Davutoğlu: Seçilen cumhurbaşkanı kendi karar alırsa kriz çıkar
Artı Gerçek- Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Habertürk'te Mehmet Akif Ersoy'un sorularını yanıtlayarak gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.
Davutoğlu programda "iktidara geldiklerinde altılı masayı oluşturan genel başkanların imza yetkisine sahip olacağını"na dair sözleri üzerine başlayan tartışmaya da değindi.
Davutoğlu'nun konuşması özetle şöyle:
'İLKESEL BİR ŞEY SÖYLEDİM'
"Asla vesayet altında çalışacak bir Cumhurbaşkanını işbaşına getirmeyiz. Güçlü cumhurbaşkanı olacak; ama şimdiki Cumhurbaşkanı anlayışıyla tek başına karar veremez. Biz yaklaşık birkaç toplantıda şu temel sorunla ilgilendik; acaba genel başkanlar cumhurbaşkanı yardımcısı olsun mu diye uzun istişareler yaptık. Genel başkanlar Cumhurbaşkanı yardımcısı olacaklar.
Genel başkanların cumhurbaşkanı yardımcısı olması konusunda mutabakata vardık. yani genel başkanlar dışarıda bir yerde oturacaklar. Cumhurbaşkanına vesayet edecekler diye bir tablo yok. Aynı masada sayın cumhurbaşkanım diye hitap ettikleri bir cumhurbaşkanına, o saygıyı gösterdikleri cumhurbaşkanına hitap edecekler. Ama onlar da cumhurbaşkanı yardımcısı olarak elini taşın altına koyacaklar. Aslında demeye çalıştığım şey şuydu. Tam tersini ifade etmiştim. Şimdi açıklığa kavuşmasına imkan sağladı bu tartışmalar. İlkesel bir şey söyledim. İlkesel olarak şu: Hepimiz sürecin içinde olacağız."
'ÜLKE YENİDEN SEÇİME GİTMEK ZORUNDA KALIR'
* (Ersoy: “Seçilen cumhurbaşkanı dedi ki, ‘Ben kabul etmiyorum. Aldığınız oylar da düşüktü. Ben bu kararı veriyorum.”) Dediği anda bir kriz çıkar, çok açık söyleyeyim ve o cumhurbaşkanı Meclis desteğini kaybeder. Ülke yeniden seçime gitmek zorunda kalır.
'DOĞAL ADAYLIKLARIMIZDAN FERAGAT EDEREK MASAYA GELDİK'
Altılı masadan her birimiz aday olsun, herhangi birisinin yüzde 50’yi yakalaması mümkün mü? Sayın Akşener’i de kendi partisi görmek ister. Sayın Babacan’ı, sayın Uysal’ı, sayın Karamollaoğlu da öyle. Biz masayı kurarken doğal adaylıklarımızdan feragat ederek masaya geldik.
Bizim aramızda bir mutabakat metni bu. Ben başbakanlık yaptım. Eskiden bakanlar kurulunda karar çıkması için bütün bakanların imza atması gerekiyordu. Bu başbakan üzerinde de vesayet anlamına mı geliyor? Türkiye’de 4 partili hükümet de kuruldu. Her konuda başbakanı istişareye zorlayan bir şey. Aramızdaki mutabakat bu diyeceğiz, tabii ki Cumhurbaşkanının imzasıyla çıkacak.
'ANA HEDEF SEÇİMİ KAZANMAK'
Biz Cumhurbaşkanı yardımcısıyız, elimizin taşın altına koymuşuz. Hepimiz bu meselenin içindeyiz. Bu sözlerimin iki ana hedefi var. Birincisi seçimi kazanmak. Biz eğer çıkıp kitlelerin önüne bizim cumhurbaşkanı adayımız bu şahıstır deyip oy isteyeceksek, o kitlelerin bizim etkimizi görmesi lazım. Kendilerini temsil ettiğini düşünen toplumsal kesimlerin orada yetki sahibi olarak görmeleri seçim kazandırır." (HABER MERKEZİ)
Davutoğlu’nun toplumsal sözleşmesi ve siyasetsiz otoriterlik