DEM Parti Diyarbakır'da iş insanları ve sivil toplumla görüştü: 31 Mart'a giden yolda her birey sorumlu davranmalı
Rojhat ABİ
DİYARBAKIR - Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) tarafından Diyarbakır'da "Yerel Yönetimlerde katılımcılık ve ekonomik kalkınma için iş insanları ile eş başkan adayları buluşması" konulu toplantı düzenlendi. Plaza Otel'de düzenlenen toplantıya DEM Parti Eş Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Rüştü Tiryaki, DEM Parti sözcüsü Ayşegül Doğan, Diyarbakır Büyükşehir Belediye Eşbaşkan adayları Serra Bucak ve Doğan Hatun, kentteki iş insanları ile çok sayıda sivil toplum örgütü temsilcisinin katıldı. Toplantıda, kent sorunları ve çözüm önerileri masaya yatırıldı.
KENT SORUNLARINA KARŞI İŞ İNSANLARI GÖREV ALMALI
Burada konuşan Diyarbakır İş Konseyi Başkanı Mustafa Vural, kentteki sorun ve sıkıntılara karşı iş insanlarına da görev düştüğünü ifade etti. İş insanlarının bazen siyaset oklarına maruz kalabildiğini söyleyen Vural," Çoğu zaman devlet ve milletten daha fazla rol üstlenerek o ülkenin gergin siyasetinde etkin rol üstleniyorlar. Ekonomi için kentin uygun koşullara sahip olması gerekiyor. Biz çok uzun zamandır bu koşullara sahip olamadık. Siyaset ve STÖ'lerin arasında barış olduğu bir evrede ekonomik refahtan söz etmek mümkün olabilir" diye konuştu.
KAYA: YERELDEN MERKEZE İLETİŞİMİN KURULMASI GEREKİYOR
DTSO Başkanı Mehmet Kaya ise, Diyarbakır'da yerel yönetimler ve sivil toplum arasındaki dayanışmanın gerekliliğine dikkat çekti. Kaya, "Bugün Diyarbakır'da 10 dönümlük arsasını satmak isteyen herhangi bir yurttaş onay için köşke kadar gidiyor. Bu kentin ya da ülkenin böyle gelişme olanağı yoktur. Sadece yerelden değil merkezden de yerele doğru iletişim kurulması gerekiyor. Merkezi yönetimden aldığımız yatırım anlamında çok çok gerideyiz. Bu kent sanki ülkenin kamburuymuş gibi bazı algılar var" dedi.
'BU KOŞULLAR ALTINDA SİYASET ÜRETMEYE ÇALIŞIYORUZ'
DEM Parti Eş Genel Başkanı Mehmet Rüştü Tiryaki ise Kürt Siyasi Hareketi'nin hangi koşullar altında siyaset yaptıklarını hatırlatarak konuşmasına başladı. Görevden alınarak yerine kayyım atanan belediye eşbaşkan adaylarından sonra kentte oluşan atmosferi aktaran Tiryaki, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bir parti düşünün ki defalarca ismi değiştirildi. Bir parti düşünün ki kadrolarının büyük bölümü cezaevlerinde ya da sürgünde. Bir parti düşünün ki Belediye eşbaşkanları ve milletvekilleri cezaevinde ya da sürgünde bırakılmak zorunda kalmış olsun. Bir siyasi parti düşünün elde ettiği başarı nedeniyle hazine yardımına bile el konulsun. Bu koşullar altında siyaset üretmeye çalışıyoruz."
'BU SEÇİMDE İKTİDARA GÜÇLÜ YANIT VERECEĞİZ'
Yaklaşan yerel seçimlerin Kürtler için önemine değinen Tiryaki, şöyle devam etti:
"Bu seçimler bizim için tarihi, bunlara yanıt vermek istiyoruz. Buna güçlü yanıt vereceğimize kimsenin kuşkusu olmasın. Bu koşullar altında bu siyasi iktidar halkın iradesinin ne olduğunu göstereceğiz. 2016 ve 2019'daki kayyım atamalarından sonra çok şey yaptılar ahlaki ve etik üstünlüğü asla ele alamadılar. AKP'ye oy vermiş seçmenler de buna tepki gösteriyor."
'MAZBATAYI SELÇUK MIZRAKLI'DAN ALACAĞIZ'
Ardından söz alan DEM Parti Diyarbakır Büyükşehir Belediye Eşbaşkan adayı Serra Bucak ise katılan iş insanlarına ve sivil toplum örgütlerine teşekkür etti. Diyarbakır'da 8 yıllık kayyım vesayeti ile dili ve kültürü tehdit eden, halkın iradesini yok sayan, bu halka birçok kötülüğü reva gören anlayışa karşı iş dünyasının önemli bir yanıt verdiğini vurgulayan Bucak, şöyle devam etti:
"Dernekleri, kadın örgütleri, STÖ'leriyle bu şehrin dokusunu korumaya çalışan bir yapı var karşımızda. 31 Mart'ta seçilince bu mazbatayı Selçuk başkan ve Hülya başkandan alacağız. Buradan onlara selam söylüyoruz. Türkiye'nin kuruluşundan bu yana çözülmeyen Kürt sorunu başta olmak üzere katmerleşen sorunlar çözülmeden eşitlik, barış ve ekonomik kalkınmadan söz edemeyiz. Hepimizin amacı bu."
'KÜLTÜREL SOYKIRIM, GÖÇ VE YOKSULLUK'
Aralık ayından bu yana köy köy ilçe ilçe gezdiklerini söyleyen Bucak, ilçeler, köylerin hepsinin yoksulluk, yatırım, kooperatif ve işsizlikten şikayet ettiğini söyledi. Bucak," Genç nüfusumuzu kaybedersek geleceğimizi kaybederiz. Bunu istemiyoruz. Sizlerde merkezi hükümetin buraları görmediğini biliyorsunuz. İyi ki yerel yönetimler, yerinden yönetimler var. Öncelikle ekonomik olarak sonrasında da göç, kültürel soykırım ile karşı karşıyayız. Söylerken dilimize kolay geliyor ama öyle değil. Yerel yönetimler olarak kapımız STÖ, meslek odaları, kadın kurumlarına, iş insanlarına hep açık. Kadim kentimizi büyütmeyi umut ediyoruz."
'KAYYIM DÖRT DUVAR DIŞINDA BİR ŞEY BIRAKMAMIŞ'
Doğan Hatun ise, Dicle'nin bereketli topraklarında yaşamın bin yıldır aksamadığını ifade eden Hatun, son yüzyıldır Diyarbakır'ın ne toprağından ne suyundan alınması gereken verimin alınmadığına dikkat çekti. Hatun, şöyle konuştu:
"Bu kayyımların yaptıkları bir proje varsa çıkıp anlatsınlar. Kentimizin belediye başkan adayı da kayyımdan rahatsızlar. 2016'da ilk kayyım atandığında Kocaeli ve Sakarya'nın bütün bürokratları geldi. Kentin sadece biraz makyaja ihtiyacı var dediler. Onu da yapamadılar. Kayyım dört duvar dışında bir şey bırakmamış. Bu kentin bütün sorunların ne olduğuna hakimiz, tahribatları, suçları, ihalelerin hepsinin kime verildiğini gün be gün arşiv kaydı var bizde. Biz hepimiz buna şahit olduk."
'KÜRTLER ARASI İTTİFAK VE GÜÇ BİRLİĞİ'
Kürtler arası ittifaka işaret eden Doğan, kapasite ve güç birliğinin Kürtler arası birlik için harcanması gerektiğini aktardı. Doğan, "31 Mart'ta kaç belediye alacağımız çok önemli. Bizden zorla alınanı nasıl geri alacağımız çok önemli. Kürtler arası ittifak, güç birliğinden bahsederken 31 Mart'a giden yolda insanların iradelerinin doğrudan tesis etmesi için STÖ, demokratik kitle örgütleri, vicdanlı her birey sorumlu davranmalı."
'BUNA RAĞMEN, OLMADI, GELMEDİLER'
Doğan, konuşmasını babası Orhan Doğan'ın bir söyleşide yer alan sözleriyle sürdürdü:
"Zamanında; “Biz, elimizi belki de, bedenimizi taşın altına koyduk. Taşın altında akrep mi var, yılan mı var, bilmiyoruz. Ama biz bu tehlikeyi göze alıyoruz. Elimizin tamamen kopması tehlikesine de razıyız. Sizden, bütün elinizi taşın altına koymanızı değil, hiç değilse serçe parmağınızı feda etmeyi göze almanızı istiyoruz. Sizin serçe parmağınız incinsin, bizim elimiz kopsun, dedik. Buna rağmen, olmadı, gelmediler.” (ARTI GERÇEK)
DEM Parti ve CHP seçim kampanyalarını nasıl yürütüyor? I Ankara Gündemi
AKP İşlek'e itiraz etmişti: DEM Parti Bitlis'te Mehmet Nezir Karabaş'ı eşbaşkan adayı yaptı
DEM Parti Adana adaylarını tanıttı: 'Rantçı ve tekçi anlayışa cevap olmak için yola çıktık'