CHP: HDP ile içinde bulunduğumuz buhranı görüştük
HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar ile CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun yaptığı görüşmeden sonra CHP Sözcüsü Faik Öztrak açıklama yaptı.
CHP Sözcüsü, Genel Başkan Yardımcısı Faik Öztrak, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında gündemdeki gelişmeleri değerlendirdi.
"Milletin sesine kulak veren partiler, buhrandan çıkışın nasıl olacağı konusunda fikir alışverişinde bulunuyorlar" diyen Öztrak şunları söyledi:
'HDP İLE BUHRANI, DEMOKRASİ VE HUKUK DEVLETİNDEKİ AŞINMAYI GÖRÜŞTÜK'
Siyasi partiler arasında ziyaret trafiği hızlandı. Dün biz, Saadet Partisi’ne bir ziyaret gerçekleştirdik. Bugün de Halkların Demokratik Partisi yöneticileri, genel merkezimize ziyaret gerçekleştirdi. Diğer partilerin de birbirleriyle görüşmeleri sürüyor. Bugünkü ziyarette, ülkemizin içinde bulunduğu buhranı, demokrasi ve hukuk devletindeki aşınmayı artan işsizliği, açlığı ve milletin boşalan tenceresini görüştük. Buhranla birlikte milletin sırtındaki yük giderek arttı. Bu çerçevede, milletin sesine kulak veren partiler, buhrandan çıkışın nasıl olacağı konusunda fikir alışverişinde bulunuyorlar.
CHP BU ÜLKENİN BİRLİĞİNİN, BÜTÜNLÜĞÜNÜN SİGORTASIDIR
Burada bir hususun altını da çizmek istiyorum: CHP bu ülkenin birliğinin, bütünlüğünün sigortasıdır. Bu çerçevede, tüm partilerle görüşebilen parti Cumhuriyet Halk Partisi’dir. Bu, demokrasimizin geleceği için büyük bir imkândır.
SIRRA KADEM BASAN ALMAN AŞILARI, MİLLETTEN ÖNCE AK PARTİ TEŞKİLATIYLA BULUŞTU
Aşılama bitene kadar da sosyal mesafe tedbirlerine harfiyen uymak lazım... Ama sosyal mesafe gözetmeden doldurulmuş kapalı salonlarda, AK Parti İl Kongreleri yapılıyor. Bugün de 7 ilde AK Parti Kadın Kolları Kongreleri vardı. Yine salonlarda hiçbir sosyal mesafe yoktu. Restoranlar, lokantalar, eğlence mekânları kapalı. Esnaflarımız kan ağlıyor. Restoranda, kafede, kahvehanede bulaşan virüs, her nasılsa şarkılı, türkülü AK Parti Kongrelerinde bulaşmıyor. Anlaşılan, sırra kadem basan Alman aşıları, milletten önce AK Parti teşkilatıyla buluştu. Erdoğan’ın kongrelere uzaktan bağlantıyla katılıp, kendisini korurken, salonları "sosyal mesafesiz" dolduran partililerine teşekkür ediyor. Ama bizim İl Başkanlarımız bir restoranda kazara toplantı yapsa, "Salgın kuralları ihlal edildi" deyip, hem iş yerine hem de arkadaşlarımıza cezalar yağdırılıyor.
Günlük vaka sayıları yeniden 7 binli seviyelerin üstüne çıktı. Bunda AK Parti kongrelerinin ne kadar katkısı var? Açıkça soruyoruz; Kongrelerin yapıldığı illerde hasta sayıları ne kadar arttı? Millete açıklayın. Hasta sayısındaki her bir artışın vebali Erdoğan’ın üstündedir.
YANLIŞTAN DÖNMEK ERDEMDİR
Erdoğan’ın Şahsım Rejimi, bıraktık gençlerimize iyi eğitim ve iş imkânı sunmayı, iyi eğitim alan az sayıdaki gençlerimizi bile "terörist" ilan ediyor. Gençlerimizi düşmanlaştırıyor. Boğaziçi’ne öğrenciler atamayla gelmiyor. Alın teriyle, büyük çabalarla giriyor. Bu öğrenciler; Boğaziçi’ne girmeye sadakatleriyle değil, kendilerinin de söylediği gibi; zehir gibi zekâlarıyla, emekleriyle hak kazandılar. İşte bu nedenle, akla, bilime, hukuka değil, Saray’dan gelecek talimata göre hareket eden, "Kayyum" istemiyorlar. Diplomalarının üzerinde, hakkında akademik hırsızlık iddiaları olan birinin, imzası olsun istemiyorlar. Boğaziçililer meşru taleplerini barışçıl bir şekilde, demokratik haklarını kullanarak dile getiriyorlar. Öğrencilerin haklı taleplerini dinlemek yerine, türlü provokasyonlara girişerek, öğrencilerin meşru eylemlerini çalmaya çalışmak da neyin nesi oluyor? Yapılan atama yanlış. Yanlıştan dönmek de bir erdemdir. Bu erdemi ya Erdoğan gösterecek ya da atanan kayyum…
ANAYASAYI UCUBE REJİME UYDURMAK İSTİYORLAR
Türkiye’yi uçuracak dedikleri, "Ucube Şahsım Rejimi" üç yılda tıkandı. Biz bunun olacağını söylemiştik. Artık ucube rejimin müellifleri de bunu kabul ediyor. Ama Ucube Rejimden vazgeçmek yerine; "Ucube Rejim mevcut Anayasa’ya uymuyor, biz bir kez daha bu Anayasayı Ucube Rejime uyduralım" diyorlar. Son üç yılda milletin başına ne geldiyse, bu "şahsım rejimi" yüzünden geldi. Ucube şahsım rejiminin ne olduğunu, milletimiz yaşayarak gördü. Erdoğan ve sarayının bekçisi, milletimizin aşını, işini, geleceğini, umutlarını, hayallerini, gülüşlerini çaldılar. Artık boş işleri bırakın. Milletin boşalan tenceresine bakın, milletin gerçek gündemini çalmayın.