EMEP'ten CHP'ye: Ortak değerlerde buluşulabilir
HDP’den sonra, EMEP Genel Başkanı Selma Gürkan da 'Eleştirilerimiz var ama ortak bir mücadele platformu kurmak zorundayız' dedi.
ANKARA – Emek Partisi Genel Başkanı Selma Gürkan ve CHP Milletvekili Mehmet Tüm, Artı Tv Ankara Temsilcisi Sibel Hürtaş’ın konuğu oldu. Gürkan ve Tüm’ün gündeminde Adalet Yürüyüşü’nde ortaya konulan "birlikte mücadele" zemininin devam ettirileceğini söyledi.
Emek Partisi Genel Başkanı Selma Gürkan ve CHP Milletvekili Mehmet Tüm’ün değerlendirmeleri şöyle:
12 EYLÜL’ÜN YARIM BIRAKTIKLARINI AKP TAMAMLIYOR
Olağanüstü hal ilanının 1. yıldönümündeyiz. 1 yıllık süreçte Türkiye nereye geldi?
EMEP GENEL BAŞKANI SELMA GÜRKAN: Geçmişte 12 eylül askeri faşist diktatörlüğünün toplumsal yaşamda neyle karşılaştığımızın çetelesi tutulup, yayınlanırdı. Şu kadar inan işkence gördü, işsiz kaldı, grev yasaklandı, sendikalar kapatıldı gibi o dönemin toplumsal hayattaki faturası ilan edilirdi. Bugün de bir yıllık OHAL sürecinin sonunda ortaya çıkan manzara tam da bu. Fatura, 120 bin inan işinden edildi, 60 bin insan tutuklandı, gazeteciler tutuklandı, inan hakları savunucuları casusluk faaliyeti diye tutuklanır hale geldi. 20 Temmuz OHAL’in birinci, Suçur katliamının ikinci yılı. Bu iki yıldönümü bile nasıl bir siyaset ile karşılaştığımızın göstergesi. OHAL’in kaldırılması, KHK’ların tüm sonuçlarıyla iptal edilmesi çağrısında bulunuyoruz. Ama fotoğrafın da bütününe bakmak gerekiyor. Kabine değiştirildi, iç tüzük değiştirildi, önümüzdeki dönem uyum yasaları çıkarılacak bununla yapılmak istenen tek adamı hedef alan faşizm diktatörlüğü inşa edilmek isteniyor. Bunu ancak kollektif bir mücadele ile ortadan kaldırabiliriz. Kabine değişti ama değişmeyen tek şey var o da bu Hükümetin sorunları çözemeyeceği sorunu.
PARLAMENTO’DA EN ÇOK KİM KAVGA ETTİYSE O BAKAN OLDU
Bu sırada bir de Kabine değişikliği yaşadı Türkiye. Yeni kabineyi nasıl buldunuz?
CHP MİLLETVEKİLİ MEHMET TÜM: Bu kabine değişikliği halkın talepleriyle ilgisi yok. Tamamen Saray’ın belirlediği bir kabine değişikliği. Bu değişiklikle Türkiye’yi ileriye götürelim, demokratik kanalları açalım anlayışında değiller. Birilerini ödüllendirmek için sırayla kabine değişikliği yapıyorlar, halk bunun hiçbir yerinde yok. Türkiye tarihi darbeler tarihi ama bize göre en büyük darbe 20 Temmuz’da yapıldı. Hiçbir darbede bu kadar insan mağdur edilmedi.
Şu anda gördüğüm kadarıyla Parlamento’da özellikle Saray’a en çok yağcılık, tetikçilik yapanlar bakan oldular. Kim daha çok muhalefete saldırdıysa, kavga ettiyse onlar bakan oldu. En çok tepki toplayanlar bakan oldu. Bu durumlar halka bir şey getirmez, olsa olsa Saray’a taşındı. Demek ki Saray bu şiddeti arttıracak. Şiddetten yana milletvekillerini Bakan yaptığına göre şiddeti arttıracak demek ki.
SARIEROĞLU’NU SENDİKACI OLARAK TANIMLAMIYORUM
EMEP GENEL BAŞKANI SELMA GÜRKAN: Bu hükümet 12 Eylül rejiminin yarım bıraktıklarını tamamlamak üzere kararlı. Bugün özelleştirmeler, kamu kaynaklarının peşkeş çekilmesi örgütlülüğün düşürülmesi gibi uygulamalar vardı. Bugün de 24 Ocak kararlarının devamı olarak, özelleştirmeler yapılıyor. 12 Eylül doğal varlıkların ormanlık alanları açmayı başaramamıştı, bu alanlar korunmaya alınmıştı. Bu hükümet bu alanları talana açtı. 12 Eylül’ün en önemli fotoğrafı şimdiye kadar siz güldünüz, bundan sonra biz güleceğiz diye sanayici, işadamlarının gülümsediği fotoğrafıdır. Bugün de Cumhurbaşkanı diyor ki sermaye grubuna, OHAL’i niye istemiyorsunuz grevleri engelliyoruz, daha ne istiyorsunuz diyorlar.
İşçiler arasında bir sorgulamanın olduğu çok açık. İşçiler grevlerle, yasaklanan grevlerle, 15 yıllık döneminde sendikal örgütlülüğün zayıfladığı bir döneme girdik. İşçiler emekçiler içinde Hükümetin bu politikalarını sorgulama eğilimleri gelişirken, sendikal bürokrasiyi de
Şimdiye kadar aldığı tutum kimden yanadır? İşçi sınıfından mı yoksa işverenlerin, devletin bir parçası olan Hak İş ‘in ortaya koyduğu taraftan mı tutum almıştır. İkinciden tutum almıştır. Sendikal bürokrasinin ve işçi sınıfının haklarını satmakta olan bir meslek kapsamında değerlendirilmektedir. Ben bu kapsamda değerlendiriyorum yeni Bakanı.
KILIÇDAROĞLU NEREDE DİYORLARDI; BAŞBAKAN NEREDEYDİ?
20 Temmuz’un faturasını konuşuyoruz ama her şey 15 Temmuz darbe girişimiyle başladı. Ne oldu 15 Temmuz gecesi?
CHP MİLLETVEKİLİ MEHMET TÜM: Devlete Fethullah Gülen dediğimiz terör örgütüne kendileri teslim etmiştir. Ortaklaşa ülkeyi idare ediyorlardı. Aralarındaki sorun bir çıkar çatışmasından kaynaklandı. Halk bu çatışmanın hiçbir yerinde yok. İki tane gerici unsurun çatışmasıdır. Aslında iktidarın darbeyi bilmemesi mümkün değil, isteseydi darbeyi önleyebilirdi. Ama darbe girişimini kontrollü biçimde organize ettiler. Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir darbe görülmemiştir. Saat 9’da o zavallı erleri çıkarıp darbe yapacaksınız. Dünya buna inanmadı, biz de inanmadık.
Cumhurbaşkanı üç tane uçak ayarlamış ama bizim genel başkanımızın bir belediye başkanının evine gittiğini söylüyorlar. Peki o zaman sorarız, siz niye üç uçak beklettiniz. İçişleri Bakanınız, Başbakanınız neredeydi. Darbe bahane edilerek, istedikleri rejimi getirmeye çalışıyorlar. En büyük darbeyi kendileri yapıyorlar.
NE TÜR PAZARLIKLAR YAPTILAR AÇIKLASINLAR
EEP GENEL BAŞKANI SELMA GÜRKAN: Darbeden 14,00’de haberdar olunmuş. 10 saatlik bir zaman dilimi içinde güçlü bir NATO üyesi olduğunu söyleyen ülke buna müdahale edemesin. Bunun şifreleri de AKP Genel Başkanının "Bu darbe Allahın bir lütfudur" kime lütuf olmuştur? Evet bir girişim vardı, bu giişimin haberini alıp gerekli pazarlıkları yapıp kendi siyasi geleceğinizi garanti altına almak için buna yol mu verdiniz? 249 insan yaşamını yitirirken bunun sorumluluğu kimdedir? Gerekli tedbirler alınsaydı, bu insanlar ölmeyebilir miydi? Hangi pazarlıklar yapılmıştır? Bunları bilmek istiyoruz. 15 Temmuz’da perde arkasında kalan görüşmelerin, pazarlıkların olup olmadığını açıklamak zorundadır. Çok açık bir darbe girişimi olmuştur ama siyasi iktidar bunu kendi lehine nasıl dönüştüreceğini hesaplamış görünüyor. Bunu söyleyince FETÖ de bunu söylüyor, onun söylemini güçlendiriyorsunuz diyorlar. Hayır. Gerçek bir demokrasi için bizim bu karanlıkta kalan alanı aydınlatmamız gerekiyor. Bu ortaklığı FETÖ ile siz yaptınız. Herhalde bu ortaklığın hesabını EMEP olarak biz vermeyeceğiz. Siyasi iktidar verecek.
ELEŞTİRİLERİMİZ VAR AMA BİRLİKTE HAREKET EDEBİLİRİZ
Peki muhalefet şimdi ne yapacak?
EMEK PARTİSİ GENEL BAŞKANI SELMA GÜRKAN: 15 Temmuz’u lütuf olarak gören siyasi iktidar faşizmi inşa etmeye çalışıyor. Adalet Yürüyüşü, herkesin ortak talebiydi. Kürt, laik, muhafazakarların. Çünkü bu ülkede din özgürlüğü yok, sendikalaşma ve grev hakkı yok, adalet yok. O zaman bizim bu demokasiyi kazanabilmemiz için Hükümetin bu gidişine dur demek, OHAL’in kaldırılması ve KHK’ların tüm sonuçlaıyla iptal edilmesi için ortak mücadeleye ihtiyacımız var. 7 Haziran’da, Gezi Direnişinde bir ortak mutabakat sağlanmıştı, Adalet talebinde ortak bir mutabakat sağlandı. OHAL’in kaldırılması, KHK’ların iptali için ortak bir mücadeleye ihtiyacımız var. Bu AKP’ye oy verenin de CHP’ye oy verenin de EMEP’in içinde bulunduğu siyasi koalisyonlara oy verenlerin de talebidir. Demokratik hakların güvence altına alındığı, toplumun demokratik sorunlarına yol açan gerçek bir demokratik halkçı Anayasa’nın etrafında birleşmemiz gerekiyor. Tabiki eleştirilerimiz olabilir ama bunun yanı sıra bizim güç birliğine ihtiyacımız var diye düşünüyorum.
CHP MİLLETVEKİLİ MEHMET TÜM: Adalet Yürüyüşü’e CHP öncülük etti ama başarı bu yürüyüş destek veren herkesindir. Düşünce Genel Bşakanın ağzından çıktı ama herkes destek verdi. Ancak ortak değerler etrafında biraraya gelirsek o zaman başarabiliriz. Hepimizin yüzde 50’nin üzerinde bir oy almayı hedeflememiz gerekiyor. Şu anda CHP büyük bir parti, herkes CHP’nin peşine takılsın anlayışında değiliz. Zaten bu yürüyüşte hiçbir parti amblemi taşınmadı. Herkes destek verdi. Bu anlayışı daha ileriye taşımamız gerekiyor.
Kendi içimizde bunu değerlendireceğiz. Genel Başkanın dediği gibi bu bir başlangıçtır. Bir ülkede faşizm varsa ancak ona karşı direnerek, kazanabiliriz. Milyonlarca insan destek verdi, müthiş heyecanlandık bunu arttırarak, deva etmemiz gerekiyor. CHP olarak üzerimize düşeni yapıyoruz. HAYIR da biraraya gelmiştik. HAYIR çıkmıştı. Bu yürüyüş HAYIR’ı pekiştirdi. İnanıyorum ki bu çizgide devam edersek, AKP’yi iktidardan uzaklaştırırız. Bu yürüyüş AKP’yi çok rahatsız etti. Aramızdaki farklılıkları bir kenara bırakacağız, ortak değerlerde bir araya geleceğiz.
KILIÇDAROĞLU’NUN KURTARICILIĞIYLA DEĞİL EMEKÇİ SINIFLARIN MÜCADELESİYLE KAZANACAĞIZ
Emek Partisi’nin CHP’ye yönelik eleştirileri de var. Bu birliktelik nasıl sağlanacak?
EMEK PARTİSİ GENEL BAŞKANI SELMA GÜRKAN: Halkın demokrasi ihtiyaçlarını gözeterek, bu ihtiyaçları ortaya koyan ve bu kapsamda mücadeleyi örgütlemek gibi bir sorumluluğumuz var. AKP’nin tüm uygulamaları bütün bir halkın karşısındadır. Güçlü istikrara yaslanan bir ülkenin reisçiliği değil Kılıçdaroğlu’nun kurtarıcılığı değil. Bileceğiz ki kazanmak emekçi sınıfların direnmesiyle kazanılacaktır.
Tabi ki bir partinin almış olduğu kararların yol açtığı sonuçlara dair eleştirilerde bulunabiliriz. En baştan beri dokunulmazlıkların kaldırılmasında kurumsal olarak alınan kararı eleştirdik, her ne kadar CHP vekillerinin bu kararı desteklemediğini biliyoruz Tezkere için de kurumsal kararı eleştiriyoruz. Savaş politikalarınımeşrulaştırmış oluyoruz. Eleştirilerle birlikte ortaklıklarımızda buluşabiliriz. OHAL’in kaldırılması, Kürt sorununun demokratik çözümü, darbe uygulamalarının kaldırılması, gerçek bir laikliğin tesisi, adaletin yeniden tesis edilmesi, basın özgürlüğü, grev hakkı, işçi sınıfının örgütlenmesi gibi temel haklar. Bu talepler etrafında ortaklaşabiliriz ve bunun zemini vardır.
CHP MİLLETVEKİLİ MEHMET TÜM: Ortak değerler etrafında birleşebiliriz. OHAL kaldırılsın, KHK’lar iade edilsin, ihraç edilenler işlerine dönsün, yargı bağımsızlığı, düşünce özgürlüğü, örgütlenme özgürlüğü bizim ortak değerlerimiz. Herkes bunun farkında ortaklaşa iş yapabiliriz. Bu yürüyüş onu gösterdi. Geçmişe çok takılıp kalmamak lazım. Bizim de eksiklerimiz, hatalarımız olduğunu kabul ediyoruz. Dönem dönem o yanlışlara karşı çıktık. Kurumsal olmadı bunlar, orada grup kararı yoktu. Bu konularda grup kararı alınmıyor, 133 milletvekilimizden 110’u dokunulmazlıklar konusunda hayır oyu verdi. Sonuçta kitle partisi farklı düşünen arkadaşlarımız var. Bu yürüyüşte herkes farklılıkları bir kenara bıraktı, bu hat üzerinde devam etmemiz gerekiyor. Bu hat üzerinde devam edersek bu ülkeye yeniden demokrasi getirebiliriz. Yeter ki bir araya getirmeyi başaralım. Bunun farkındayız. Herkesin kapısını şu anda çalıyorlar.