Bahçeli: Cami ne kadar bizimse, cemevi de o kadar bizimdir

Bahçeli: Cami ne kadar bizimse, cemevi de o kadar bizimdir
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Alevilere yönelik adımlarını desteklerini belirten Bahçeli, "Cami ne kadar bizimse cemevi de o kadar bizimdir" ifadelerini kullandı.

Artı Gerçek - MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli partisinin grup toplantısında konuştu.

Bahçeli, başörtüsü çıkışı yapan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na CHP yönetimine anayasal değişikliğe destek vermesi için çağrı yaptı.

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın Alevilere yönelik adımlarını desteklerini belirten Bahçeli, "Cami ne kadar bizimse cemevi de o kadar bizimdir. Saz bizim söz bizimdir, cem bizim semah bizimdir. Hamd olsun hepimiz Müslümanız” ifadelerini kullandı.

Bahçeli’nin konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle:

'TÜRKİYE KÜS DEĞİLDİR'

“CHP Genel Başkanı, 'Türkiye’yi barıştıracağım' diyor. Helalleşme çağrısı yaparak geleceği kurtarmaya çalıştığından bahşediyor. Barışmak için küslüğün olması gerekmiyor mu? Küslük nerededir, birbirine küsenler kimlerdir? Kılıçdaroğlu’nun gördüğü bizim göremediğimiz bu küsler nereye saklanmışlardır? Kılıçdaroğlu'nun durumu aynen şöyledir: Tatsız aşa tuz neylesin, akılsın başa söz neylesin. Kılıçdaroğlu'nun ya ruh sağlığında kaygı verici bir bozulma vardır ya da siyaseti rota sapması yaşamaktadır."

"Türkiye küs değildir. Tam tersini iddia eden Kılıçdaroğlu ve çıkarcı ortakları kündeye gelmiş, müfteriler koalisyonudur. Kılıçdaroğlu’na tavsiye ediyorum, diken olup ayağa batıncaya kadar gül ol da yakaya takıl."

'TÜRKİYE'DE BAŞÖRTÜSÜ SORUNU BİTMİŞ'

Başörtüsü” meselesi milletimizin kalıcı mutabakatıyla çözülmüştür. Bu konuyu ısıtıp gündeme getirmenin hiç kimseye faydası dokunmayacaktır. Türkiye'de başörtüsü sorunu bitmiş, mağduriyetler dönemi kapanmıştır. Kılıçdaroğlu'nun derdi, hesabı, hedefi, hevesi başkadır. Yeni bir kanuni düzenlemeye de ihtiyaç yoktur."

"Kılıçdaroğlu'nun 3 Ekim gecesi sosyal medyadan videoyla başörtüsüne yasal düzenleme çağrısı yapması, teklifin TBMM'ye sunulması baştan ayağa sahtekarlık, savrukluk, sakatlık ve saçmalıktır. O günlerde eller kaosa kalktı manşetlerini unutmuş değiliz. Samimiyse anayasa değişikliği teklifine 'evet' desinler. Haydi gelin, dürüstseniz gereğini yapın. İşte er meydanı, işte demokrasi imtihanı. Sayın Kılıçdaroğlu minderden kaçma, kaçak güreşme, bahane arama. MHP anayasa değişikliğine sonuna kadar var."

ALEVİ AÇIKLAMASI: HAMDOLSUN HEPİMİZ MÜSLÜMANIZ

"Alevi İslam inancına sahip kardeşlerimizin haklı talepleri vardır. Bu talepler kardeşliğin âlicenaplığı ile insani, tarihi, kültürel, hukuki ve hakkaniyetler karşılanmalı, ortak akıl ve geniş bir uzlaşma zemini hazırlanmalıdır. Alevi İslam inancına sahip kardeşlerimiz bizim canımızdır, can kardeşlerimizdir."

“Alevi İslam inancına sahip kardeşlerimiz bizim canımız, can beraberimizdir. Ne ayrımız ne de gayrımız vardır. Cami ne kadar bizimse cemevi de o kadar bizimdir. Saz bizim söz bizimdir, cem bizim semah bizimdir. Hamd olsun hepimiz Müslümanız, Allah’ımız bir, Peygamberimiz bir, kıblemiz bir, kitabımız bir, imanımız bir, acımız bir, sevincimiz birdir. Mezhepçilik fitnesini yayanlar, bu çerçevede yıllarca husumet aşısı yapanlar bizden olmayan, bizim gibi hissetmeyen, bizim gibi inanmayan bozgunculardır. Hz.Ali diyordu ki, “gönülleriniz bir olmadıkça sayıca fazla olmanızın bir anlamı yoktur.” Bizim gönlümüz birdir, bu suretle maksadımız gönüller yıkmak değil, gönül üstüne gönül yapmak, gönülleri kazanmaktır. Kerbela ortak sızımız, Hz.Ali manevi büyüğümüz, Cennet gençlerinin efendileri Hz.Hasan ile Hz.Hüseyin başta olmak üzere zulme uğrayan, kanları dökülen ehlibeytin muhterem isimleri yaslı gönüllerimizin şehit abideleridir. Geçmişin karanlık dehlizlerinde geleceğin saadet ve selamet cevherini bulamayız. Geçmişteki bazı müessif ve münferit olaylara saplanarak cephelere ayrılamayız, yarınlarımızı heba edemeyiz. Önemli olan her acıklı ve hepimizi hüzne boğan hadiselerden ders ve ibret almak, tekerrürünün önüne geçmektir.

'MHP HİÇBİR ZAMAN AYRIMCI OLMAMIŞTIR'

Hep dedik, yine diyoruz, Alevi kardeşlerimizin hayatında tartışılmaz bir yer etmiş olan cemevi gerçeği, siyasi kaygılardan uzak, cami-cemevi karşıtlığına dönüştürülmeden kabul edilmelidir.

Cemevi inanç ve kültür hayatımızın vazgeçilemez bir gerçeğidir. Bu gerçeği tahrip ederek asıl manasından ve müktesebatından koparmak çok tehlikelidir. Milliyetçi Hareket Partisi’nin dayandığı asırlık Türk milliyetçiliği düşüncesi, hiçbir zaman ayrımcı ve uzaklaştırıcı olmamış; toplumun tamamını temel değerler ekseninde buluşma ve kucaklaşmaya çağıran bir anlayışın temsilciliğini üslenmiştir. Bizim gönlümüzde herkese yer vardır. Bizim sevgimiz herkese yetecektir. İster Alevi, ister Sünni, ister Caferi olsun, yöresi, kökeni, anasının dili de ne olursa olsun, milletimizin her güzel insanını muhabbetimiz ve müşfik tavrımız kucaklamaya kafi gelecektir. Asırlar boyunca oluşan ve olgunlaşan kaynaşma kültürümüz kardeşlik bağlarımızın güvencesi, ülkemizi küresel bir güç yapma hedefinde takip etmemiz gereken yolun da rehberidir. Dün de söyledik, bugün de söylüyoruz: Gelecek ay yıldızlı bayrağın altındadır. Türkiye’nin birliği, refahı ve geleceğinin teminatı al bayrak altında birleşmekten geçmektedir.”

'TÜRKİYE ALEVİLİK ARAŞTIRMALI MERKEZİ KURULMALI'

Türkiye Alevilik Araştırmaları Merkezi kurulmalı. Cemevi gerçeğinin kabul edilmesini önermiştim. Alevi kardeşlerimiz cemevinin ibadethane olarak tanınması arzusundadır. Alevi kardeşlerimiz ibadethane görüyorsa, ki öyledir, yapıcı bir tavır alınmalıdır. Bunda endişeye kapılacak hiçbir şey olmamalıdır. Cumhurbaşkanımız tarafından Alevi İslam inancına mensup kardeşlerimize yönelik iyileştirici açıklamaları tümüyle destekliyoruz."

“Zillet ittifakının akıl ve siyaset rehberi ABD Başkanı Biden, nükleer savaş riskinin 1962 Küba Krizi’nden bu yana en yüksek seviyede olduğunu geçen hafta açıkladı. Hatta dedi ki: “Putin nükleer silah kullanırsa dünya Armageddon ihtimaliyle karşı karşıya kalır.”Tehdit tonu çok yüksek olan, adeta alarm zilleri çalan bu skandal açıklama dünyayı anında tesiri altına almıştır. Altını kalın bir şekilde çizerek diyorum ki, Evangelist Hristiyanlar, Hz.İsa’nın yeryüzüne geleceğine, Deccal ile savaşacağına ve Kıyamet Savaşı denen bu savaşın Tel Aviv yakınlarındaki Armageddon denilen yerde olacağına inanmaktadır.Bu durum sadece siyasi değil inanç temelli bir konudur. Evangelistlerin ABD siyasetindeki özgül ağırlığı çok fazladır. Beyaz Saray’da nüfuz gücü olan bazı Evangelistler, Rusya’nın Ukrayna’yı işgali üzerine, Putin’in bir süre sonra Ortadoğu’ya yöneleceğini, bunun da Kıyamet Savaşı’nı başlatacağını söylemişlerdir. Biden’in beyni sulansa da, akli melekeleri tartışılsa da, Armageddon tehlikesini gündeme taşıması bize göre tesadüfi değildir.”

'NÜKLEER SAVAŞ İHTİMALİNİN KONUŞULUYOR OLMASI BİLE FECAATTİR'

“ABD Başkanı’nın bu açıklamasından hemen sonra, Ukrayna Devlet Başkanı da Putin’in nükleer saldırıya hazırlandığını, sivil yerleşim yerlerinin vurulduğunu duyurmuştur. Muhtemel felaketin gerçekleşmesi demek beşeriyetin hayat ve varlık haklarına kast etmek, dünyanın yıkımına çanak tutmak demektir.İnsanlık böylesi bir vahşeti asla kaldıramayacaktır. Nükleer savaş ihtimalinin konuşuluyor olması bile fecaattir. Dünya ortak akıl ve iradeyle, barışçıl çabalarla bugünkü tehlikeli ortamdan çıkmalıdır. Bu işin şakaya gelir hiçbir yanı yoktur.”

“Kılıçdaroğlu’nun bu gelişmelerin gölgesinde apar topar ABD’ye gitmesi talihsizliktir, densizliktir, pervasızlıktır, düşüncesizliktir. Gerekçeyi de hazırlamışlar, neymiş, ziyaretin amacı teknolojik ve bilimsel gelişmelere yönelik görüş alışverişinde bulunmakmış. Cumhuriyet’in ikinci yüzyıl vizyonunu en parlak beyinlerle tartışacaklarmış. Utanın, utanın; parlak beyin arıyorsanız milletimizin gözleri çakmak çakmak parlayan evlatlarına bakın.

“Bir Türk dünyaya bedeldir” diyen Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün mirasına sarılın. Muhtaç olduğunuz kudreti uzaklarda değil eğer varsa damarlarınızda arayın. Merakımız şudur: Kılıçdaroğlu teknolojik ve bilimsel gelişmeler hakkında ne söyleyecek, neyi duymayı umut edecek, hangi parlak beyinlerle bir araya gelecektir? Sayın Kılıçdaroğlu, bırak bu işleri, geç bu masalları, ağzında bal olan arının kuyruğunda iğnesi olur. Buna da çok dikkat et.”

"HERKES BİLİYOR Kİ, ABD’YE CUMHURBAŞKANI ADAYLIĞI İÇİN İCAZET ALMAYA YA DA İŞARET EDİLECEK MÜSTAKBEL ZİLLET ADAYININ İSMİNİ ÖĞRENMEYE GİTTİN"

“Herkes biliyor ki, ABD’ye Cumhurbaşkanı adaylığı için icazet almaya ya da işaret edilecek müstakbel zillet adayının ismini öğrenmeye gittin. Kılıçdaroğlu’na diyorum ki, denenin döne dolaşa geleceği yer ya bir kursak ya da bir değirmen taşıdır. Su yatağını, yel de tepesini mutlaka bulacaktır. Sayın Kılıçdaroğlu, ağaca dayanma bükülür, suya güvenme dökülür, ABD’ye bel bağlama seni bir dolara ele verir. Sen sen ol, gene de tedbiri elden bırakma, ne de olsa Türkiye Cumhuriyeti vatandaşısın, sabahın soğunu sayma, akşamın ayazına kalma, Biden ve çevresinin telkinlerine, Pensilvanya’nın tembihlerine asla inanma, sakın kulak kabartma. Dolduruşa gelip ona buna fazla güvenme, sonra dost bildiklerin postunu doldurur. Şeytanla aşık oynayanların sonu hüsrandır.
Kılıçdaroğlu’nun malum ziyareti nefretle hazırlanmış, Türkiye husumetiyle yazılmış talimat listelerini almak maksadıyla planlanmış ve uygulamaya geçirilmiştir. Zehirden nasıl şifa olmazsa, zillette de vefa olmaz, Türkiye’ye bir fayda beklenmez.”

“Sayın Kılıçdaroğlu, açma kapıyı el ucuyla, açarlar kapını el gücüyle, yel gücüyle, fitne gücüyle.CHP Genel Başkanı’nın ABD’ye yüz sürmesi, el açması, aman dilenmesi tek kelimeyle acizliktir, yetersizliktir, milletine sırt dönmektir. Teslim olmuş başa devlet konmaz, konsa bile çok durmaz, duramaz. Kılıçdaroğlu barışma ve helalleşme hikayesini anlatadursun, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne ait bir cenaze nakil aracında yüklü miktarda uyuşturucu yakalanmıştır. Meğer İstanbul Belediyesi gerçekten de çok çalışıyormuş! Bunlara kalsa, kaçakçılık meşru, hırsızlık olağan, yağma sıradan, ihanet de demokratik bir haktır. Zillet ittifakı işte budur. CHP’nin gerçek yüzü suçtur, kirdir, çamurdur, kokuşmuştur. İnanıyoruz ki, Allah bilir kulunu, ona göre verir çulunu. Zilletin çulu Türkiye’nin başına geçirilmek istenen deli gömleğidir.”

"ÜLKEMİZİN PARLAMENTER SİSTEM'E GERİ DÖNMESİ SÖZ KONUSU DEĞİLDİR"

“Ülkemizin Parlamenter Sisteme geri dönmesi söz konusu değildir. Henüz Cumhurbaşkanı adayını bulamamış, bulmak için de okyanus ötesinde gezip tozmayı iş edinmiş sömürülmüş bir zihniyete Türkiye teslim edilir mi? Milli gelecek emanetlerine bırakılır mı?Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi Türk ve Türkiye yüzyılının stratejik gücü, yönetim güvenliğidir. Cumhur İttifakı zalime aman vermeyen, teröriste fırsat tanımayan, Türk düşmanlarına göz açtırmayan, egemenlik haklarımızı, hükümranlık yetkilerimizi, milli çıkarlarımızı kürenin her köşesinde serdengeçti bir yürekle savunan muktedir ve muhteşem bir millet iradesidir. Bu bıçkın irade kilitleri açacak, perdeleri aralayacak, ufku aydınlatacak, sis bulutlarını dağıtacak, 2023 ve takip eden yıllarda küresel güç Türkiye’yi inşa ederek zalime Yavuz, mazluma Yunus, mağduriyetin kuyusunda kalmış biçarelere Yusuf olacaktır. Ağaç gider çalı kalır, çalı gider çakıl kalır, yiğit gider namı kalır, Türk nereye giderse şanı kalır, saygıyla ve şerefle anılır.” (HABER MERKEZİ)

Öne Çıkanlar