Ayşegül Doğan: Öcalan’ın mektubu Kandil, Avrupa ve Kuzey ve Doğu Suriye’ye ulaştı

DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan, Abdullah Öcalan’dan mektup gidip gitmediği tartışmalarını açıklığa kavuşturdu. Doğan, KCK’li yetkililerin yanı sıra Kuzey ve Doğu Suriye ile Avrupa’ya mektup gönderildiğini belirtti.

Ayşegül Doğan: Öcalan’ın mektubu Kandil, Avrupa ve Kuzey ve Doğu Suriye’ye ulaştı

Artı Gerçek - Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Sözcüsü Ayşegül Doğan, partisinin Genel Merkezi’nde devam eden Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısına dair düzenlenen basın toplantısında değerlendirmelerde bulundu.

Van Büyükşehir Belediyesi’ne kayyım atanmasın tepki göstererek sözlerine başlayan Ayşegül Doğan, durumu, “kumpas” olarak nitelendirdi. Ancak Van halkının kayyıma karşı direnişe geçtiğini söyleyen Doğan, “Oyuna, tercihine sahip çıkan ‘seçimim iradem’dir diyen ve bunun için hangi koşullarda olursa olsun kar kış soğuk yağmur, kar demeden her şekilde bu iradeye sahip çıkmak için demokratik bir şekilde direnen ama buna rağmen çok sert saldırılara maruz kalan doğrudan kolluk güçlerinin darp gözaltı işkencesiyle karşı karşıya kalan ama buna rağmen vazgeçmeyen herkesi özel olarak selamlıyoruz” dedi.

'ADETA ELE GEÇİRMEYE ÇALIŞTILAR'

DEM Parti’nin Van’da halkın oyları ile 14 ilçeyi ve kent merkezini kazandığını, hemen ardından buna dönük saldırıların başladığını belirten Doğan, “Adeta ele geçirmeye çalıştılar, Van halkının bütün kazanımlarını yüzbinlerce insanın oyunu tercihi yok saymak ve bunu belli rant odaklarına peşkeş çekmek. Yalnızca bu yanıyla sınırlı değil çünkü kayyım demek şöyle bir şey demek. Halkın temsilcisinin yerine bir vali geliyor yani devletin bir temsilcisi getiriliyor. Bununla övünülüyor. Bunun bir darbe olmadığı iddia ediliyor. Bunun bölgesel bir mesele olduğu iddiasıyla yıllardır 2016’dan buna sandıkta seçimde kazanmadıklarını farklı bir şekilde ele geçirmeye çalışıyorlar” diye konuştu.

'KENT UZLAŞISI’NA YÖNELİK SALDIRIYA TEPKİ

Halkın direnişi sonrası polisin gözaltı ve işkencesine de tepki gösteren Doğan, “Türkiye’nin bir parçası değilmiş gibi bir takım görüntüler çıktı” diyerek, tepkisini sürdürdü. Ayşegül Doğan, “Kent Uzlaşı”sına dönük saldırıya da dikkat çekti. Ayşegül Doğan, “Kent uzlaşısı adı altında yürütülen bir operasyonla adeta yıllardır söylediğimiz şey ifşa edilmiş oldu. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı kent uzlaşısı soruşturması kapsamında gözaltılar yaptı, yetinmedi tutuklamalar yaptı. Peki, soruşturma kapsamına alınan kent uzlaşısı nedir? Gizli saklı bir şey miydi? Hayır, en iyi sizler biliyorsunuz. Burada kent uzlaşısını seçim süreci boyunca konuştuk, seçimden sonra da konuştuk ne demek olduğunu” dedi.

BU IRKÇILIK DEĞİL DE NEDİR?

Suça “delil” olarak gösterilen nedenlere işaret eden Doğan, “Bir de bir illiyet kurmaya çalışıyorlar. Verilen mesaj çok açık. Kürtler siyasi denge ya da siyasi unsur olabilirlermiş. Kent Uzlaşısı formülasyonu da bunun için bulunmuş. Ayrıca örgüt de bunun için açıklama yapmışmış Kurulan illiyete bakar mısınız? Hukukla bir ilgisi var mı ortada bir delil var mı? Ama ne var, siyasi bir kanaat var ve yorum var peki bu siyasi kanaat ve yorumla iş yapan kim güya hukukçu, bu ırkçılık değil de nedir? Başka bir anlamı olabilir mi bu kadar apaçık yapılan bir ırkçı girişimin? Kürtler kazanmasın Kürtler seçilmesin Kürtler konuşmasın, Kürtler hiç bir masada olmasın. Dünyanın hiç bir yerinde olur ya aman herhangi bir masaya Kürtler kendi kazanımları için birlikte yaşadıkları halkların kazanımları için oturmasınlar” ifadelerini kullandı.

'SÜREÇ' AÇIKLAMASI: 'KARARLILIK GÖRMEK İSTİYORLAR'

Henüz adı konulmayan sürece de dikkat çeken Ayşegül Doğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bakın, devlet iktidarı son gelişmelerle ilgili bunu bir sürece evriltecek bir kararlılığa sahip midir?” diye soruluyor. Bu soru Tekirdağ’dan Şırnak’a kadar sorulan bir soru. Aynı fakat farklı kesimler tarafından soruluyor. Farklı dillerde soruluyor. Ama insanlar aynı kaygıları taşıyorlar. Kararlılık görmek istiyorlar. Niyetin ne olduğunu, sahicilik görmek istiyorlar. Yaşadıkları güvensizliğin telafi edilmesini istiyorlar. Yine ‘süreci hukuki ve siyasi zemine çekecek bir hazırlık var mı?’ diye soruyorlar.

Sayın Öcalan’ın aylar önce gönderdiği bir mesajdı. Daha sonra bunun çeşitli şekillerde genişletilmiş hâline ilişkin mesajlar da geldi. Eğer bir demokratik siyaset hazırlığı varsa, demokratik siyaset alanı neden bu kadar çok kuşatılıyor? ‘Operasyonlarla, yargı kumpaslarıyla ve kendinden olmayan herkese yargı eliyle bir tehdit, bir şantaj yaparak nasıl olacak’ diye bize soruluyor.

Özgür çalışma koşulları oluşturulmadan Sayın Öcalan bu tartışmalara nasıl bir katkı yapabilir? diye soranlara ilgili bakanlıkların, yetkililerin cevap vermesi gerekiyor. Bu tartışma ülkede değilmiş gibi, sanki bu ülkenin bakanlarını, yetkililerini ya da yöneticilerini ilgilendirmeyen bir tartışmaymış gibi davranmak ve bunu sürdürmek imkânsız.”

MEKTUP İDDİALARINI DOĞRULADI

Ayşegül Doğan PKK Lideri Abdullah Öcalan ile yapılan görüşme sonrası Kandil’e mektup gidip gitmediği tartışmalarına da açıklık getirdi. Ayşegül Doğan, “Bununla ilgili doğrudan bilgi vermek isterim. Evet, Sayın Öcalan’ın mektubu hem Kandil’e hem Avrupa’ya hem de Kuzey ve Doğu Suriye’ye, ilgili yetkililere ulaştı. Kendileri de açıkladı. Bunu biz de teyit ettik. Kandil’de KCK’li yetkililere, Kuzey ve Doğu Suriye’de SDG’li yetkililere ve Avrupa’da da işte KCDK-E ve KNK’ye ulaştırılmış bir mektup var. DEM Parti İmralı Heyeti dışında İmralı’da bir temasımızın olmadığını da bilinmesini istiyoruz” dedi. (MA)

dem parti Ayşegül Doğan Abdullah Öcalan