Alpaslan Kuytul'a 3 gün hücre cezası verildi

Artı Gerçek - Ağrı Patnos Cezaevi’nde bir yıldır tutuklu bulunan Furkan Vakfı kurucusu Alparslan Kuytul’a dün (4 Mayıs) cezaevi yönetimi tarafından kurum görevlilerine hakaret ve tehditte bulunduğu iddiasıyla üç gün hücre cezası verildi.

Alparslan Kuytul, iki haftada bir telefonla görüşme hakkını kullanarak eşi Semra Kuytul’la telefonda görüşüyordu. Semra Kuytul ise, eşinin telefonda söylediklerini ses kaydına alarak sosyal medya hesabından Kuytul’un sevenleriyle paylaşıyordu.

Medyascope'dan Emine Bıçakçı'nın haberine göre, Kuytul, eşiyle 19 Nisan’da yaptığı görüşmede, iktidarı eleştirerek, “Bir araya gelemeyecekleri partiler bir araya geldilerse bugün, sebebi AKP’nin yaptıklarıdır. Allah (A.C) bu diktatörlükten milletimizi kurtarsın” ifadelerini kullandı. Kuytul’un bu ifadelerinden sonra, cezaevi yönetimi telefon görüşmesini kesti. Bu anlara ilişkin ses kayıtlarını eşi Semra Kuytul, sosyal medyadan paylaştı.

'CEZAEVİNİN BÖYLE BİR YETKİSİ YOK'

Alparslan Kuytul’un eşiyle görüşmesinin olduğu 4 Mayıs’ta (dün) kendisine cezaevi disiplin kurulu tarafından üç gün hücre cezası verildiği tebliğ edildi. Kuytul’un eşi Semra Kuytul, eşinin korkutularak susmasını sağlamak için bu cezanın verildiğini söyleyerek yaşananları şöyle anlattı:

“Dün konuşma yapacağı sabah, hücre cezası veriyorlar -ki cezaevinin böyle bir yetkisi yok. Cumhurbaşkanına hakaret deniyor ama cumhurbaşkanı kurum görevlisi olmadığı için kurumun bu nedenle ceza verme yetkisi bulunmuyor. Bu nedenle kurum memurlarına hakaret ve tehditten ceza veriliyor. Ancak kendisi “Ben zaten tekim, tecritte olan için hücrenin ne farkı var” diyerek yapması gereken konuşmayı yaptı. İkinci konuşma birinci konuşmasından daha açık, net ve etkileyiciydi."

'SEÇİMİ KAYBEDERLERSE HALKI SOKAĞA MI ÇAĞIRACAKLAR?'

Kuytul, dün eşiyle yaptığı konuşmada da hükümeti eleştirmeye devam etti ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun “14 Mayıs bir darbe girişimidir” dediği konuşmalarına binaen şunları söyledi:

“Acaba bunu diyen isimler seçimi kaybederlerse ne yapmayı düşünüyorlar? Bu bir darbedir, deyip halkı sokağa mı çağıracaklar? Selalar mı okutacaklar? Orduya yürü emri mi verecekler? Tüm muhalifleri darbe yapmakla suçlayıp vatana ihanetten hapse mi atacaklar?” (Kaynak)