Almanya'dan MİT'e 'provokasyon' suçlaması
Federal Almanya İçişleri Bakanı Thomas de Maizière, MİT'in Almanya'da ‘casusluk' yaptığı iddiasıyla ilgili olarak, "Türkiye Almanya’dan güya Gülen...
Federal Almanya İçişleri Bakanı Thomas de Maizière, MİT'in Almanya'da ‘casusluk' yaptığı iddiasıyla ilgili olarak, "Türkiye Almanya’dan güya Gülen taraftarı olanların dosyalarını vermemizi beklemesin, belki de tüm bunların arkasında provokasyon var" dedi.
ALMANYA- MİT'in Alman dış istihbarat teşkilatına (BND), Almanya'da Gülen yapılanmasına yakın olduğu iddia edilen 300 kişi ve 200 kadar kuruluşun adının geçtiği bir dosya vermesinin ardından Almanya'da Türkiye'nin ‘casusluk' faaliyeti yaptığına dair çıkan haberlerin yankısı devam ediyor. Bugün de Alman hükümetinden ve politikacılarından sert açıklamalar gelmeye devam etti.
Hristiyan Birlik Partileri parlamento grup sözcüsü Volker Kauder, "casusluk faaliyetleri MİT tarafından da kabul edilirse sert bir yasal prosedürü harekete geçireceklerini basına duyurdu. Almanya ikinci kanalı ZDF’e konuşan Kauder, "böyle bir durumda en sert yasayla cevap verilmek zorundadır" dedi. Kauder sözlerini şöyle sürdürdü: Casusluk önemsiz bir suç değildir. Eğer Türkiye böyle bir şey yaptıysa bunun elbette yasal sonuçları olacaktır.
"ARKAMIZDAN İŞ ÇEVRİLMESİ KABUL EDİLEMEZ"
Federal Almanya İçişleri Bakanı Thomas de Maizière (CDU) aynı kanalda yaptığı açıklamada şunları söyledi: Türkiye’nin bu faaliyeti ile ilgili henüz bir kanıt yok ama ‘casusluk faaliyetleri ile ilgili uzun bir işaretler listesi var’, casusluk yapılmışsa bu kişiler ülkeden atılmakla cezalandırılmalıdırlar. De Maizière "Yurtdışından bilgilendirme normaldir tama, ama bizde kayıtlı olmayan insanlarla casusluk faaliyetlerinde kullanıp bizim arkamızdan iş çevirmek, bu kabul edilemez" dedi. İçişleri Bakanı "her ülke kendi elçiliğinde haber alma teşkilatı için çalışanı olduğunu bildirmek zorundadır. Daha sonra resmi olarak ortaklıklar kurulur" şeklinde açıklama yaptı. Bakan, Gülen konusunda ise, "Türkiye Almanya’dan güya Gülen taraftarı olanların dosyalarını vermemizi beklemesin, belki de tüm bunların arkasında provokasyon var" dedi.
"PROVOKASYON"
Alman Hıristiyan Birlik partileri (CDU-CSU) Milli İstihbarat Teşkilatı'nın Almanya'daki izleme faaliyetlerini ve bununla ilgili olarak hazırladığı dosyanın Alman istihbaratına verilmesini ‘provokasyon’ olarak değerlendiriyor.
Birlik partileri Meclis Grubu İç Politika Sözcüsü CSU'lu Stephan Mayer, ‘Passauer Neue Presse’ gazetesine verdiği demeçte bu durumun ‘tahammül ve kabul edilemez' olduğunu söyledi. Türkiye Hükümeti'nin Almanya'ya açıkça meydan okumak ve Almanya Hükümeti'ni kışkırtmak için böyle davrandığının anlaşıldığını belirten Mayer, ‘dosyanın kamuoyuna yansıyacağını Türk tarafının tahmin edemeyecek kadar safça davranmış olduğunu düşünmediğini' ifade etti.
"TÜRK HÜKÜMETİNİN DAR KAFALILIĞI"
Listede eski Sosyal Demokrat Parti Genel başkanı Franz Müntefering'in eşi ve Türk-Alman parlamenterler grubu başkanı Michelle Müntefering ile Berlin eyalet meclisi üyesi Emine Demirbüken-Wegner'in adları da yer alıyor. Hristiyan Birlik Partileri (CDU-CSU) Meclis Grubu Uyum Politikaları Sorumlusu Cemile Giousouf, ‘MİT’in Alman politikacılarını hedef alan casusluk faaliyetlerinin eski Doğu Alman istihbaratının (Stasi) metotlarından farklı olmadığını’ söyledi. Giousouf’un Rheinische Post gazetesine verdiği röpörtajda "istihbarat faaliyetleri hakkında yasalar uyarınca cezai işlem başlatılmasını beklediğini" ifade etti. Giousouf, BND'nin listede adı geçen şahısları uyarmasını doğru bulduğunu da sözlerine ekledi.
Hristiyan Sosyal Birlik partisi milletvekili Hans-Peter Uhl da ‘Handelsblatt' gazetesine yaptığı açıklamada ‘Alman servislerinin MİT'e yardımcı olacağını sanmanın Türk Hükümeti'nin ‘dar kafalılığını' ortaya koyduğunu' söyledi. Erdoğan liderliğindeki Türkiye'nin hızla hukuk devleti ve demokrasi ilkelerinden uzaklaştığını söyleyen Uhl, anayasa referandumunun Adolf Hitler'e sınırsız yetki veren yasayı andırdığını iddia etti.