DEM Parti Grup Başkanvekili Koçyiğit: Niyeti çözüm olanın yolu kayyım olmaz

DEM Parti Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, Akdeniz Belediyesi Eş Başkanlarının gözaltına alınmasına ilişkin konuştu: Gerçek bir çözüm formülünün önüne en büyük takozu iktidarın kendisi bizzat kendi eliyle koymuştur. Niyeti çözüm olanın yolu kayyım olmaz.

Seda TAŞKIN


ANKARA - 10 Ocak Çalışan Gazeteciler günü dolayısıyla parlamento muhabirlerini ziyaret eden Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, gündeme ilişkin gazetecilerin sorularını yanıtladı. Akdeniz Belediyesi eş başkanlarının gözaltına alınmasına ilişkin de değerlendirme yapan Koçyiğit, “Niyeti çözüm olanın yolu kayyım olmaz” dedi.

Kayyım atamalarına ilişkin kimi çevrelerce ‘soruşturması olanı başkan yapmasaydınız’ yönünde açıklamalar yapıldığını hatırlatan Koçyiğit, Akdeniz Belediyesi eş başkanlarının hiçbir soruşturması olmadığını hatırlattı. Koçyiğit, “Eş başkanlarımız seçildikten sonra hızlı bir şekilde 2024 yılında talimatlı bir soruşturma açıldı. Bugün de o talimatlı soruşturma gerekçesi ile gözaltında bulunuyorlar. Görünen köy kılavuz istemez” açıklamasında bulundu.

‘ŞU AN İLAN EDİLMEMİŞ BİR FİİİLİ KAYYIM UYGULAMASI VAR’

Belediyeye yapılan aramada bir polis memurunun milletvekiline ‘kayyım içeri girmenizi istemiyor’ dediğini söyleyen Koçyiğit, “Şu an ilan edilmemiş bir fiili kayyım uygulaması var. Bu ülkede hiçbir hukuki güvenliğimizin, hiçbir hukuki güvencemizin olmadığının en çarpıcı örneğidir” dedi.

Bir gazetecinin sürece ilişkin genel değerlendirmesini sormasına üzerine Koçyiğit, şu açıklamalarda bulundu:

“Bu tartışma 1 Ekim’de Sayın Bahçeli’nin grubumuza gelerek el sıkışmasıyla başladı. Biz bu tartışmayı ilk başladığından bu yana olumladık. İlk başladığı günden itibaren de sürecin ve tartışmaların kendisine anlam biçtik. İlerlemesi, gelişmesi, derinleşmesi, toplumsallaşması için muhalefetin ve toplumun tüm kesimlerinin geniş bir çözüm iradesine dönmesi için de elimizden geleni yapıyoruz, yapmaya da devam edeceğiz.”

‘KAYYIM PRATİĞİ İLE BAMBAŞKA BİR YERDE DURDUKLARINI AÇIĞA ÇIKARDILAR’

İmralı heyetinin parlamentoda bulunan siyasi parti ziyaretlerinin ilk turunu tamamladığını belirten Koçyiğit, şimdi ise cezaevi ziyaretleri ile devam edeceğini aktardı. Cezaevi ziyaretlerinin ardından İmralı’ya ziyaret gerçekleştirmeyi beklediklerini belirten Koçyiğit, şöyle devam etti:

“Gördüğümüz tablo şu, iktidarı bunun dışında tutarak söylüyorum; Her ne kadar çok olumlu geçti gibi bir mesaj verseler de bugün kayyım atayarak kendi pratikleriyle bambaşka bir yerde durduklarını açığa çıkarmış oldular. Ama muhalefetin genelinin tutumunu çok olumlu ve anlamlı bulduğumuzu ifade etmek isterim. Özellikle ana muhalefet partisi ve diğer bütün parti liderlerinin çözüme dair olumlu mesajlar vermesi bizim açımızdan çok kıymetli. Bu tartışmaları güçlendiren, aynı zamanda toplumsal rızayı da genişleten ve büyüten bir yerde duruyor. Ama her birinin tabii ki sürece, tartışmalar dair de kaygıları vardı. Görüşmeler yapılırken güven sorunu olduğunu bir çoğu da gündeme getirdi. Gerçek bir çözüm sürecinin yanında yer alırız sözü, bizim açımızdan da önemli.”

‘HÜKÜMETİN DURDUĞU YERİ TARİF ETMESİ GEREKİYOR’

“Bugün hükümetin bu sürecin gerçekçi olup olmadığını, hükümet bu işi ne kadar istiyor sorusuna bizzat hükümetin yanıt oluşturması gerekiyor” diyen Koçyiğit, aynı soruyu muhalefetin, toplumun ve kendilerinin de sorduğunu söyledi. “Biz durduğumuz yeri tarif ediyoruz” diyen Koçyiğit, İmralı’nın da kendi durduğu yeri çok iyi tarif ettiğini belirtti. “Hükümetin de kendi durduğu yeri ve sürece bakışını tarif etmesi, anlatması ve gerçek anlamda muradını açığa koyması gerekiyor” diyen Koçyiğit, “Çünkü bugünkü kayyım uygulaması çok da muratlarının çözüm olduğu gibi bir sonuca götürmüyor bizi. Burada neyi görüyoruz, seçilme yeterliliğine sahipsiniz, hakkınızda hiçbir soruşturma kovuşturma yok ama iktidarın elinde olan yargı eliyle bir soruşturma açılıyor ve bu soruşturma gerekçeyle gözaltına alınıp bir kayyım gerekçesi yapılabiliniyor. Bu Türkiye’nin geldiği yeri göstermesi açısından çok çarpıcı bir örnek” dedi.

‘NİYETİ ÇÖZÜM OLANIN YOLU KAYYIM OLMAZ’

Kayyım uygulamalarını geçmişte de yaşadıklarını belirten Koçyiğit, iktidarın kayyım politikasını kendi iktidarı için bir araç olarak kullandığını aktardı. Koçyiğit, “Bunu siyasal bir araç olarak da görüyor, bunu bir ekonomik araç olarak da görüyor” dedi. Koçyiğit, şöyle konuştu:

“Kamuoyunda sürece dair bazı çevreler açısından bir güven sorunu olduğunu biliyorduk. Hükümetin, hali hazırda cumhurbaşkanının ilk elden bu süreci sahiplenmemesi, söz söylememesi üzerine çokça yorum yapılıyordu. Ama baktığınız zaman bugün şunu çok açık bir şekilde söyleyebiliriz; niyeti çözüm olanın yolu kayyım olmaz. Gerçekte anlamda çözüm isteyen biri gidip yerel yönetimlere kayyım atamaz. Halkın iradesine el koymaz. Yerel yönetimleri ve demokrasiyi baltalamaz, demokrasiye darbe vurmaz. Gerçek bir çözüm aklı, gerçek bir çözüm formülünün önünde bugün en büyük takozu iktidarın kendisi bizzat kendi eliyle koymuştur.”

‘İKİNCİ İMRALI GÖRÜŞMESİ AKTARIMLAR ÜZERİNE ŞEKİLLENECEK’

Bir gazetecinin İmralı heyetin ikinci ziyaretinin ne zaman yapılacağını sorması üzerine Koçyiğit, henüz cezaevi ziyaretlerinin bitmediğini söyledi. Koçyiğit, “Cezaevi ziyaretleri bittikten sonra nasıl olacağı, kapsamı, yeri zamanı aynı zamanda bu koşullarda olup olmayacağı da yeniden değerlendirilecektir. Görüşmelerin kapsamı Merkez Yürütme Kurulu ve yetkili kurullarımıza aktarıldı. Önemli başlıklar, özellikle eleştiriler, önerilere dair görüş ve düşünceler İmralı'ya da götürüyecek Orada da aktarım yapılacak. İkinci görüşme, biraz da bütün bu aktarımlar ve oranın görüşleri üzerine şekillenecek diye düşünüyoruz” dedi.

İYİ PARTİ YANITI: BİZİ TEMSİL EDİYORLAR, YAKLAŞIMI DOĞRU BULMUYORUZ

İyi Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu’nun ‘yetkili kurullarca randevu alınmadı’ açıklaması ve bundan sonra İyi Parti ile nasıl bir iletişim yürütüleceğini sorulan Koçyiğit, “Bütün siyasi çevrelerin eleştirileri olabilir, farklı bakabilirler. Bu konuda hiçbir sorun yok” dedi. Tartışmayı ve birebir aktarım yapmayı da önemli bulduklarını belirten Koçyiğit, bu kapsamda bütün partilerden de randevu talep ettiklerini aktardı. İyi Parti’nin randevu vermediğini belirten Koçyiğit, sözlerini şöyle sürdürdü:

‘KIRMIZI ÇİZGİLERİ PEMBELEŞTİRMEMİZ GEREKEN BİR DÖNEM’

“İyi Parti kurumsal bir temsiliyet olmaması üzerine bir açıklama yaptı. Ama bu yanılgılı bir yaklaşım. Sonuçta bizim heyetimiz merkezi yönetme kurulumuzun da bilgisi dahilinde adaya gidiyor. Aynı zamanda biri meclis başkanvekilimiz biri milletvekilimiz hatta bir önceki dönem eş başkanlığımızı yapmış arkadaşımız. Bizi temsil ediyorlar. Bu anlamıyla DEM Parti kurumsallığı içerisinde değildir yaklaşımını doğru bulmuyoruz. Sonuçta siyaseten de sorumludurlar.”

Sürece ilişkin herkesin katkısına ihtiyaç olduğunu söyleyen Koçyiğit, “Bu dönem en fazla konuşmamız gereken dönem. Bu dönem en fazla kırmızı çizgileri pembeleştirmek ve aşmamız gereken bir dönem. Her bir partinin kendi baktığı yerden sürece katkı vermesini çok önemsiyoruz. Baştan bütün bu tartışmaları boğmanın Türkiye halkları lehine olduğunu düşünmüyorum. Çok temel bir sorunumuz var, bu sorunu bir şekilde çözmemiz gerekiyor. Farklı yöntemler istenebilir, farklı yollar önerilebilinir, bunlardan hiçbir beis yok. Bu çok anlaşılabilinir. Ama kendini bütün bu çözüm tartışmalarının karşısında konumlandırmak ve bu çözüm tartışmalarını baştan çok uç söylemlerle altını doldurmanın hiçbirimize faydası olduğunu düşünmüyorum.”

‘İYİ PARTİ İLE DİYALOG İÇİNDE OLMAYA ÇALIŞACAĞIZ, YAPICI YAKLAŞIM BEKLİYORUZ’

“Ekmek kadar su kadar barışa da ihtiyacımız var” diyen Koçyiğit, “Kürt sorunu çözülmediği için bugün atanan kayyımı konuşuyoruz, Kürt sorunu çözülmediği için bugün herhangi bir haber yaptığınızda çok hızlı bir şekilde soruşturma açılıp yargılamaya maruz kalabiliyorsunuz. Bunların gerçekliğini görmek gerekiyor. Her birimizin çözüm için emek harcaması gerekiyor. Biz Meclis’te zemininde İyi Parti ile diyalog içinde olmaya, onlara da görüş ve önerilerimizi aktarmaya çalışacağız. Bu konuda yapıcı bir yaklaşımı kendilerinden de bekliyoruz. Sürece, tartışmalara katkı vermelerini bekliyoruz. Ama bu bir tarafı iterek olmaz, siyaset sorun çözme sanatıdır.”

‘KADİFE ELDİVEN İÇERİSİNDE DEMİR YUMRUK MESAJLARI VERİLİYOR’

Bir gazetecinin “İmralı’dan silah bırakma çağrısı ne zaman yapılacak?” sorusuna ise Koçyiğit şu yanıtı verdi:

“Silah bırakma çağrısına dair bizde bir bilgi yok. Sayın Öcalan 23 Ekim’deki çağrısında ‘koşullar oluşursa çatışma zeminden hukuki zemine ve siyasi zemine çekilir’ dedi. Koşullar oluşursa sorusunu hep beraber sormamız lazım; koşullar oluştu mu, koşulların oluşması için hükümet hangi adımı attı? Bugün koşul var mı, biraz önce kayyım konusunu konuştuk. Bir taraftan Dışişleri Bakanlığı sınır ötesine, Rojava’ya operasyon yapmaktan bahsediyor. bir yandan kadife eldiven içerisine demir yumruk mesajları veriliyor. Bu anlamıyla koşullar oluştu mu diye sormak gerekiyor. Belki de ilk dilin değişmesi gerekiyor. Barışa, çözüme hizmet eden bir dilin tercih edilmesi gerekiyor. Daha ziyade hizaya çekmeye çalışan, terbiye etmeye çalışan bir dil var.”

“Sorumluluk alma noktasında Sayın Cumhurbaşkanı'nın fotoğrafını nasıl görüyorsunuz?” sorusuna ise Koçyiğit, şu yanıtı verdi:

“2013-2015 dönemine bakalım. Sayın Erdoğan şunu söylüyordu: ‘Kan kusacağız ama kızılcık şerbet içtik diyeceğiz’. Bu kadar kararlı. ‘Bu süreç benim sorunum. ‘Kürt sorunu benim sorunumdur. Baldıran zehri içeceğiz gerekirse’ demişti. Bu anlamıyla çok daha net, çok daha kamuoyuna da, kendi tabanına da, parti teşkilatına da net mesajlar veren bir yerde duruyordu. Bu dönemin farkı Sayın Bahçeli üzerinden tartışmalar yürüyor. Onun tartışmalara ön açtığını görüyoruz.

‘CUMHURBAŞKANI GERİDE DURUYOR, HALA KONUŞMAMASINI ANLAMIŞ DEĞİLİZ’

Cumhurbaşkanı'nın daha geride durduğunu görüyoruz. Henüz tartışmaları sahiplendiğine, bu işin asıl öznesi olduğuna, hükümet olarak omuz vereceğine, çözülmesi için elinden gelen her şeyi yapacağına dair biz bir ifadesini duymadık. Bu beklentimizdir. Bütün kamuoyu da bunu bekliyor. Bu neyi sağlayacak? Örneğin şu anda tartıştığımız bütün bu güven sorunu, samimiyet sorunlarına ilk elden cevap olacaktır. Toplumsal rızanın oluşmasını, olgunlaşmasını, derinleşmesini sağlayacaktır. Toplum bu işin bir tarafı. Sadece siyaset bu işi yürütmeyecek. En nihayetinde kamuoyundaki ya da kendi tabanlarındaki yanlış, yanılgılı ya da çözüm karşıtı tartışmaların bitmesine ya da azalmasına vesile olacaktır. Hala hiç konuşmamış olmasını açıkçası biz de anlamış değiliz.”

‘OY KAYBI GİBİ BİR BASINCIN ALTINDA HAREKET ETTİĞİNİ DÜŞÜNÜYORUM’

Benim kişisel değerlendirmem; oy kaybı gibi bir basıncın altında hareket ettiklerini düşünüyorum. Biraz daha tabanın, teşkilatın nabzını alarak, oraları gözeten bir yerden Sayın Cumhurbaşkanı'nın geri planla kaldığını düşünüyorum. Ama en nihayetinde bu böyle sonsuza kadar devam edemez. Bir şey demesi gerekir ve bunu çok hızlı bir şekilde demesi gerekir. Biz demediklerinden çok şey çıkarıyoruz. O anlamıyla kendisinin demesi daha hayırlı olur.”

Gülistan Koçyiğit dem parti akdeniz belediyesi kayyım