DEM Parti’nin yönetici ve çalışanlarına 3 ayda 266 gözaltı: ‘Hemen hemen tüm illerde organize bir saldırı var’
Seda TAŞKIN
ANKARA - Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) seçimlere doğru giderken sahada çalışmalarını sürdürüyor. Ancak diğer partilerden farklı olarak DEM Parti seçimlere gözaltı operasyonları ile girdi.
Türkiye genelinde son 3 ayda parti yöneticileri, parti çalışanları ve seçim çalışması yürüten gönüllülerden oluşan toplam 266 kişi gözaltına alındı. Gözaltına alınanlardan 3 belediye meclis üyesi, 45 gençlik meclis üyesi, 16 il ve ilçe eşbaşkanları, 4 TJA aktivisti, 5 DBP il başkanı olmak üzere toplam 93 kişi partinin yöneticilerinden oluşuyor.
Gözaltına alınan parti yöneticileri arasında DEM Parti İzmir Aliağa ilçe yöneticileri, Urfa’nın ilçe eşbaşkanı, Siirt eşbaşkanları, Bursa İl başkanı, Samandağ’a ilçe eşbaşkanları, Van’ın Tuşba belediye başkan adaylarının yanı sıra, Parti Meclisi üyelerinin de aralarında bulunduğu çok sayıda gençlik meclis üyesi de bulunuyor.
‘HER SEÇİM DÖNEMİNDE OPERASYONLAR YAŞANIYOR ‘
DEM Parti Hukuk Komisyonu Eş Sözcüsü Sevda Çelik Özbingöl, yapılan gözaltı operasyonlarına ilişkin Artı Gerçek’e konuştu. Her seçim döneminin yaklaşmasıyla beraber çalışanlarının, il ve ilçe yöneticilerinin yakalama ve gözaltı operasyonları ile karşı karşıya kaldığını belirten Özbingöl, yaşanan gözaltıların ilk defa yaşamadıklarını kaydetti
‘HEMEN HER İLDE ORGANİZE BİR SALDIRI VAR’
Seçim çalışmalarının başladığı günden bu yana haksız yakalama ve tutuklama sayılarını belli aralıklarla paylaştıklarını belirten Özbingöl, İstanbul, İzmir, Ankara, Urfa, Mersin ve Diyarbakır başta olmak üzere hemen hemen her ilde organize bir saldırı olduğunu belirtti.
Özbingöl, “Partimizi kriminalize etmeyi politik iltisar çıkarlarına hizmet eder şekilde hiçbir adil yargı hassasiyeti taşımayan tutumun mağduru birçok partili arkadaşımız var” açıklamasında bulundu.
Özbingöl, konuşmasını şöyle sürdürdü:
‘KAYYIMCI ZİHNİYETE HALK SANDIKTA CEVAP VERECEK’
“Özellikle kayyumlar eliyle halkın iradesinin gasplarının meşruiyetine hizmet eden ve yargıyı siyasi amaçlara aracı hale getiren bu tutum kabul edilemez. Yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı hassasiyetini dillendirirken siyasi amaçlara ve dönemsel olarak da seçim çalışmalarına hizmet eden bir yargı işleyişi ile karşı karşıyayız.
Kamu olanaklarının siyasi bir iradenin iktidarın hizmetine sunulduğu, seçim çalışmalarının da bu şekilde gaspçı ve talancı bir şekilde iktidarın hizmetine sokulmaya çalışılmasını kabul etmiyoruz. Kayyımcı zihniyetin devamı olan bu haksız saldırıları kabul etmiyoruz. Cevabını da halkın sandıkta vereceğini düşünüyoruz.”