Ali Babacan 14 Mayıs'ı referanduma benzetti: Demokrasi mi, otokrasi mi diyeceğiz

Ali Babacan, 14 Mayıs‘taki seçimlerin aslında bir referandum niteliğinde olduğunu belirtti. Babacan, "Gidenlerin koşa koşa geri döndüğü bir ülke mi olacağız, yoksa vatandaşlarının terk ettiği bir ülke mi? Buna karar vereceğiz" ifadelerini kullandı.

Ali Babacan 14 Mayıs'ı referanduma benzetti: Demokrasi mi, otokrasi mi diyeceğiz

Oğulcan ÖZGENÇ

ANKARA - Deva Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, 14 Mayıs seçimlerinin özünde bir referandum olduğunu belirterek, "Bakın 14 Mayıs'ta aslında iki tercih var sadece. Ortada bir referandum var. Demokrasi mi, otokrasi mi diyeceğiz" dedi. Babacan, "Bereketli, huzurlu sofralar mı, kilosu 30 liraya çıkan soğan mı? Herkesi kucaklayan bakış mı, kendinden olmayan herkese terörist diyen nobran dil mi? Gidenlerin koşa koşa geri döndüğü bir ülke mi olacağız, yoksa vatandaşlarının terk ettiği bir ülke mi? Buna karar vereceğiz. Korkulu bir rüyadan uyanırsınız ya, 'iyi ki kabusmuş' dersiniz, bir su içersiniz. Öyle bir rahatlamayla bu ülke hızla kendine gelecek" ifadelerini kullandı.

DEVA Partisi’nin Ankara’da Bilkent Oteli’ndeki İl Başkanları Toplantısı'nda açış konuşmasını yapan Babacan, seçime ortak liste ile girme kararları hakkında da açıklama yaptı. Bu tercihin temelinde mevcut anayasa ve seçim yasası olduğunu söyleyen Babacan, "Bu seçim hiçbir partinin tek başına kazanamayacağı bir seçim. Ortak listeyle seçime girildiğinde daha fazla milletvekili çıkaracağımızı gördük" dedi.

‘BİR KRİZİN SEBEBİ O KRİZİ ÇÖZEMEZ’

Babacan, konuşmasına Deva Partisi’nin Türkiye’nin ana akım partisi olduğunu söyleyerek başladı. Millet İttifakı’nın hazırlamış olduğu Anayasa Değişikliği Mutabakat Metni ve Ortak Politikalar Metni’ne değinerek yeni kurulacak hükümetin neler yapacağının belirlendiğini şöyle ifade etti:

"Altılı Masa olarak detaylı çalışmalar yaptık. Bu altı partinin ortak paydası demokrasi. İktidarın yeni anayasa deyip de ortaya tek bir madde koyamadığı dönemde bir Anayasa Değişikliği Mutabakat Metni hazırladık. Altı partinin tüm alanlardaki çalışmalarını ortaklaştıran Ortak Politikalar Mutabakat Metni’ni hazırladık. Bu metinde yirmi bakanı 5 yıl boyunca meşgul edecek ev ödevi var. İktidar bu metne tek bir nokta koyamadı. Yapamadılar çünkü bu sapasağlam bir çalışma. Erdoğan bu çalışmanın ardından seçim beyannamesini açıkladı. Birebir kopya, tembel öğrencinin çalışkan öğrenciden kopya çekmesi gibi. 20 yıldır bir şey bulamadılar da bizim mutabakat metnimizin içinden seçip seçip kullanıyorlar."

İMAR AFFI VE MÜLAKAT TEPKİSİ: 'ADETA MUHALEFETTEYMİŞ GİBİ...'

İktidarın imar affı ve mülakatların kaldırılması gibi vaatlerini eleştiren Babacan, “Tarihi seçime sayılı günler, saatler kala iktidar adeta muhalefetteymiş gibi vaat sıralıyor. Eylem planlarımızdan ve Ortak Politikalar Metnimizden alınmış pek çok husus var. Sanki bir gece yarısı tek imzayla İstanbul Sözleşmesi’nden çıkanlar, Cumhuriyet tarihinin en yüksek enflasyonuyla bu ülkeyi karşı karşıya bırakanlar kendileri değilmiş gibi… Sanki yıllardır, özellikle 5 yıldır ülkeyi krizden krize sokan başka bir iktidar da bir muhalefet partisi gibi hataları nasıl düzelteceğini anlatıyor. Bir krizin sebebi, o krizi çözemez” diye konuştu.

‘BİRİNCİ SANDIKTA KILIÇDAROĞLU, İKİNCİ SANDIKTA DEVA İÇİN CHP’

"Ortak akla önem verdiklerini" vurgulayan Babacan, ortak listelerle seçime girme kararının temelinde mevcut anayasa ve seçim yasası olduğunu söyledi. Babacan, “Bu seçim hiçbir partinin tek başına kazanamayacağı bir seçim. Ortak listeyle seçime girildiğinde daha fazla milletvekili çıkaracağımızı gördük. Deva Partisi’nin ortak listeden girmesinin milletvekili sayısını 18 arttıracağını gördük. Ortak liste teklifi de ilk olarak Cumhuriyet Halk Partisi’nden geldi” dedi.

'MATEMATİKSEL AÇIDAN HERKESE KAZANDIRAN BİR METOD'

Babacan, ortak listelerden seçime giriyor olmayı "duygusal açıdan zor ama matematiksel açıdan herkese kazandıran bir metod" olarak niteledi. Diğer partilerle Türkiye’nin yarınları için buluştuklarını ve bunun bir ödünleşme süreci olduğunu belirten Babacan, salondakilerden diğer partilerin teşkilatlarıyla beraber çalışma sözü aldı.

'14 MAYIS'TA ORTAFA BİR REFERADUM VAR'

Bu seçimin özünde bir referandum olduğunu belirten Babacan, "Bakın 14 Mayıs'ta aslında iki tercih var sadece. Ortada bir referandum var" diyerek seçimi şu sözlerle özetledi: "Demokrasi mi, otokrasi mi diyeceğiz. Bereketli, huzurlu sofralar mı, kilosu 30 liraya çıkan soğan mı? Herkesi kucaklayan bakış mı, kendinden olmayan herkese terörist diyen nobran dil mi? Gidenlerin koşa koşa geri döndüğü bir ülke mi olacağız, yoksa vatandaşlarının terk ettiği bir ülke mi? Buna karar vereceğiz. Korkulu bir rüyadan uyanırsınız ya, 'iyi ki kabusmuş' dersiniz, bir su içersiniz. Öyle bir rahatlamayla bu ülke hızla kendine gelecek."

'ELİM ALTI OKA GİTMİYOR' YERİNE 'ELİM AK PARTİ'YE GİTMİYOR' GELDİ

DEVA lideri, "'Elim altı oka gitmiyor' diyen vatandaşlar vardı. Bu seçim, tam da o mahallelerde, bazı evlerde kısık sesle ne söyleniyor biliyor musunuz? ‘Elim AK Parti’ye gitmiyor.’ İnsanlar artık ‘Elim bu yoksulluğa, bu fakirliğe, bu açlığa, bu zulme gitmiyor’ diyor" ifadelerini kullandı.

'ELİNİZ YOKSULLUĞA, YOLSUZLUĞA GİTMİYOR'

Babacan, geçmişte AKP’ye oy veren seçmenlere şöyle seslendi:

"Önceki seçimlerde AK Parti’ye oy vermiş arkadaşlarıma sesleniyorum. Evet, eliniz AK Parti’ye gitmiyor. Çünkü eliniz, yoksulluğa gitmiyor. Yolsuzluğa gitmiyor. Yüzde 100’ü aşan enflasyona gitmiyor. Eliniz, sınavı kazanan başarılı gençler torpilsiz işe giremezken, birilerinin haksız kazançla servetine servet katmasına gitmiyor. Haksızlığa, hukuksuzluğa, adaletsizliğe, baskıya, zulme gitmiyor, biliyorum.

'BU ÖYLE BİR ZAFER OLACAK Kİ KAYBEDENİ OLMAYACAK'

Zamanında AK Parti’ye gönül vermiş kardeşlerim; biliyorum, yüksek sesle itiraz etmiyorsunuz. Yüksek sesle sokaklarda bağırmıyorsunuz ama sabırla sandık gününü bekliyorsunuz. O sandık günü sakince gidip, kabinde mührü bu kez bahsettiğim referandum için kullanacaksınız. İki temel tercih var: Ya şu andaki tablonun daha da kötüleşerek devam etmesi ya da Türkiye için yeni bir nefes, yeni bir ümit, özgürlük, zenginlik ve adalet… O seçeneklerin altında ne yazdığının belki çok önemi yok. Bizim özgürlük, adalet, zenginlik tercihimizi altında yazan isimler; birinci sandıkta Sayın Kılıçdaroğlu, ikinci sandıkta da DEVA için Cumhuriyet Halk Partisi. Bu öyle bir zafer olacak ki kaybedeni olmayacak. Biz buradayız. Sizleri de seçimin şafağında aramıza bekliyoruz. Bu büyük yürüyüşte hep beraber olacağız. Endişeye mahal yok."