Avukatlar Can Atalay ile görüştü, AYM’ye çağrı yaptı: 'Yargıyı siyasi amaçlar uğruna örselemeyin'

Avukatlar Can Atalay ile görüştü, AYM’ye çağrı yaptı: 'Yargıyı siyasi amaçlar uğruna örselemeyin'
Avukatlar Marmara Kapalı Cezaevi’nde tutuklu bulunan TİP vekili Can Atalay ile görüştü. Görüşmenin ardından açıklama yapan avukatlar AYM’ye “Yargıyı bizzat yargı mensuplarınca hukuk kılıfıyla siyasi amaçlar uğruna örselemeyin” çağrısı yaptı.

Ezgi YILDIZ


İSTANBUL - Can’ın Arkadaşları/ Meslektaşları’ndan oluşan avukatlar bugün İstanbul Silivri’de Marmara Kapalı Cezaevi’nde bulunan Gezi Davası tutuklulukları ve aynı dosyadan tutuklu bulunan Türkiye İşçi Partisi (TİP) Hatay Milletvekili Can Atalay ile görüştü. Görüşmenin ardından avukatlar cezaevi önünde basın açıklaması yaptılar.

Gezi Gazileri Dayanışma Platformu ve Atalay’ın amcası Abdullah Atalay’ın katılımıyla gerçekleşen basın açıklamasını Avukat Halis Yıldırım okudu.

Avukat Yıldırım, açıklamada Atalay’ın tutukluluk süresini “yasayla ilişkisi kalmamış” ifadeleriyle özetlerken sözlerini şöyle sürdürdü:

‘İÇİMİZE SİNDİRMEMİZ MÜMKÜN DEĞİLDİR’

“Yargıtay 3. ve 4. ceza dairelerinin, Anayasa Mahkemesinin aynı konudaki yerleşik kararlarına karşın, Can Atalay’ın milletvekili seçilmesini serbest bırakılması için yeterli bir hukuki neden olarak görmemesini, Anayasanın açık ve emredici hükmünü görmezden gelerek,ancak kendisinin hukuka uygun bulduğu anayasa mahkemesi kararlarına uyacağı, kendisinin uygun görmediği anayasa mahkemesi kararlarına uymayacağı anlamına gelen gerekçesini hayretle okuduk. Anayasanın 153. maddesinde, anayasa mahkemesi kararlarının kesin olduğu ve yargı organlarının da bu kararlara uymak zorunda olduğu açık ve net olarak yazılmıştır. Hukukun ve anayasanın öngördüğü bariz bir kuralın bu şekilde tersyüz edilmesini avukatlar olarak içimize sindirmemiz mümkün değildir.”

AVUKATLAR ANAYASANIN 14’ÜNCÜ MADDESİNİ HATIRLATTI

Halis Yıldırım, Anayasanın 14’üncü maddesindeki “seçilmiş olan vekilin soruşturmasına seçimden önce başlanılmış olma” şartını ve AYM’nin daha önce tutukluyken vekil seçilerek tahliye kararı edilen vekil kararlarını hatırlattı. Yıldırım, 14’üncü maddedeki belirsizlikten de söz ederek sözlerine şöyle devam etti:

“Anayasanın 14. maddesindeki durumların kapsamına hangi suçların girip girmediği belirsizdir ve bu belirsizlik yargı organları tarafından giderilemez. Anayasa mahkemesinin bu açık içtihadına karşın Can Atalay’ın tutukluluğunu ve yargılamasını devam ettiren Yargıtay ilgili ceza dairesi kararları açık bir anayasa ihlalidir” ifadelerini kullandı.

AVUKATLARDAN AYM’YE ÇAĞRI

Basın açıklamasının son kısmında Atalay üzerinden parlamentoya, parlamento üyelerine ve topluma verilmek istenen bir mesaj olduğunu belirten Yıldırım ve beraberindeki avukatlar Anayasa Mahkemesi’ne çağrıda bulundular.

Avukatlar çağrılarında “Beklentimiz ve talebimiz, daha önce tüm yönleriyle görüşüp sonuca bağladığınız bir konuda, daha fazla gecikmeye fırsat vermeden karar vererek, halkın siyasi iradesinin, TBMM’nin, yasama fonksiyonunun ve hukukun itibarının her geçen gün daha fazla hırpalanmasına, çiğnenmesine engel olunuz, anayasanın ve hukukun gereğini yerine getiriniz, yargının, bizzat yargı mensuplarınca hukuk kılıfı arkasına gizlenilip siyasi amaçlar uğrunda örselenmesi ve kullanılmasına izin vermeyiniz” ifadelerini kullandı.

TEKİRDAĞ BARO BAŞKANI GÜRCÜ: HUKUK SİSTEMİNİ İŞLER HALE GETİRMELİYİZ

Açıklamanın ardından söz alan Tekirdağ Baro Başkanı Egemen Gürcü ise Can Atalay ile Çorlu Tren Faciası Davasında tanıştıklarını belirterek başladığı konuşmasında
“Özellik altını çizmek istediğimiz husus Can’ın avukatlık pratiğinde de örnek bir kişi olmasını. Mecliste olması gereken birinin cezaevinde olması ve Anayasa’nın tanınmamasını kabul etmiyoruz. Hukuk sisteminin nasıl işler hale getirileceğini konuşmamız gerekiyor” ifadelerini kullandı.

ATALAY: HATAY HALKININ BANA İHTİYACI VAR

Hatay halkına vermek istediği mesajı sorduğumuz Atalay, “Burada yeteri kadar kaldım. Bir an önce çıkıp vekillik görevini icra etmek istiyorum. Hatay halkının bana ihtiyacı var. Onları çok seviyor ve selamlıyorum” ifadelerini kullandı.

Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) İnsan Hakları Komisyonu üyesi olmasına rağmen katılamadığı toplantılara dair “Arkadaşlarım aracılığıyla toplantılara dair bilgi sahibi olabiliyorum. Meclis’ten bana herhangi bir rapor gelmiyor” dedi.

Öne Çıkanlar