Erdoğan: Gazze'de yaşananlar bir soykırım girişimidir

Erdoğan: Gazze'de yaşananlar bir soykırım girişimidir
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsaril'in Gazze'ye yönelik saldırısı karşısındaki tutumu nedeniyle Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi ve Avrupa Birliği'ne eleştirilerde bulundu. Erdoğan "Gazze’de yaşananlar savaş değil, soykırım girişmidir" dedi.

Artı Gerçek - 3. Antalya Diplomasi Forumu başladı. Forumun açılışında konuşma yapan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, ağırlıklı olarak İsrail'in Gazze saldırılarına değindi. "Gazze’de sadece çocuklar, kadınlar ve siviller canice katledilmedi. Aynı zamanda milyarlarca insanın uluslararası adalete dair inancı yok edildi" diyen Erdoğan, uluslararası toplumun, Filistin halkına olan borcunu bağımsız bir Filistin devletinin kurulmasıyla ödeyebileceğini vurguladı. Erdoğan, Türkiye’nin bu konuda garantörlüğe hazır olduğunu yineledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşması özetle şöyle:

GELİR ADALETSİZİĞİ KATLANARAK ARTIYOR: Ülkeler arasındaki gelir adaletsizliği katlanarak artıyor, savaşlar eskisinden çok daha kanlı geçiyor. Sömürgecilik yeni yöntemlerle devam ettiriliyor. Karşı karşıya olduğumuz gerçek şudur; Refah, huzur, barış ve özgürlük yüzyılı olmasını umduğumuz 21. yy buhranlar çağında dönüşüyor. Türkiye bu krizlerden en çok etkilenen ülkelerden biridir. Pek çok ülkenin son 5-10 yıldır karşılaştığı terörle biz tam 40 yıldır mücadele ediyoruz. Yükselen İslam düşmanlığının hedef aldığı toplum kesimlerinin başında bizim yurt dışında yaşayan vatandaşlarımız geliyor. Avrupa'da mukaddes kitabımız Kur'an'a karşı menfur saldırılarının çoğu Türk konsolosluklarının yakınından yaşandı.

TÜRKİYE 4 MİLYON SIĞINMACIYA EV SAHİPLİĞİ YAPIYOR: Türkiye gerek coğrafi konumu, gerek beşeri ve kültürel bağları, gerekse beynelminel ilişkileriyle krizlerden en çok etkilenen ülkelerden biridir. Örneğin pek çok ülkenin son 5-10 yılda yüzleştiği terör tehdidiyle biz tam 40 yıldır mücadele ediyoruz. DEAŞ’ı bozguna uğratan yegane NATO müttefikiyiz. Yükselen İslam düşmanlığının hedef aldığı toplum kesimlerinin başında yurt dışında yaşayan vatandaşlarımız geliyor. Son dönemde protesto eylemi kılıfı altında mukaddes kitabımız Kur’an-ı Kerim’e yapılan menfur saldırıların çoğu Türk büyükelçiliklerinin önünde gerçekleştirildi. Türkiye ve Avrupalı Türkler bu süreçte özellikle provoke edilmek istendi. Düzensiz göç meselesinde 12 yıldır ciddi baskı altındayız. Çatışmalardan kaçan yaklaşık 4 milyon sığınmacıya ev sahipliği yapıyoruz.

HİÇBİR HADİSEYİ UZAKTAN SEYRETME LÜKSÜMÜZ YOK: Türkiye’nin hiçbir hadiseyi uzaktan seyretme lüksü yoktur. Sorumluluk sahibi bir ülke olarak doğru bildiklerimizi cesaretle söylemek tüm insanlığa karşı görevimizdir. Karşı karşıya olduğumuz jeopolitik riskleri yönetmek için her zamankinden daha aktif, dikkatli ve soğukkanlı bir politika izliyoruz.

MEVCUT KÜRESEL SİSTEM İŞLEVİNİ KAYBETTİ: Önümüzdeki dönemde adaleti savunmaya, tüm dünyada dostlarımızın sayısını artırmaya devam edeceğiz. Suriye, Yemen, Libya ve son olarak Ukrayna’daki çatışmalar bize mevcut küresel sistemin işlevini tamamen kaybettiğini göstermiştir. Bu krizlerde BMGK başta olmak üzere uluslararası kuruluşlar kanı durduracak adımlar atamadılar.

GAZZE'DE YAŞANANLAR SAVAŞ DEĞİL, SOYKIRIM GİRİŞİMİDİR: Uluslararası düzenin iflas bayrağını çektiği asıl yer Gazze olmuştur. 7 Ekim’den bu yana Gazze’de yaşanan katliamları hepimiz içimiz kanayarak takip ediyoruz. İsrail’in sivil yerleşim yerlerini hedef alan kasıtlı saldırıları sonucunda bugüne kadar 30 bin Gazzeli şehit edildi. 70 binden fazla Filistinli yaralandı. Bir hususu çok açık ifade etmek isterim; Gazze’de sadece çocuklar, kadınlar ve siviller canice katledilmedi. Aynı zamanda milyarlarca insanın uluslararası adalete dair inancı yok edildi. Söz konusu İsrail olunca İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin, Avrupa Birliği’nin tarafsızlıktan dem vuran uluslararası basın yayın organlarının ne kadar aciz ve işlevsiz olduğunu hep birlikte gördük. Gazze’de yaşananlar kesinlikle bir savaş değildir, bir soykırım girişimidir. Savaşın bile uyulması gereken bir ahlakı ve hukuku vardır. Ana kucağındaki yavruları açlığa mahkum eden, hastaneleri, kiliseleri, camileri, okulları, mülteci kamplarını, ambulansları bombalayan, dün olduğu gibi gıda yardımı almak için bekleyen sivilleri kalleşçe hedef alan bir barbarlıktan bahsediyorum.

FİLİSTİN DEVLETİ KURULMALI: Uluslararası toplum, Filistin halkına olan borcunu ancak Filistin Devleti’nin kurulmasıyla ödeyebilir. Bunun için 1967 sınırları temelinde, başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız, egemen Filistin Devleti’nin teşekkülü şarttır. Bu maksatla garantörlüğü de içerecek şekilde Türkiye olarak hazır olduğumuzu belirttik." (HABER MERKEZİ)

Öne Çıkanlar