Ceren Sözeri yazdı: 'Birilerinin dijital faşizm fikrini çok parlak bulup Erdoğan’ı ikna ettiğine eminim'
Evrensel yazarı Ceren Sözeri, Instagram'ın kapatılması üzerine Erdoğan'ın 'dijital faşizmle karşı karşıyayız' sözlerini değerlendirdi. Sözeri, 'dijital faşizm' kavramının ispatının şu anda mümkün olmadığı belirtti.
Artı Gerçek - Instagram'ın kapatılması üzerine açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 'dijital faşizmle karşı karşıyayız' demişti. Tartışmalara sebep olan 'dijital faşizm' kavramı, Evrensel gazetesi yazarı Ceren Sözeri'nin kaleme aldığı yazıda işlendi. Sözeri, tartışmalara sebep olan kavramla ilgili olarak "Birilerinin 'dijital faşizm' fikrini çok parlak bulup Erdoğan’ı ikna ettiğine eminim, ama elbette ispatı en azından şu anda mümkün değil." ifadelerini kullandı.
KÂR-ZARAR HESABIYLA ‘DİJİTAL FAŞİZM’
Türkiye'de iktidar kaynaklı baskı ortamının geçmişten bu yana sürmesine rağmen AKP iktidarının nefret söylemine maruz kaldığını iddia ettiğini ve bunu da uluslararası alana taşıdığını belirten Sözeri, "Nefret Söylemi azınlıkta kalan, kendini savunma imkânı kısıtlı grupların maruz kaldığı bir durum; şiddete evrilebilmesi, maruz kalan topluluk üzerinde korku yaratması olasılıkları nedeniyle izlenmesi, teşhir edilmesi, önlem alınması, şiddet ihtimali doğurma riski varsa cezalandırılması gerekir; yani iktidarda olan bir topluluğa nefret söylemi işlemez." dedi.
ERDOĞAN İSLAMOFOBİ KAVRAMINI SIK SIK KULLANDI
Sözeri'nin yazısından öne çıkan bölümler şöyle:
"Ortadoğu halklarının sesi olduğunu söyleyerek İslamofobi kavramını sık sık kullanmaya başladı, ama her zaman yanına antisemitizmi iliştirerek. Nasıl ki Yahudilere yapılan soykırım bir insanlık suçuydu, Müslümanlara yönelik ayrımcılık ve nefret de aynı şekilde kınanmalıydı. Uluslararası bir toplantıda yanıma gelen Ortadoğulu bir aktivist Erdoğan sayesinde uluslararası alanda ilk kez sesinin duyulduğunu hissettiğini söylemişti. “One minute”la klişeleşen bir başarıydı bu. Uluslararası ilişkilerde işler iyi gidiyordu. İsrail’le ilişkiler gelgitliydi, ancak lobicilikte en güçlü kurumlardan AIPEC (Amerikan İsrail Halkla İlişkiler Komitesi) Türkiye’den henüz desteğini çekmemişti.
ARAP BAHARI VE GEZİ'DEN SONRA SOSYAL MEDYA 'BAŞ BELASI' OLDU
Birkaç yıl içinde işler değişti. 2008 küresel finansal krizinin Türkiye’yi pek de teğet geçmediği anlaşıldı. Tunus’ta başlayan, kısa sürede başka ülkelere de sıçrayan Arap Baharı Erdoğan’ın uluslararası alandaki sınavının başlangıcıydı. Erdoğan’ın o dönem Arapça bir Twitter hesabı açtığı konuşuldu, şimdi o hesap askıda. Mısır ve Suriye’nin karışmasının ardından içeriye yönelik baskılar arttı, kent hakkına, doğaya, yaşam tarzına, temel haklara yönelik müdahaleler Gezi’yle patlak verdi. Sosyal medya artık halka sesini duyuracak bir mecra değil “baş belası”ydı. Bundan sonra da ne zaman eleştirilerin sesi fazla yükselse kısılması gereken bir radyo gibiydi.
Bir “lütuf” olarak görülen 15 Temmuz’dan bir ay sonra çıkarılan 671 sayılı KHK’yla bu iş mahkeme kararına gerek kalmaksızın uygulanabilir hale geldi. Cumhurbaşkanlığının emir vermesiyle iki saat içinde getirilen erişim engelini bir sulh ceza hakimine onaylatmak yeterli. Instagram’ın kapatılmasının üzerinden yedi gün (168 saat) geçti, henüz ortada bir sulh ceza hakimliği kararı yok. 48 saat içinde açıklanmadığı takdirde kararın kendiliğinden kalkacağını söylüyor düzenleme, Instagram hâlâ kapalı. OHAL rejiminde koydukları kurallara dahi uymuyorlar bugün.
TÜRKİYE'DE 57 MİLYON INSTAGRAM KULLANCISI VAR
We are Social verilerine göre Türkiye’de 57 milyon 100 bin Instagram kullanıcısı var. Sosyal medyada geçirilen zaman ve sosyal medyanın nüfusa oranına baktığımızda Türkiye dünya ortalamasının üzerinde. 13 yaşın altındakiler hesap açamadığına göre, kullanıcıların en gençlerinin çok önemli bir kısmı dört sene sonraki seçimde oy verecek. Onlara bir de Roblox adlı oyun platformunun engellenmesini “hediye” etti iktidar. İfade özgürlüğünün, basın özgürlüğünün (yalnızca bu mecra için haber yapan kurum ve gazeteciler var), zamanını istediği gibi geçirme özgürlüğünün kısıtlanması kadar burada dönen ekonomiye de ket vurdu bu kararlar.
YASAKLARIN MALİ BOYUTU
Elektronik Ticaret İşletmecileri Derneği (ETİD) Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Emre Ekmekçi’ye göre e-ticaretin yüzde 10’u sosyal medyada dönüyor. Bu, günlük 1,9 milyar liralık bir meblağ kapatma kararından etkilenmesi anlamına geliyor. PricewaterhouseCoopers (PwC) tarafından yayımlanan “Küresel Eğlence ve Medya Görünümü 2023-2027” raporuna göre Türkiye 2023 yılında video oyunlarından en az 589 milyon dolar gelir elde etmiş.
Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisinin hazırladığı "Video Oyun Endüstrisi" raporuna göre Türkiye, dünyada en çok video oyunu oynanan beşinci ülke. Bir de bunun reklam ayağı var. Reklamcılar Derneği verilerine göre Türkiye’de dijital medya harcamaları 86,5 milyar TL, bunun yüzde 69’unu gösterim, video ve influencer reklamları oluşturuyor. Böylesi bir ekonomiden gerekçesi belirsiz (Instagram’ın neden engellendiği, hangi katalog suçları işlediği hâlâ açıklanmadı; Adana 6. Sulh Ceza Hakimliğinin Roblox’la ilgili verdiği kararda "çocukların istismarına neden olacak içerikler barındırdığı" gibi gayet muğlak bir gerekçe var) kararlarla neden vazgeçiliyor, esas cevabını aradığımız soru bu."
Yazının devamını okumak için tıklayınız...