Dervişoğlu'ndan Akşener iması, Sinan Ateş çıkışı

Dervişoğlu'ndan Akşener iması, Sinan Ateş çıkışı
İYİ Parti Genel Başkanı Dervişoğlu, partisinin kurucu lideri Akşener'in Cumhurbaşkanı Erdoğan'la Saray'da yaptığı görüşmeye isim vermeden bir kez daha tepki gösterdi: İYİ Parti'de, sarayın karanlık koridorlarından çıkan sözde siyasete yer yoktur."

Artı Gerçek - İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, partisinin kurucu lideri Meral Akşener'in Beştepe'de Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'la yaptığı görüşmeye atıfla, "Tarih, kişisel amaçlarını yabancı siyasi emellerle birleştiren ve bunu mazur göstermeye çalışanlarla doludur" dedi. Dervişoğlu, "İYİ Parti'de, sarayın karanlık koridorlarından çıkan, bin odada bin fitne yanan sözde siyasete yer yoktur. Bizim siyasetimizde tutulacak tek el, milletimizin nasırlı elleridir" ifadelerini kullandı.

'ŞAHSIM DEVLETİ DENEN BU ÇETE REJİMİNİ ASLA KABULLENMEYİZ'

Dervişoğlu'nun, "İYİ Parti milletine verdiği sözün gereği olarak kurucu iradesine, kurucu hikayesine, kurucu ilkelerine bağlı kalacak, Türkiye'yi kuşatan bu saray rejimine karşı Türk milletinin menfaatlerini savunma mücadelesine sonuna kadar devam edecektir" sözleri de dikkat çekti. İYİ Parti lideri, "Şahsım devleti denen bu çete rejimini asla kabullenmeyiz. Cumhurbaşkanlığı sistemi denilen milletimize yabancı olan bu yırtık deli gömleğini yeniden giymeye ısrarcı çevrelerle asla birlikte olamayız" dedi.

ERDOĞAN'A SİNAN ATEŞ TEPKİSİ: 'KATİLLERE DOKUNAMIYORUM' DEMELİSİN

Partisinin grup toplantısında konuşan Dervişoğlu, Ankara'da sokak ortasında öldürülen eski Ülkü Ocakları genel başkanı Sinan Ateş'in eşi Ayşe Ateş'in cinayetten yaklaşık 1.5 yıl sonra Erdoğan'la yaptığı görüşme hakkında da, "Sayın Erdoğan, yaptığın o görüşmede Ayşe Ateş'in gözlerinin içine bakarak dünya lideri olduğun makamında, her yargı sürecine parmağını sokabildiğin kudretinle 'evet ben bu ülkenin tek adamıyım, cumhurbaşkanıyım ama katillere dokunamıyorum' demelisin" tepkisini gösterdi.


Dervişoğlu'nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

"İYİ Parti kurulduğundan beri Türkiye'de dinamikler değişmeye başladı. Bu değişim, milyonlarca insanın talep ve itirazlarının İYİ Parti çatısı altında birleşmesiyle somutlaştı. İYİ Parti, toplumun geniş kesimlerinden gelen bu talepleri temsil etme gücünü artırarak sürdürüyor.

Partimizin mücadelesi, yerel değerlerimizi kendi çıkarları için kullananlar, doğal kaynaklarımızı savaş ganimeti gibi görenler ve şehirlerimizi beton yığınlarına çevirenlerle. İnanıyorum ki birlikte zafer kazanabiliriz, çünkü zafer, birçok kalbin birleşmesidir.

Haftalardır bu kürsüden, Erdoğan'ın gündemi saptırma taktiklerini ele alıyoruz. Bu taktikler, gerçek sorunların konuşulmadığı ve çözülmediği sürece, toplumumuzun daha yoksul ve daha adaletsiz koşullara sürüklenmesine neden oluyor. En göze çarpan gündem maddesi ise, sözde "normalleşme" sürecidir.

Bizleri bir araya getiren, hür ve müreffeh bir toplum kurma hayalidir. Ortak sesimizi yükselten itirazlarımız, adaleti kendi gücüne ve yönetimine bağlayanlara karşıdır.

Partimizin temelini oluşturan bu itirazlar, dün olduğu gibi bugün de geçerliliğini korumakta ve hatta artarak devam etmektedir. Karşı karşıya olduğumuz "şahsım devleti" anlayışı, bu ucube rejimle mücadelemizi daha da önemli kılıyor.

AKŞENER'İ İŞARET ETTİ

Herkes emin olsun, bu rozeti onuruyla taşıyanlar milletin vekili olduklarını her an hatırlarlar. Şerefle taşınan bu rozetten, imza atılan her kalemde şer ve musibet doğmamıştır, bundan sonra da doğmayacaktır. Siyasete bakış açımız şudur: Hukukta olduğu gibi, siyasette de çıkar ve vicdanların bir hiyerarşisi bulunur. Bu hiyerarşinin en üstünde milletin ortak çıkarı ve vicdanı yer alır. Diğer meseleler ise bunun altında sıralanır. Devletin varlığı, milletin varlığı ve bağımsızlığıyla iç içedir. Devlet görevini üstlenmenin anlamı da milletle olan bu bağlılıkla doğrudan ilintilidir.

Bu bağlılık, sizden iki büyük sorumluluk almış olmanızı gerektirir. Birincisi, milletin oyuyla gelen sorumluluktur; ikincisi ise milletin güvenidir. Bu yükler terk edildiğinde, yolun adı siyaset yolu olmaktan çıkar, kişisel çıkar ve gelecek yoluna dönüşür. Tarih, kişisel amaçlarını yabancı siyasi emellerle birleştiren ve bunu mazur göstermeye çalışanlarla doludur. İYİ Parti'de, sarayın karanlık koridorlarından çıkan, bin odada bin fitne yanan sözde siyasete yer yoktur. Bizim siyasetimizde tutulacak tek el, milletimizin nasırlı elleridir.

İYİ Parti, milliyetçi, demokrat ve kalkınmacı bir çizgide ilerlemektedir. Bu üç özelliği aynı anda taşımanın zorluklarını da gayet iyi biliyoruz. Erdoğan'ın "şahsım devleti"ne, ucube rejimin getirdiği sonuçlara, saray medyasının düzenlediği dünya lideri törenlerine, devlet adamı tiyatrolarına ve sözde "Türkiye milleti" yaratma çabalarına karşı artık sabrımız tükenmiştir!

Karşı çıktığımız şey yolsuzluk, yoksulluk ve kimliksizleştirme sisteminin kendisidir; hepsi tek adam sisteminin ürünüdür. Her türlü dayatmaya ve üzerimizde oynanan oyunlara rağmen, bu ucube nizama karşı başkaldırıyoruz. Vefayı boza sanıp içenlere ve onlara eşlik eden şıracılara hiçbir şekilde ihtiyacımız yok. İktidar ve yandaşlarının bol kepçeyle dağıttığı uslu çocuk şırasını da asla içmeyeceğiz.

ŞİMŞEK'E TEPKİ: İNGİLİZ SERMAYESİ DEĞİL, HALKIN ÇIKARLARINI SAVUN

Mehmet Şimşek, İngiliz finans sermayesinin çıkarlarını kendi vatandaşlarının çıkarlarına tercih ediyorsun. Soho caddelerinde dolaştığın kadar, bir kez olsun halkın arasında yer al. Emeklinin, asgari ücretlinin, diplomalı işsizin ve ev hanımının yaşadığı sıkıntıları dinle. Sonra kendi vicdanına sor: Asgari ücrete ve emekli maaşlarına zam yapmamanın haklı bir gerekçesi var mı?

Ateş ailesinin bu bayramının adaletten yoksun geçirdiği son bayram olmasını yürekten diliyorum. Sayın Erdoğan, yaptığın o görüşmede Ayşe Ateş'in gözlerinin içine bakarak dünya lideri olduğun makamında, her yargı sürecine parmağını sokabildiğin kudretinle 'evet ben bu ülkenin tek adamıyım, cumhurbaşkanıyım ama katillere dokunamıyorum' demelisin. O kızların halini hatrını sorarken de babalarının neden öldüğünü bile yazmayan, adı iddianame kendisi ibraname olan bir tomar kağıt parçasını düşünür ve bu vebalden nasıl kaçacağını idrak edersin.

İYİ Parti milletine verdiği sözün gereği olarak kurucu iradesine, kurucu hikayesine, kurucu ilkelerine bağlı kalacak, Türkiye'yi kuşatan bu saray rejimine karşı Türk milletinin menfaatlerini savunma mücadelesine sonuna kadar devam edecektir. Ben tüm bunları bilerek, üzerime yüklediğiniz sorumluluğu bilerek üstlendim. Bizim tek önceliğimiz vardır, o da tüten en son ocak olmaktır.

Şahsım devleti denen bu çete rejimini asla kabullenmeyiz. Cumhurbaşkanlığı sistemi denilen milletimize yabancı olan bu yırtık deli gömleğini yeniden giymeye ısrarcı çevrelerle asla birlikte olamayız. Biz millet adına yanlışlığa itiraz edenleriz. Herkes iyi bilmelidir, milletin merkezi olmak için kurulan bu kutlu çatının sahibi şahıslar değil doğrudan doğruya büyük Türk milletidir. İYİ Parti bu milletin eseridir." (HABER MERKEZİ)

Öne Çıkanlar