Tülay Hatimoğulları: 'Rojava'da mızrak, Türkiye'de zeytin dalı bir arada olmaz'
Artı Gerçek - Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, partisinin haftalık Meclis grup toplantısında gündemdeki gelişmeleri değerlendirdi.
DEM Parti’nin grup toplantısına, PKK Lideri Abdullah Öcalan ile görüşme talebiyle Adalet Bakanlığı’na başvuruda bulunan uluslararası heyet üyeleri de katıldı.
Tülay Hatimoğulları, 3 Aralık Dünya Engelliler Günü dolayısıyla engellilerin yaşadığı sorunlara değindi. Tülay Hatimoğulları, "Sağlamcılığın, ayrımcılığın, şiddetin ve yoksulluğun olmadığı bir dünya düşlüyoruz” diyerek, 10 milyonu aşkın engelli birey olduğuna işaret ettti. Tülay Hatimoğulları, "Çözüm demokrasi mücadelesinin ta kendisidir. Engelerin olmadığı yeni bir yaşamı engellilerle birlikte inşa edeceğiz” dedi.
Hatimoğulları'nın konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
'EN SICAK SÜREÇLERE TANIKLIK EDİYORUZ'
Küresel hegemonya mücadelesi giderek kızışıyor. Bu kızışmalar birçok yerde sıcak çatışmalara dönmüş durumdadır. Dünya kapitalist sistemin krizi her geçen gün daha da derinleşmektedir. Bu krizi aşmak için oluşturulan ittifaklar ve yeni kamplaşmalar söz konusudur. Ticaret savaşları, enerji hakları, jeopolitik rekabet, yapay zeka üzerinden gerilimler gittikte artıyor. Soğuk savaştan bu yana en sıcak süreçlere tanıklık ediyoruz.
'ORTADOĞU'DA DÜZENSİZLİK ÜZERİNE YENİ BİR DÜZEN'
Bu kaosun odağında ise tarihi kırılmaların yaşandığı Ortadoğu var. Bitmeyen çatışma ve savaşların yaşattığı kırılmalar her yerde taşları yeniden, yeniden oynatıyor. Ortadoğu'da düzensizlik üzerine yeni bir düzen ikame edilmeye çalışılıyor.
Hali hazırda birkaç gündür devam eden çatışmalarda 10 binlerce insan göç yollarına düştü. İsrail ile Lübnan arasında bir anlaşma imzalandı ve bu anlaşmanın daha mürekkebi kurumadan Suriye’de savaş ve çatışma yeniden başladı. Tüm dünyada terör örgütü olarak kabul edilen Heyeti Tahrir el-Şam (HTŞ) onunla birlikte SMO şimdi Suriye’nin çeşitli yerlerine saldırılar gerçekleştiriyor. SMO’yu hatırlayacaksınız, Türkiye’nin eğitip donattığı Türkiye’nin bütün lojistiğini hatta maaşlarını sağladığı örgütün ta kendisidir.
'IŞİD UZANTILARI OLAN BU ÖRGÜTLER KİMİN VEKALET SAVAŞINI YÜRÜTÜYOR?'
Biz buradan soruyoruz. HTŞ, SMO, El Kaide ve IŞİD uzantıları olan bu örgütler kimin vekalet savaşını yürütüyor? Bu sorunun yanıtlarını bekliyoruz. Suriye’nin en önemli kentlerinden olan Halep'e girdiler. Halep Arapların, Kürtlerin, Ermenilerin, Süryanilerin, Alevilerin, Hristiyanların ve Sünnilerin bir arada barış içinde yaşadığı, yaşamayı başardığı bir kent. Bu kentlere zorla vekalet savaşı yürüten bu çeteler çökmeye çalışmaktadır.
Uluslararası güçlere çağrıda bulunuyorum: İnsani koridorların oluşturulması herkesin sorumluluğudur. Bu arada, İsrail ile Lübnan arasındaki barış antlaşmasının mürekkebi kurumadan, Suriye cephesi kaynamaya başladı. El Nusra ve HTŞ gibi tüm dünyada terör örgütü olarak kabul edilen gruplar, Suriye Milli Ordusu'nun ilerlemesine imkan tanıyan koşullardan faydalanıyor.
'BU DURUMU 2011'DEN BERİ İZLİYORUZ'
Suriye'nin önemli kentlerinden Halep'e giren bu gruplar, çeşitli etnik ve dini toplulukların yaşadığı mahallelerde zorla hükmetmeye çalışıyorlar. Til Rifat'a yönelik çete saldırıları da devam ediyor. Bu durumu 2011'den beri izliyoruz ve şimdi bu filmin yeni sahnelerine tanık oluyoruz."
'NEO-OSMANLICI HAYALLERİNİZDEN VAZGEÇİN'
Buradan devlet aklı ve yürütme erkine seslenmek istiyorum. 2011 Suriye savaşına dahil olarak büyük bir yıkımın parçası oldunuz. Yeni maceraların peşinden koşmayın. Neo-Osmanlıcı hayallerinizden vazgeçin. Bu öfkeyle davrandığınız sürece, ülkeyi daha beter bir felakete sürükleyeceksiniz. Orta Doğu'da şiddetin her yayılışı hem Türkiye için hem bölge için bir felakettir. Gelin içeride barış, bölgede barış ilkesini hayata geçirelim.
'ÇARE BARIŞTIR'
DEM Parti olarak bölgede yaşanan kaosun hangi güçler tarafından çıkarıldığını, kimin kimden ne çıkar elde etmek istediğini, hepsini biliyoruz. Ortadoğu'da neler olup bittiğini gayet iyi biliyoruz. Bizim mücadelemiz Kürt sorununun barışçıl çözümünden yanadır. Halkın doğduğu topraklarda doyabilmesi ve birlikte bütün farklılıklarımızla ortak bir yaşamı inşa etmekten yanayız. Dünya nükleer savaş tehdidi altındayken çare barıştır. Barış bütün sınırlar için en önemli güvenlik yöntemidir. Biz bu mesajı 2011'de Suriye savaşı başladığı günden bu yana her kürsüye çıktığımızda ifade ettik.
'TOPRAK ÖLÜMDEN YORULDU'
1 Ekim’den bu yana Türkiye'nin gündeminde MHP Genel Başkanı'nın yaptığı açıklamalar var. Kürt sorunuyla ilgili belirsiz tartışmalar devam ediyor. Toprak ölümden yoruldu, tencere sefaletten. O nedenle artık bu çatışma, sefalet ve savaş hali bitsin istiyoruz. Biz onurlu bir barış için dilimizi büyük bir ciddiyetle kurduk ve bunu koruduk. Ar damarı çatlamış kesimler ise ‘DEM Eş Genel Başkanları çözüm istemiyor’ diye yazıp duruyorlar. Vay efendim, DEM çözüm istemiyormuş diye veryansın ediyorlar. Değerli Türkiye halkları, bunlar külliyen yalandır.
'İMRALI KAPILARINI AÇIN'
DEM Parti, onurlu barışın umududur. Bunu bilmemek, bilip de görmezden gelmek, DEM Parti ile ilgili olan bir şey değildir. Umutsuzum diyen Cumhurbaşkanı, projeniz nedir bu soruna dair yaklaşımınız nedir? Bunu sadece DEM Parti değil, bütün Türkiye, 85 milyon insanımız merak etmektedir. Bu konu ile ilgili açıklamalarınızı bekliyoruz.
Bilindiği üzere bizler Eş Başkanımız Tuncer Bakırhan’la beraber geçtiğimiz Salı günü İmralı’ya gitmek ve Sayın Öcalan ile görüşmek üzere bir başvuru gerçekleştirdik. Henüz bu başvuruya bir yanıt almış değiliz. Sürecin takipçisiyiz. Geçtiğimiz günlerde Erdoğan söyledi; ‘Cesur olacağız, yeni adımlar atacağız.' Bizler de bir cesaret örneği olarak İmralı kapılarını açın diyoruz, Sayın Öcalan ile görüşmeler sağlansın.
'TEHDİT EDEREK DİYALOG KURULMA'
Bugün yine bu kürsüde her salı olduğu gibi bazı konuşmalar gerçekleşti. ‘DEM Parti nerededir’ sorusu MHP Genel Başkanı tarafından bizlere soruldu. Öncelikle şunu söylüyoruz tehdit dilinden vazgeçin. Bizleri tehdit edip durmayın. Tehdit ederek diyalog kurulamaz. Öncelikle bunu bilince çıkarın.
Duymak isteyen kulaklar için tekrar ediyoruz; DEM Parti demokrasidir, çözümdür. DEM Parti, ortak vatandaşlıkta, inkarın karşısındadır. DEM Parti sizden daha Türkiyelidir bunu hepiniz bilesiniz. DEM Parti Ankara ve Diyarbakır’dır.
'SİZ BU SÜRECİN NERESİNDE DURUYORSUNUZ?'
Asıl biz kendilerine sormak istiyoruz; Siz bu barış sürecinin neresinde duruyorsunuz? Barış, canınızın istediği anda onu aparat olarak kullanacağız bir şey değildir. Barış cesaret işidir. Barış cesurların işidir ve sorunlarla hakiki bir yüzleşmeyi gerektirir. Ferasettir barış. Bizler barış sevdasıyla, büyük bir cesaretle okyanusta ama pusulamızı bilerek yüzmeye devam edeceğiz.
Barışa giden yolları kapatmaya çalışırlarsa bizler yeniden kanatlanacağız ve barışın rotasında uçmaya devam edeceğiz. Tıpkı ağzında zeytin dalı taşıyan bir güvercin gibi. Asla ürkek değil, büyük bir cesaretle barış demeye devam edeceğiz. Bu da onlara dert olsun."
(HABER MERKEZİ)