'En çok devamsızlığı Davutoğlu yaptı'
Osman Baydemir, 2 HDP'linin devamsızlıkları nedeniyle milletvekilliklerinin düşürülmesine ilişkin yapılan itirazın reddedilmesini değerlendirdi.
Sibel HÜRTAŞ / ANKARA
HDP Heyetinin Anayasa Mahkemesi önünde başlattığı Vicdan ve Adalet Nöbetinin üçüncü günü sona erdi. HDP Heyeti, Anayasa Mahkemesi önünde nöbet tutarken, Yüksek Mahkeme de aynı saatlerde Faysal Sarıyıldız ve Tuğba Hezer Öztürk'ün milletvekilliklerinin düşürülmesine ilişkin itirazı görüşüyordu. Yüksek Mahkeme, HDP'nin itiraz başvurusunu reddetti. Vicdan ve Adalet Nöbetinin üçüncü gününü bitiren HDP Heyeti, alandan ayrılırken bu karara tepki gösterdi. Üçüncü gün nöbetini bir basın açıklamasıyla bitiren HDP Sözcüsü Osman Baydemir şunları söyledi:
Daha bir kaç gün önce Hakkari Yüksekova’da VEDAŞ işçisi iki emekçi hayatını yitirdi. Kınıyoruz, reddediyoruz. Daha bugün haber geldi. Tarım işçileri, gece uyurken uykularında silahlı saldırıya maruz kaldı bir kadın hayatını yitirdi bir yaralı var. Saldırganlar, biz domuz avına çıkmıştık diyor. Bu domuzca bir yaklaşımdır, kınıyoruz. HERON’larla insansız araçlarla insanlar katlediliyor. Kınıyoruz, reddediyoruz. Kimden gelirse gelsin reddediyoruz. Son 3 yıldır 3 bin insan toprağa düştü. Neden? Tek başına iktidar olma uğruna. Bir siyasi parti koalisyon kurmasın tek başına iktidar olsun diye bu ülkenin evlatları ölüme gönderiliyor. Neden, iktidarları daim olsun diye. Oysa demokrasilerde seçimle gelenler seçimle giderler. Her siyasi parti lideri fanidir, fani, beşerdir. Beşer de şaşar.
ÜLKENİN TEK SORUNU ADALET
Bu ülkenin tek sorunu var: Adalet sorunu. Bu sorun çözülmediği müddetçe maalesef bu acıları yaşamaya devam edeceğiz. Bundan dolayı 3 gündür Anayasa Mahkemesi (AYM) önünde bir kez daha adalet tecelli etsin diyoruz. Adalet tecelli etsin ki demokratik siyasetin kanalları açılsın, sorunlar diyalogla çözülsün. Yargı vesayet altından çıksın ki toplumun bütün farklılıkları aidiyet duygusunu yaşasın.
EN ÇOK DEVAMSIZLIĞI OLAN DEVRİK BAŞBAKAN DAVUTOĞLU'DUR
Biz bu çabayı verirken AYM Faysal Sarıyıldız ve Tuğba Hezer hakkındaki kararını açıkladı. Bu her iki vekilimizin devamsızlıklarının düşürülmesi üzerine yapılan bir başvuruydu. Cumhuriyet tarihinde ilk defa devamsızlıktan dolayı milletvekilliği düşürüldü. Eğer devamsızlıktan dolayı milletvekilliği düşürülecekse, elinizi vicdanınıza koyun TRT 3 yayınını izleyin. Göreceksiniz hatipler konuştuğunda meclis yüzde 90 oranında boştur. Bu dönemde en çok devamsızlığı olan devrik başbakan Davutoğlu’dur. Başbakanlıktan alındıktan sonra Meclis’e gelmedi. Eğer hukuk varsa hepsi hakkında işlem yapalım. Ki biz bunun doğru olmadığına inanıyoruz. Biz ayrımcılık yapmayın diyoruz. Faysal Sarıyıldız ve Tuğba Hezer Kürt oldukları için mi bu uygulama? Böyleyse milyonlarca Kürt’ü ne yapacaksınız? Bu ülke kimsenin babasının çiftliği değil. 80 milyonun hakkı, hukuku eşit olursa birlikte yaşam sürdürülebilir, refah gelişir ve böylelikle güvenlik sağlanır.
YARGI DARBE HUKUKUNA BOYUN EĞMEMELİDİR
Bu başvuru yargılama tekniği itibarıyla 15 gün içinde karara bağlanmalıydı. 2 ay sonra açıklandı. Bu başvurunun içeriği itibarıyla Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ ve toplamda 11 milletvekilinin yaptığı bireysel başvurular arasında fark var. Bundan 4-5 yıl önce AYM Balbay kararı ile milletvekillerinin hiçbir şart ve koşulda tutuklu yargılanmayacağına dair bir karar açıklandı. O kararın açıklanmasından sonra cezaevinde 5 milletvekili vardı. Faysal Sarıyıldız, Gülser Yıldırım, İbrahim Ayhan, Kemal Aktaş ve Selma Irmak’tı. Bu milletvekillerimize ilişkin Balbay kararından sonra yerel mahkemelere başvuru yapıldı. Yerel mahkemeler reddetti. Dosya AYM’ye geldi. 20 gün içinde AYM, "bizim bu konuda içtihad kararımız var, ayrıca rapor yazılmasına gerek yok" dedi. Ve 20 gün içinde tahliye gerçekleşti. 307 gündür prosedür işliyor diyorlar. Bu darbe hukukunu onaylamaktır. Yargı darbe hukukuna boyun eğmemelidir. Darbe hukuku desteklenirse yarın zorun aracını kim elinde tutarsa onun hukuku esas alınmış olunur. Oysa hukuk mekaznizması mazlumun sarılabileceği yegane mekanizmadır.
Dün kumpasçı dedikleri hakimler, savcılar cezaevinde ve adalet talep ediyorlar. Bugün talimatla iş yapan hakimler, savcılar yarın aynı durum sizin de başınıza gelebilir. Göreviniz ne olursa olsun, vicdandan adaletten hukuk zemininden çıkmamak gerekiyor.
DEMİRTAŞ'TAN ADALET MANİFESTOSU NİTELİĞİNDE MEKTUP
Eş Genel Başkanımız Selahattin Demirtaş ulusal ve uluslararası alanda kurum yöneticileri, temsilcilerine, siyasetçilere, medya mensuplarına, STK temsilcilerine tutuklu milletvekillerimizin hukuki durumuna ilişkin adalet manifestosu niteliğinde bir mektup kaleme aldı. Bu mektup binlerin mektubudur. Türkiye’deki kamu görevlileri, siyasetçiler, akademisyenler, uluslararası alandaki kurumların temsilcilerinin tümüne gönderdik.
Bıkmadan usanmadan mücadele edeceğiz