AP Türkiye raporundan: Kürt sorununda 'yeni ve saygın bir siyasi süreç' çağrısı
Artı Gerçek - Avrupa Parlamentosu'nun (AP) Türkiye raportörü İspanyol parlamenter Sanchez Amor tarafından kaleme alınan bu yılki raporda Ankara-Moskova diyaloğu ön plana çıkıyor. Rusya'nın Ukrayna’ya karşı yürüttüğü savaşın, "Türkiye aynı anda Batı ve Rusya ile bağlarını korumaya çalıştığı için AB-Türkiye ilişkileri üzerinde sonuçları olduğu” görüşü dile getiriliyor. "Avrupa'da eşi benzeri görülmemiş jeopolitik değişiklik yarattığı" belirtilen savaşta Türkiye'nin "belirleyici ve stratejik rol oynadığı" not edilse de, Ankara'nın bu süreçte Moskova ile diyaloğu açık ifadelerle eleştiriliyor.
Rusya'nın Ukrayna'ya karşı yürüttüğü savaşın Türkiye tarafından Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda kınanmasını "memnuniyetle" karşılayan AP, Ankara'nın BM çerçevesi dışındaki yaptırımları desteklememesini ise "üzüntü verici" olarak değerlendiriyor. Bu kapsamda Türkiye'nin 2021 yılında yüzde 11 olan AB Dış ve Savunma Politikası ile uyum oranının yüzde 7 gibi tarihi açıdan düşük düzeye gerilediğini not ediyor.
'RUS PROPAGANDASINA GÖZ YUMMA' ELEŞTİRİSİ
Gazeteci Kayhan Karaca'nın DW Türkçe için aktardığı rapora göre AP, Türkiye'nin Rusya-Ukrayna görüşmelerindeki çabaları ile Karadeniz Tahıl Girişimi’nin müzakeresinde ve devamında oynadığı "kilit rolü" memnuniyet verici buluyor. Parlamento buna karşılık, Türkiye'nin Rus medya organlarının faaliyetlerine yasak getirmeyerek Rus propagandasına göz yumduğunu savunuyor.
'RUSYA İLE TİCARETİ İKİYE KATLANDI'
Ukrayna savaşı başladığından bu yana Rusya ile Türkiye arasındaki ticaretin "neredeyse ikiye katlandığına" işaret edilen raporda, AB yaptırımları kapsamındaki kimi mal ve teknolojilerin Türk toprakları üzerinden Rusya’ya satılma riski olduğu ve bu teknolojilerin Rus ordusu tarafından Ukrayna’da kullanılabileceği not ediliyor.
'YAPTIRIMLARIN DELİNMESİ' UYARISI
AP, Türk makamlarının bu konuda son zamanlarda kimi önlemler aldığını kabullenmekle birlikte, "Türkiye’nin Rusya’yı hedef alan yaptırımları delmek isteyen şahıs ve kuruluşlar için merkez haline gelmesinin engellenmesini” istiyor. Rusya ile Türkiye arasındaki ticaret artışının AB yaptırımlarına yansıyışı konusunda Avrupa Komisyonu’ndan değerlendirme talep ediyor.
Raporda, aralarında oligarkların da olduğu çok sayıda Rus vatandaşının Türkiye’nin belli başlı kentleri ve sahil bölgelerine yerleşmeye başladığına işaret edilip, "Türkiye Rus sermaye ve yatırımları için bir sığınak haline gelmekten kaçınmalı” ifadelerine yer veriliyor. Türkiye’nin nükleer santraller konusunda Rusya ile işbirliği “kaygı verici” olarak niteleniyor.
İSVEÇ’İN NATO ÜYELİĞİ
Türkiye'nin İsveç’in NATO üyeliğine onayını "geciktirmesinin” de eleştirildiği raporda, bu durumun “Rusya’nın işine geldiği ve Türkiye’nin NATO müttefikleriyle ilişkilerini zedelediği” kaydediliyor. Ankara’ya “İsveç’in NATO üyeliğini gecikmeksizin onaylama” çağrısında bulunulan raporda, bir ülkenin NATO üyelik süreci ile bir başka ülkenin AB üyelik sürecinin birbirlerine bağlanamayacağı mesajı veriliyor.
KIBRIS'TA BM ÇERÇEVESİNE DÖNME ÇAĞRISI
AP Türkiye’nin Kıbrıs, Doğu Akdeniz, Suriye ve Libya’daki yürüttüğü dış politikayı da eleştiriyor. AB üyesi devletlerin "ulusal egemenliklerine saygı duymasını" istiyor. Kıbrıs’ta Ankara’ya "iki devletli çözümden vazgeçme" ve "BM çerçevesine dönme" çağrısı yapıyor. Buna karşılık Ermenistan, Mısır, İsrail ve Körfez devletleriyle ilişkilerdeki normalleşmeyi "memnuniyet verici” olarak görüyor. Ankara'yı bir kez daha "Ermeni soykırımını tanımaya" davet ediyor.
'AB ÜYESİ DEVLETLERİN İÇİŞLERİNE KARIŞIYOR'
Türkiye’nin "Türk kökenli Avrupa vatandaşları üzerinden AB üyesi devletlerin içişlerine karıştığı" mesajı verilen raporda, bu konunun ve "AB’ye karşı Türkiye kaynaklı dezenformasyon iddialarının" takibe alınması isteniyor.
'AİHM'İN OSMAN KAVALA VE SELAHATTİN DEMİRTAŞ KARARLARI BAĞLAYICI'
Bu yılki raporda demokratikleşme, insan hakları ve hukuk devleti konularında Türkiye'ye adres olarak bir kez daha üyesi olduğu Avrupa Konseyi gösteriliyor. Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi'nin (AKPM) Türkiye'nin yükümlülük ve taahhütleriyle ilgili 12 Ekim 2022 tarihli kararı destekleniyor. Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi ve AİHM kararlarının Ankara açısından bağlayıcılığı hatırlatılıyor. Bu bağlamda AİHM’nin Osman Kavala ve Selahattin Demirtaş kararlarına vurguda bulunuluyor.
'KÜRT SORUNUNDA YENİ VE SAYGIN BİR SİYASİ SÜREÇ BAŞLATILMALI'
"Kürt sorunu" konusunda "yeni ve saygın bir siyasi sürecin başlatılmasını" isteyen AP raporunda şu tespit yer alıyor:
"Kürt Sorunu hakkında yüksek kaygı devam etmekte ve barışçıl çözüme öncülük etmek için bütün ilgili tarafların ve demokratik güçlerin de dahil olduğu etkili bir siyasi sürecin yeniden başlatılmasının aciliyetini yeniler; özellikle ülkenin güney doğusunda Kürtçenin eğitim dili olarak kullanulmasının kısıtlanması, külterel hakların daha da daraltılması dahil olmak üzere Kürt toplumuna karşı sert baskının daha da kötüye gitmesi alarm vericidir."
HDP'YE KAPATMA DAVASI VE KÜRT SİYASETÇİLERE BASKI
Ayrıca raporda, "Artan baskı altında siyasi partilerin ve muhalefet üyelerinin hedef alınmasından üzüntü duyar; Seçimlerden sonra, özellikle Halkların Demokratik Partisi’ne (HDP) yönelik devam eden kapatma davası, Kürt siyasetçilere yönelik baskı başta olmak üzere muhalefete yönelik yargılma ve baskıların kötüye giden ekonomik durumu etkilyeceğinden kaygı duyar; Aynı zamanda İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı’na açılan dava gibi, siyasi kararları etkileyecek şekilde yargının kullanılması kaygı vericidir" deniliyor.
AP, Diyanet’in "eğitim sisteminde giderek artan etkisi" için "kaygı verici" ifadesini kullanıyor. Kadın haklarının "kötüleştiği", LGBTİ+ topluluğuna yönelik nefret söylemi ve ayrımcılığın ise "genelleştiği" ifade ediliyor.
HAVA SALDIRILARI UYARISI
AP, Türk ordusunun sınır ötesindeki saldırılarına dair de çağrıda bulundu: "Özellikle 2014’te İŞİD’din soykırımına maruz kalan Ezidilerin yurdu olan Sincar’ın da (Şengal) dahil olduğu Irak ve Kuzey Suriye’ye yönelik Türk hava saldırılarına ve Irak topraklarında askeri operasyonların devam etmesine dair kaygıları ifade eder; Sivil nüfusun asla askeri bir savunmanın kurbanı olamayacağını yineler; Uluslararası standartlara saygı çerçevesinde Türk makamları itidalli davranmaya çağırır."
AB İLE İLİŞKİLER: ÜYELİK YERİNE STRATEJİK ORTAKLIK
Raporda, Türkiye’nin donmuş haldeki AB üyelik sürecinin, "Türk hükümeti radikal bir rota değişikliğine gitmediği" gerekçesiyle mevcut koşullarda yeniden başlayamayacağı tekrarlanıyor. Bu "çıkmazdan" kurtulmak için Türk hükümeti, AB üyesi devletler ve Avrupa kurumlarından "daha sıkı, daha dinamik ve daha stratejik bir ortaklığa doğru ilerlemeleri" isteniyor. Türkiye-AB ilişkileri için daha "gerçekçi bir çerçeve" talep eden AP, "güncelleştirilmiş bir ortaklık anlaşması" gibi, her iki tarafın da "çekici" bulacağı bir çerçeve üzerinde çalışması için Avrupa Komisyonuna çağrıda bulunuyor.
Gümrük Birliği'nin güncellenmesini desteklediğini belirten AP, geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi, bu konuda nihai onayın kendisinde olduğunu hatırlatıyor. “İnsan hakları ve temel özgürlüklere saygı, iyi komşuluk ilişkileri ve Ek Protokolün tüm AB üyesi devletleri kapsayacak şekilde uygulanması koşulları” yerine getirilmediği takdirde Gümrük Birliğinin güncellenmesini onaylamayacağı mesajı veriyor.
AB ÜYELERİNE ÖĞRENCİLER İÇİN VİZEYİ HIZLANDIRMA ÇAĞRISI
Vize serbestisi konusunda topu Ankara'ya atan AP, bu alanda Ankara tarafından gerçekleştirilmesi gereken altı kriter daha olduğunu belirtiyor. AB üyesi devletlerden Türk Erasmus öğrencilerinin vize işlemlerini hızlandırmalarını istiyor.
Rapor 13 Eylül çarşamba günü öğle saatlerinde Strasbourg'daki AP genel kurul oturumunda oylamaya sunulacak. (Kaynak)