Binali Yıldırım: İmamoğlu ile ortak yayın için görüşüyoruz
Yıldırım, 'Bu yayının İstanbullulara bir katkı sağlamasını önemsiyorum' dedi.
Cumhur İttifakı'nın İstanbul adayı Binali Yıldırım, NTV'de Simge Fıstıkoğlu'nun moderatörlüğünde Ahmed Arpat ve Okan Müderrisoğlu'nun sorularını yanıtladı.
CHP’nin adayı Ekrem İmamoğlu ile ortak canlı yayın için görüşme yaptıklarını belirten Yıldırım, "Arkadaşlarımız görüşüyorlar. Artık o hazırlıkları, detayı, günü, içeriği, kuralları... Tabii bu yayının İstanbullulara bir katkı sağlamasını önemsiyorum" dedi.
Binali Yıldırım'ın açıklamalarından satır başları şöyle:
"-Seçimlerin yenilenme kararıyla ilgili vatandaşların ilk günlerde biraz kafası karışıktı doğrusunu söylemek gerekirse. Ancak konuştukça, meseleyi izah ettikçe kuşkunun ortadan kalktığını gördük. Sokağın gündeminde değil bu. Adaylardan ne yapacak, ne vaatleri var, bunları bekliyor.
-Benim için anket bugün sandıktan sonuçtur. Anketler yavaş yavaş yönlendirme aracı olarak kullanılmaya başladı. Bunu da seçmenin iradesine saygısızlık olarak görüyorum. Seçmenin iradesini yönlendirmek bana çok doğru gelmiyor. Manipülasyon yaparak, ajite ederek şartları, bir sonuca kanalize etmek dürüstçe gelmiyor.
-Doğru, alışık olmadığımız bir durum. En son 1963'te yaşanmış İstanbul'da. Orada seçim iptal edilmiş ama kazanan adaydan alıp kazanamayan adaya verilmiş. O günden bugüne Türk demokrasisinde muazzam bir gelişim var. Ortada sonuçlanmış bir seçim yok. Kazananı kaybedeni olan bir seçim de yok. Bir seçim tekrarı var. Kazanan ve kaybeden belirlenemediği için yenilenen bir seçim var.
-İptal edilen oy aradaki farktan on kat fazla. Biz bir usulsüzlük olduğu kanaatine vardık ve itiraz ettik. Fark 16 bin lehimize azaldı. Burada kuşkularımız arttı. Hemen hemen eşit oy almış iki aday var. Eğer yeniden sayımda oy kazanımı varsa bunun da dengeli olması gerekir. Bir ben kazanırsam bir de rakibin kazanması lazım. Fakat böyle olmuyor. Bu normal bir şey mi?
-YSK'nın bütün içtihatları şöyle; tek başına kanunsuz bir işlem seçimi iptal etmeye yeterli değil. Mutlaka bu kanunsuzluğun seçim sonucunu değiştirmeye müeesir olması. Hem gerek şart hem yeter şart burada gerçekleşiyor ve seçimin tekrarı kararını veriyor. Esasında bu seçimin mağduru 8.5 milyon oy veren İstanbulludur. Mağduriyet algısı, tabii insanlar bize, bizim temasta olduğumuz insanlar genellikle bu konuları anlatınca yaşananların insanın içine sinmediğini kabul ediyorlar. Mağdur ne rakibim ne ben; birinci derecede mağdur İstanbulludur."
‘16 BİN OYU KURTARDIM’
"Bu mağduriyeti yapan kim? Seçim Kurulu. İlçe Seçim Kurulları işlerini düzgün yapmadılar. En masum şekilde bunu söylüyorum. Böyle değil. Organize bir kötülük var. Ama ben onu daha insaflı bir şekilde ifade ediyorum. Ben o kadarcık saymada çöpe atılan 16 bin oyu kurtardım.
YSK ne diyor? Bu işi yapanlar hakkında soruşturma başlatılsın. Neye yarar kardeşim! Bir seçimin yenilenmesi kolay bir şey mi! Aslında kendini de ele veriyor; biz bu işi beceremedik, onun için sorumlular soruşturulsun, cezalandırılsın. Bir de karşı oy yazanlar var biliyorsun, o da tam evlere şenlik. Ne diyor? Efendim diyor, 2 Mart'ta itiraz vardı, etmediniz. Dolayısıyla kanunsuz atama bir sebep olamaz. Doğru ama diğer yandan doğru olan bir şey daha var. Ben diyorum ki kardeşim kimi görevlendirdin, bir bakayım. Yasak, veremem diyor. "
‘BUNDAN SONRA PROBLEM ÇIKMAYACAK’
"Müneccim miyim ben orada kimi görevlendirdi? Bilmeden nasıl itiraz edeceğim? Bu da kendi içinde yaman bir çelişki. Şimdi o hatadan da döndüler. Bundan sonra benim görüşüm yeni seçimde çok büyük problem çıkmayacak. Çünkü hatalar düzeltildi. Partiler bundan ciddi anlamda ders aldılar ve gözlerini dört değil sekiz açacaklar, vatandaşların verdiği oylara sahip çıkacaklar.
Bütün partiler didik didik ettiler. Müracaat ettiler, son şekli verildi. Bundan sonra sandık başkanlarına yönelik itiraz, tüketilmiş itirazdır. Bu seçimin güvenilirlik açısından daha iyi bir konumda olduğunu söylüyorum."
‘SOSYAL MEDYADAKİ İŞLEMLER YARIN SİZE BEDEL OLARAK DÖNECEK’
"Ben Ulaştırma Bakanlığı yaptım 12 yıl. İnternet altyapısını, aklınıza gelen bütün sanal alemle ilgili işleri Türkiye'nin her tarafında yaygınlaştırdık. Sosyal medya sorumsuz medya değildir. Sosyal medyada da yapılan her türlü yasa dışı işlemler bugün değilse yarın size bedel olarak gelecektir."
CANLI YAYIN
"Biz karşılıklı bir yayına çıkma konusunda prensip olarak tamam dedik. Hatta bizim bu kampanyadan sorumlu genel başkan yardımcımız, CHP'deki arkadaşlarla temasa geçecek ve bunun altyapısını hazırlayacaklar.
Bana yayıncı arkadaşımız bir başka kanalda, "Bu fikri ben ortaya attım, ben yapmak isterim" dedi, "Ben ona tek başıma karar veremem, diğer aday arkadaşın da buna rıza göstermesi lazım" dedim. Şimdi bu kısmını atınca tuttular hemen, bombardıman. İşte hiçbir şeye tek başına karar veremiyor, liderine, cumhurbaşkanına soracak gibi tamamen kötü niyetli, tamamen operasyonel bir şekilde tamamen açık ve dürüst bir söylemi çarpıtarak algı oluşturmaya çalıştılar. Beyefendi 15 Temmuz'da Brüksel'deyken biz alçaklara meydan okuduk.
Onun için bu şeyler bize sökmez. Bu ucuz ayak oyunları bana sökmez. Bu kadar açık söyleyeyim."
‘İSRAF HARAMDIR’
"İsraf tabii ki dinimizde haramdır. İsraf hiçbir şekilde, hele hele kamu adına iş yapanların müsaade etmemesi gereken bir şeydir. Şimdi iddialarda bulunuyor arkadaş ama iddiada bulunduğu arkadaşlar memur. Kendini savunma şansı yok. Hatta bir tanesi için, çok canım sıkıldı, sordum. Diyor ki "Bir genel sekreterin üç tane arabası vardı". Yazlık, kışlık, bir de baharlık mı ne, öyle bir şey. Herhalde yaz kış lastiğiyle karıştırdı arkadaş. Adamın bir tane arabası var. Çoğu kere de Fatih'te oturduğu için yürüyerek gidip geliyormuş işe. Yani bu kadar çarpıtma olamaz. Bu arkadaşın yaptığı en güzel iş, söylenenleri değiştirerek sosyal medyada köpürtmek veya hiç söylenmeyeni söylenmiş gibi takdim ederek, onun üzerinden saldırmak.
İSPARK KONUSU
(Bir yayındaki "İSPARK nasıl zarar eder ben de anlayamadım" ifadesi hakkında) "Doğru. Onu kabul etti işte, zarar ettiğini söyledi... O cümlenin devamı da var. "Bir baktıralım rakamlara" dedim. Efendim şimdi İspark hiç zarar etmemiş. Geçen yılın karı İBB'ye para ödüyor. Yani kazandıklarından bugüne kadar 300 milyon para ödemiş. Onlarla da otopark yapılmış. Buna rağmen bu ödemelerden sonra da her yıl kar ediyor.
İSPARK bir belediye iştirak şirketi. Bu bütün hesapları kamuya açık, yüzde yüz devlete ait bir anonim şirket. 'BİT' diyorlar bunlara. Hatta ilçe belediyelerinin de var. 2005'ten beri hiçbir zaman eksiye düşmemiş. Sürekli kar eden bir kuruluş. Zaten mantığı da yok. Niye zarar edecekler? Dolayısıyla tamamen algı oluşturmaya yönelik saçma sapan bir şey. O kadar insan burada çalışıyor. 2 milyar ciro yapılmış, 845 milyon SGK, damga vergisi, kurumlar vergisi olarak ödenmiş. Bu kadar yalan dolan ancak nerede olur, neyse söylemeyeyim.
YILDIRIM’IN İFLAS KOŞULU
"Bir de işte "İstanbul belediyesinin 60 milyon borcu var"... Nereden çıktı diye arkadaşlara bir getirin dedim. Şimdi getirdiler bana. 20.2 milyar borcu var. E peki belediyenin bütçesi ne kadar şirketleriyle beraber? 60 milyar. Yani üçte biri kadar borcu var. Madem o kadar iddialı, kendi yönettiği belediyenin borcu ne kadar açıklasın kardeşim. Borçsuz hiçbir kimse olamaz. Vatandaşın da borcu var, şirketlerin de borcu var, devletlerin de borcu var, belediyenin de borcu var. Hepimizin kredi kartı borcu yok mu kardeşim! Önemli olan iflas etmemek. Gelirin personel maaşını karşılamıyorsa iflas etmişsin demektir. Görüldüğü gibi borç öyle bütçesinden fazla değil, bütçesinin üçte biri kadar borcu var. İBB mali yeterliliği, itibarı en yüksek belediyedir.
İMAMOĞLU İLE ORTAK YAYIN
"Arkadaşlarımız görüşüyorlar. Artık o hazırlıkları, detayı, günü, içeriği, kuralları... Tabii bu yayının İstanbullulara bir katkı sağlamasını önemsiyorum. Tercihim, ağırlıklı İstanbul olmalı. Onu söyleyince de onu da çarpıttılar. Korkuyor musun diğer konularda cevap vermeyeceğin için mi istemiyorsun gibi aslı astarı olmayan şeyler söylediler. Her şeyi konuşurum ben. Arkadaşımızın siyasi tecrübesinden kat kat tecrübem var, yaşadıklarım da var. Bu bir hakikat. İstanbul'da belediyeciliğim 1994'te başladı. Yeni İstanbul'a aday oluyor filan değilim. Cumhurbaşkanımızla dört buçuk sene beraber İstanbul'da beraber çalışmışız.
Dolayısıyla her şeyi konuşuruz ama benim muradım İstanbulluya faydalı olan neyse onu konuşalım. İstanbulluya ne yapacağız, İstanbullu gençlere ne yapacağız, İstanbullu kadınlara ne yapacağız. İstanbul'un kültür hayatına, sanat hayatına hangi katkıları sağlayacağız. İstanbul'un ekonomisini nasıl daha geliştireceğiz. Tüm bunları konuşmak lazım."
‘SEÇMENİMİZDE OY DEVŞİRMEYE ÇALIŞIYORLAR’
"Kampanyamızın esası dedikleri, biz AK Parti seçmeninden bir oy devşirmesi yapabilir miyiz, bunun üzerine kurulu. Kuran-ı Kerim okuması, partisinin adını ağzına almaması, parti liderlerini, parti mensuplarını kampanyasına dahil etmemesi size ne çağrıştırıyor? Bu bile başlı başına bir ölçüdür. Bir aday partisiyle anlam ifade eder.
Partini yok sayamazsın, parti kimliğini yok sayamazsın. Partinle vatandaşın önüne çıkmalısın. Benim kanaatim o. Zaten aday rakibim, genellikle benim gördüğüm beni kopyalıyor. İşte halkla daha sıcak ilişkiler içerisinde, halkın içinden ayrılmadığı görünümünü veriyor ama taklidimden sakınmalarını ben tavsiye ediyorum vatandaşlara.
Bir şeyi de söyleyeyim, web sitesi için üç yılda 80 milyon harcamışlar diyor. Yani ben bunu merak ettim. Bir kere bu 80 milyon meselesi şöyle. 80 milyona yakın bütçesi var. Bu bütçeyi de Medya A.Ş. diye yine belediyenin yüzde yüz sahibi olduğu şirket almış. Peki bu şirket ne yapmış? 460 tane iş yaptırmış. 2 bin 285 satın alma yapmış bu parayla. 150 kişi çalıştırmış. Dolayısıyla külliyen yalan. Bir web sitesi olayı falan değil."
‘BU ŞEHRİ YÖNETMEYE TALİPSENİZ ÖNCE GÜVEN SORUNUNUZ OLMAMASI LAZIM’
"15 milyon İstanbullunun desteğine talipseniz, bu şehri yönetmeye talipseniz, önce güven sorununuz olmaması gerekir diye düşünüyorum. Genellikle bizim mahallelerde dolaşıyor. Dolaşsın tabii, benim için mahsuru yok. Yani sırıtmaması lazım. Şimdiye kadar 27 Mayıs meselesine CHP zihinsel olarak kapalıdır. Bu sene mi aklınıza geldi kardeşim, sorarlar adama. Bu biraz sırıtıyor.
İstanbul'da yaşayan, İstanbul'un zorluklarını göğüslemeye çalışan, geleceğini İstanbul'da arayan herkesten oy istiyorum. Buna CHP seçmeni de dahil. Buna HDP'ye oy veren ya da vermeyen Kürt hemşehrilerimiz de dahil. Buna Saadet Partisi tabanı da dahil. Bütün kesimlerden destek istiyorum. Çünkü ben siyaseti hizmet aracı olarak görmüşüm. Hayatım boyunca da rozetini çıkarıp herkese hizmet götürmüş birisiyim. Anadolu'nun her köşesine bakarsanız, bölünmüş yollara bakarsanız, tünellere bakarsanız, internet ağlarına bakarsanız, havaalanlarına bakarsanız, tren yollarına bakarsanız, hastanelere bakarsanız bunu görürsünüz. Biz İstanbul'a hangi hizmeti yaptıysak Hakkari'ye de aynı hizmeti yaptık. Veya İzmir'e daha fazlasını yaptık. Orası bize oy vermiyor diye, öyle bir anlayış bizim siyasetimizde yoktur."
"İstanbulluların beklentisi... Bir ekonomik zorluk yaşıyoruz. Bu ekonomik zorluğu elbette aşacağız. Bu İstanbul'da daha çok hissediliyor, bunu biliyoruz. Karşılaştığımızda da diyoruz ki, "Tamam bu vardır ama buna ulaşacak olan kadrolar yine AK Parti kadrolarıdır".
‘GELİN BARIŞALIM’
Türkiye gazetesinin aktardığına göre Yıldırım, devamında şunları söyledi: "İSPARK ilk bir saat ücretsiz olacak her yerde, herkese. Belediye barışı var. İGDAŞ, İSKİ veya diğer birimlerle vatandaş davalık olmuş, ihtilafa girmiş. Diyoruz ki gelin barışalım, el uzatın, kucaklaşalım diyoruz. Böyle bir vatandaş belediye barışı getiriyoruz. Cezaları siliyoruz. Pratik olarak alınması mümkün değil. Cezaları sileceğiz, ana parayı da ödeme kolaylığı getireceğiz. İspark'ı da buna dahil edeceğiz. Doğalgazda yüzde onluk bir indirim öngörüyoruz. İSKİ'yle ilgili yüzde 46'ya varan, daha kalabalık aileler için daha az ödeme sistemini öngören bir düzenleme yapılmıştı.
Buna karar veren belediye meclisleri zaten. İBB meclisindeki kompozisyon belli. 181 AK Parti ve MHP var. Millet İttifakı'nın toplam sayısı da galiba 132. Arada ciddi bir fark var, elliden fazla bir fark var. Hiçbir şekilde AK Parti grubunun istemediği bir karar belediyeden çıkmaz. AK Parti grubu olur demese bu çıkmazdı. Bunu çarpıttılar."