DEM Parti ve DBP'den kayyım tepkisi: İktidar darbe siyasetinde ısrar ediyor
Akdeniz Belediyesi eşbakanlarının gözaltına alınmasının ardından açıklama yapan DEM Parti ve BDP, kayyım uygulamalarının 'halk iradesine darbe' olduğunu ve 'iktidarın darbe siyasetinde ısrar ettiğini' vurguladı.
Artı Gerçek - DEM Parti, Akdeniz Belediyesi Eşbaşkanlarının gözaltına alınmasına dair, "AKP halk iradesine karşı darbeci pratiklerinden vazgeçmiyor. Ne yaparlarsa yapsın daha büyük kaybetmeye mahkumdur" açıklaması yaptı.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) yönetimindeki Mersin Akdeniz Belediyesi Eşbaşkanları Hoşyar Sarıyıldız ve Nuriye Arslan ile 4 Belediye Meclis üyesi sabah saatlerinde ev baskınlarında gözaltına alındı. Belediye binasını abluka altına alan polisler, "kayyım atandığını" söyledi.
Eşbaşkanların gözaltına alınmasına ve kayyım tehdidine karşı DEM Parti, HDK ve Demokratik Birlik Partisi'den (DBP) tepki açıklaması geldi.
DEM PARTİ: İKTİDAR DARBECİ PRATİKLERDEN VAZGEÇMİYOR
DEM Parti konuya dair yaptığı yazılı açıklamada şu ifadeleri kullandı:
"AKP iktidarı halk iradesine karşı darbeci pratiklerinden vazgeçmiyor. Sabah saatlerinde Mersin Akdeniz Belediyesi Eş Başkanlarımız Hoşyar Sarıyıldız ve Nuriye Arslan ile 4 belediye meclis üyemiz gözaltına alındı. Halkın belediyesi daha önceki örneklerden tanık olduğumuz üzere kolluk marifetiyle ablukaya alındı, belediyeye giriş çıkışlar engellendi. Gözaltı ve kayyım gerekçesi yapılan soruşturmanın 2024 yılına ait olduğu söyleniyor. Bu yöntemlerin tamamını iktidarın yıllardır halk iradesine karşı yürüttüğü darbe pratiklerinden gayet iyi biliyoruz. İçeride ve dışarıda Kürt düşmanlığı yürüten, halk iradesine tahammül edemeyen iktidar ne yaparsa yapsın daha büyük kaybetmeye mahkumdur. Her yerde bu kayyımcı anlayışa karşı durmaya, halkımızın iradesini savunmaya devam edeceğiz."
DBP: İRADE GASPINI BOŞA ÇIKARACAĞIZ
DBP Merkez Yürütme Kurulu'nun açıklaması ise şöyle:
"Halkların iradesini gasp eden siyaset yenilmeye mahkumdur!
Yaşadığı çöküşün önüne Kürt düşmanlığı üzerinden geçmeye çalışan AKP iktidarı, darbe siyasetinde ısrarını sürdürüyor. Bugün sabah saatlerinde Mersin Akdeniz Belediye Eş Başkanları Hoşyar Sarıyıldız ve Nuriye Aslan ile 4 belediye meclis üyesinin gözaltına alınması da bu ısrarın sonuçlarından bir yenisidir.
Önceki örneklerinden de anlaşıldığı gibi, halkın iradesini temsil eden seçilmişlerin gözaltına alınması irade gaspına zemin hazırlamaktır. Bir kez daha açığa çıkmıştır ki, halkın iradesini yok sayan ve siyasi ömrünü darbe pratikleriyle uzatmaya çalışan iktidar içeride de dışarıda da tüm planlarını Kürt düşmanlığı üzerine kurmuş durumdadır.
Ancak, bu planlar Kürt halkının iradesi karşısında beyhude bir arayıştan öteye gidemeyecektir.
Dün olduğu gibi bugün de kayyım siyasetine ve irade gaspına karşı her yerde halkımızla birlikte direnmeye, irademize sahip çıkmaya devam ederek, Kürt halkının kazanımlarına dönük gerçekleşen irade gaspını boşa çıkaracağız.
Bu kapsamda tüm halkımızı ve demokratik kamuoyunu halkın iradesine saygı duymayan siyasi anlayışa karşı mücadeleyi büyütmeye çağırıyoruz!"
BEŞTAŞ: KAYYIM PRATİĞİ BARIŞ İRADESİNİN SORGULANMASINA SEBEP OLUYOR
Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Eş Sözcüsü ve DEM Parti Erzurum Milletvekili Meral Danış Beştaş da sosyal medya platformu X'te yaptığı açıklamada Eşbaşkanların gözaltına alınmasına tepki gösterdi.
Beştaş'ın mesajı şöyle:
"Akdeniz Belediye Eş Başkanlarımız Nuriye Arslan ve Hoşyar Sarıyıldız’ın gözaltına alınması, iktidarın bir kez daha halkın iradesini yok sayarak sürdürdüğü kayyım darbesinde ısrarcı tutumunu ortaya koymuştur.
Kayyım pratiğinin her seçimde halkın iradesi tarafından yenilgiye uğratıldığı aşikardır.
Kayyım darbesinin adeta bir rejime dönüşmüş olması mevcut iktidarın demokratik meşruiyeti ve halk iradesini tanımadığını tekraren göstermektedir. İktidarı Kayyım atamaya son vermeye ve tutarlılığa davet ediyoruz.
Bu pratikte ısrar etmek sadece iktidara değil, demokrasiye, halkın güvenine, barış ve çözüm iradesinin sorgulanmasına sebebiyet vermektedir.
Halkın iradesine her koşulda sahip çıkmak ise yalnızca siyasi parti ve demokratik kuruluşların değil herkesin görevidir.
Barış hakkına ve halk iradesine her zaman sahip çıkmaya ve mücadele etmeye devam edeceğiz…"
(HABER MERKEZİ)