DEM Parti Sözcüsü: Durduğumuz yer net. Biz bir müzakere, diyalog partisiyiz
DEM Parti Sözcüsü Doğan, devam MYK toplantısına dair yaptığı açıklamada, DEM Parti ile ilgili tartışmaların 'maksatlı' yapıldığını ifade etti ve 'DEM Parti olarak bizim durduğumuz yer net' vurgusu yaptı. Doğan açıklamasında 'Biz bir müzakere partisiyiz, diyalog partisiyiz' ifadelerini kullandı.

Artı Gerçek - Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Sözcüsü Ayşegül Doğan, partisinin genel merkezinde devam eden Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısına ilişkin basın toplantısı düzenledi.
Ayşegül Doğan, 15 Temmuz 2016’da yaşanan darbe girişimine işaret ederek, darbeden sonra Türkiye’nin daha çok antidemokratik uygulamalar ile karşı karşıya kaldığını söyledi.
'15 TEMMUZ'DAN DERS ÇIKARILMALI'
OHAL ile birlikte yayınlanan Kanun Hükmünde Kararnamelere (KHK) işarete den Ayşegül Doğan, pek çok mağduriyetin ortaya çıktığını ve hala giderilmediğine işaret etti. Ayşegül Doğan, “Bugün yine bir yüzleşme günü, yeni bir gelecek için geçmişe bakarak geçmişten dersler çıkararak geçmişteki onca acı tecrübeden dersler çıkararak yeni bir yaklaşımı geliştirmenin gerekliliklerini hatırlatma günü. Türkiye yeni bir yolun eşiğinde olduğunu biliyoruz. Hatta bu eşiğin tam kalbinde olduğunu biliyoruz. O sebeple bugün 15 Temmuz’u hatırlatırken geçmişin hatalarını ve onlardan ders çıkarmanın önemini de ısrarla vurgulamak istiyoruz” dedi.
‘GEREKEN NE İSE ZAMAN KAYBETMEDEN YAPILMALI’
PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın çağrısı ardından PKK’nin yaptığı silah imha törenine işaret eden Ayşegül Doğan, “Hiçbirimizin unutamayacağı bir gün olarak tarihe geçti. Farklı etkileriyle hep kendini tarihte anımsatacak bir gün. 11 Temmuz’daki tarihi somut adımın zeminini hazırlayan, katkı sunan, öncülük eden tüm taraflara teşekkür ediyoruz. Silahların tümden devre dışı bırakılmasını Kürt sorunun demokratik çözümü için atılan bu tarihi adımın sorumluluğunun farkındayız. PKK’nin feshi ile 12 Mayıs kararlarıyla varlık inkarına dayalı silahlı mücadele stratejisi, yine kendilerinin ifade ettiği üzere yerini demokratik siyaset stratejisi barış ve demokratik toplum programı ve bütüncül bir hukuk yaklaşımıyla ifade edilen kavramlara bıraktı. Türkiye’nin sorunlarının müzakere kanallarıyla diyalogla çözülmesinden yanayız ve bunun için mücadele ediyoruz. Silahların tümden devre dışı bırakılması bunun kalıcı hale gelmesi, demokratik siyaset alanının güçlenmesi için hızla hiç zaman kaybetmeden gereken neyse yapılmalı. Tüm mekanizmalar kurulmalı. Komisyon son günlerde yapılan açıklamalarda da görüldüğü kadarıyla kurulacak. Bunu memnuiyetle karşılıyoruz” diye kaydetti.
'KOMİSYON KAPSAYICI ŞEKİLDE BİR ARAYA GELMELİ'
Ayşegül Doğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu komisyon fonksiyonel bir biçimde etkin ve kalıcı sonuçlar alması hızla kurulup çalışmalarına başlamalıdır. Çok önemli bir başka konuda bu komisyon mümkünse ki mümkün en kapsayıcı ve kucaklayıcı bir şekilde bir araya gelmeli. Komisyonun bileşimi mutlaka çoğulculuk ilkesi gözetilerek yapılmalı. Ki Sayın Cumhurbaşkanının yaptığı açıklamada da gördüğümüz kadarıyla tüm siyasi partilere davet vardı. Biz DEM Parti olarak davetimizi tekrar ediyoruz. Bütün siyasi partiler iktidarından muhalefetine Meclis’te kurulacak komisyona ciddiyetle yaklaşmalı buna göre üye belirlemeli. Çalışmaların hızlanması için üzerlerine düşen görevi yerlerine getirmelidir.
'BİZ BİR MÜZAKERE PARTİSİYİZ'
Günlerdir DEM Parti tartışılıyor bir yandan da. Gözlerin DEM Parti’ye çevrilmiş olması, - siyasi dengeler açısından oluşturduğu bu önemli güç, büyük mücadelelerle edindiği güç kıymetli. Yalnız tartışmaların şekline içeriğine kapsamına bakınca yer yer bir daha durduğumuz yeri hatırlatma ihtiyacı hissetmemizden dolayı değil bunlara yanıt olsun diye bir daha söyleyelim. Bu konuda rüştümüzü ispatlamamıza gerek yok. Bizim durduğumuz yer apaçık belli. Biz bir müzakere partisiyiz biz bir diyalog partisiyiz.
DURDUĞUMUZ YER NET, AÇIK
Biz Türkiye’de eşit kardeşlik hukukunun inşa edilmesi gerektiğine inanan bir siyasi partiyiz. Biz bu konuda en aykırı düşünen insanlara bile ulaşmamız gerektiğini defalarca ifade etmiş ve sahada bunu yapmış bir siyasi partiyiz. Biz tüm eleştirileri, önerileri, katkıları ne kadar değerli bulduğumuzu sayısız kez hatırlatmış bir siyasal geleneği temsil ediyoruz. Eleştiri, öneri itiraz çok değerli dedik defalarca. Ayrıca Türkiye'de bu konuların konuşulması için nasıl bir ortama ihtiyacımız olduğunu da en sık ifade eden siyasi partiyiz. Yalnızca ifade etmiyoruz risk almaktan korkmuyoruz. Biz bu meseleye oy ve seçmen kaygısıyla, anket kaygısıyla yaklaşmıyoruz. Bizim için Türkiye'nin demokratikleşmesi bu Kürt meselesinin demokratik çözümü tüm bunları önünde ve üstünde yer alan bir konu. Biz bir hayat siyasetinden bahsediyoruz. Ölüm siyasetinin son bulmasından bahsediyoruz. Biz meseleye böyle yaklaşıyoruz. Bizim bu meselede durduğumuz yer bu kadar açıktır, nettir. O yüzden bazı tartışmaların bir takım maksatlarla yapıldığının farkında olduğumuzun bilinmesini isteriz.
HUKUKU BİRLİKTE İNŞA EDEBİLİRİZ
Sayın Öcalan da ifade ediyor. Diyor ki silahın değil siyasetin ve toplumsal barışın gücüne inanıyoruz. Biz de siyasetin ve toplumsal barışın gücüne inanıyoruz. Silahın değil demokratik siyasetin gücüne inanıyoruz. Bunun etkisini biliyoruz. Bunun yaratabileceği gücün toplumsal dayanışmanın etkilerini biliyoruz. O nedenle bunun tutunmamız gerektiğini söylüyoruz, buna bir tarihi fırsat tanımlaması yapıyoruz, buna sımsıkı sarılmalıyız diyoruz, kırılgan olan bütün noktalarını güçlendirmemiz gerektiğini söylüyoruz. Bu nedenle de hukuka ihtiyacımız olduğunu söylüyoruz. Herkes için eşit ve ayrımsız bir hukuka ihtiyacımız var. Kim olursa hangi dilde konuşursa konuşsun, hangi inancı mensup olursa olsun herkesin hukukla kendini güvende hissettiği Türkiye hepimizin ortak buluşması noktası teminatıdır. Buraya davet ediyoruz tüm siyasi partileri toplumsal kesimleri, kadınları, gençleri, ezilenleri, işçileri ve emekçileri sömürülenleri kendini yok sayılmış hissedenleri. Bu hukuku ancak birlikte inşa edebiliriz.
ÇAĞRIDA BULUNDU
Şimdi bir eşiğin tam kalbindeyiz. Bu tam kalbinden nasıl yol alabiliriz, yan yana gelerek yol alabiliriz, güçlerimiz birleştirerek gerçek gündemlerimize dönerek yol alabiliriz. Bunu toplumsal örgütleyerek yol alabiliriz, hepimizin tek tek hakkı olduğunu bilerek yol alabiliriz. Hepimizin barış hakkı var. Hepimizin demokrasi hakkı var. Hepimiz için özgürlükler temel insan hakkı. Bunun için DEM Partili olmaya gerek yok. Ama bunun için sorumluluk hissetmeye ihtiyacımız var. Bu mesele yalnızca DEM Parti’ye bırakılamaz. Muhalefet partileri iktidar bloku herkes bu ciddiyetle ve sorumlulukla sürecin ağırlığının farkındalığı ile yaklaşmalı. Ancak böyle hep birlikte soluklanabiliriz. Türkiye içinde ve dışında barış ve demokrasi için ter dökmüş bedel ödemiş ya da şimdi yola koyulmak isteyen, yeni tarih yazımında özne olmak isteyen herkes bugün burada bir pozisyon almalıdır.”
‘TARTIŞMASIZ BİR KONU’
Ayşegül Doğan, gazetecilerin sorularını da yanıtladı. PKK’nin Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğüne dair ifadelerinin sorulduğu Ayşegül Doğan, “Öcalan’ın özgürlüğü tartışmasız bir şekilde sıklıkla ifade ediyorlar. Öcalan'ın koşullarına ilişkin bizim tavrımız da son derece net. Bu tartışmasız bir konu. İkinci video mesajda Öcalan kendi durumuyla ilgili toplumun özgürlüğünden bahsediyor. Toplum özgürleştiğinde birey de özgürleşir diyor. Ben böyle yanıt vermiş olayım. Tüm anti demokratik uygulamalar bitmeli, İmralı’da statü artık bu şekilde sürdürülmemeli. İmralı bir takım görüşmeler gerçekleştirdiğini yeni kendisi ifade ediyor ikinci video mesajında. Oldukça net bir biçimde kendisine dönük tartışmalar ilişkin ifade belli. Evet, özgür fiziksel özgürlüğünü ilk günden 99’dan bu yana talep ediyor. Bu yalnızca kurucu önderi olduğu örgütün istediği değil. Biz sahada bu taleple karşılaşıyoruz. Kendisi doğrudan bu soruya cevap vermiş” dedi. (MA)