olumsuz etkilerini görüyoruz. Yerel bizim için önemli. Bunu tek başına bir belediye başkanını başarı ya da başarısızlık hikâyesi olarak görmek çok doğru değil.
- Sayın Topbaş sessiz sedasız gidiş yaptı. Sayın Gökçek neden direniyor? Ve Gökçek’in direnmesiyle beraber iki belediye başkanı daha direnç göstermeye başladı...
Sanki Türkiye’de ilk defa belediye başkanlarının istifaları söz konusu; böyle bir şey yok. İçişleri Bakanlığı'na sordum. Son 10 yılda 24 belediye başkanı istifa etmiş.
- Ama sessiz sedasız...
Belki büyük belediye başkanları olduğu için bu gürültü.
- İstanbul, Ankara çok önemli yerler ama...
Demokratik kültür açısından bu olay ilk defa karşılaştığımız olay değil, önce onu bilelim. 20’den fazla belediye başkanı istifa etti.
- Ama direnç yoktu.
Şimdi de direnç yok.
- Direnç olmasa sayın Cumhurbaşkanı "Gereği yapılır" der miydi?
Belediye başkanıyla ilgili değerlendirme yaptığımızda bir fedakârlık talep ettiğimizde bu kolay süreç değil. Çağırıyorsunuz diyorsunuz ki; hadi boşalt burayı ama bir süreci var bu işin.
- Başarılı Belediye var ama siz istifa isteyebiliyorsunuz sanırım...
Mesela bir belediye başkanı arkadaşımızın önüne koyduk anketi. Başarılı ama halkla diyalog yok. O zaman dedik ki; ‘Bizce doğru değerlendirme burayı boşaltmandır’, ‘Peki’ dedi, istifasını verdi. Ama hemen istifasını verdi, ertesi gün işleme kondu değil. Onun da bir süreci var. Ailesiyle paylaşması gereken siyaseten izah etmesi gereken şeyler var. Dolayısıyla bugüne kadar yapılanlar bu şekilde geldi. Sayın Cumhurbaşkanımızın ifade ettiği isimlerle ilgili olduğu için söylüyorum bu arkadaşlarımızın hepsine iletildi. Şu da yok; 'Efendim işte bir ay oldu falan bekliyorlar' böyle bir şey yok.
-Sayın Gökçek’in bir kırgınlık yaşadığı iddia ediliyor. Siz o somut verileri sundunuz mu? Kamuoyu daha şeffaf mesaj mı bekliyor sizden sebepleri konusunda. ‘Yolsuzluk mu var, FETÖ ilişkisi mi var, ne var’ gibi...
Bütün arkadaşlarımızın tamamıyla ilgili bunu söylemek zorundayım. Arkadaşlarımızın FETÖ ya da bir başka hususla ilgili değerlendirmeleri ifade etmek çok yanlış olur. Partimizin üst kurulları 2019’a giderken bir değerlendirme yaptı ve bu arkadaşlarımızın partimizle olan siyasi bağları korunarak fedakârlık yapmaları talep edildi. Yapılan budur. Dolayısıyla dikkat ettiyseniz istifa eden üç arkadaşımız da siyasette varlıklarını devam ettirdiklerini ve partiyle olan bağlılıklarını koruduklarını ifade ettiler. Kendileriyle ilgili kamuoyunda yanlış bilgi ve belgelerle ilgili de mücadele edeceklerini söylediler. Bize bu ‘etik midir değil midir’ sorusu soruluyor. Biz bir belediye başkanımızın seçildiğinin ertesi günü ‘Hadi sen buradan ayrıl falan’ demiyoruz. Kadir Ağabey 20 yıla yakın belediyesiyle birlikte yerelde kendini ifade etmiş ve bizim ağabeyimiz olan bir insan. Düzce Belediye Başkanımız iki dönem belediye başkanlığı yaptı.