'Erdoğan'ın yüzde 50+1 eleştirisinin hedefi MHP' iddiası
Artı Gerçek - Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın, kendi getirdiği cumhurbaşkanlığı seçimi sistemini "50 artı 1 partileri yanlış yollara sevk ediyor. Kimin eli kimin cebinde belli değil" sözleriyle eleştirmesinin yankıları sürüyor.
'İKİ PARTİLİ SİSTEM HAYALİNE MHP VE HDP ENGELİ'
Fatih Altaylı, kişisel blokundaki yazısında, AKP'nin kurulduğu ilk günden beri hayalinin iki partili bir sistem olduğunu, ancak MHP ve HDP'nin varlığının bu duruma engel olduğunu belirtti. Böylesi bir siyaset düzeni oldurulamayınca başkanlık sisteminin getirildiğini anlatan Altaylı, şöyle devam etti:
"Garabet bir sistem oluşturdular. Evrensel hukukla alakası olmayan bir sistem. Bize bu sistemin ne kadar mükemmel, ne kadar kusursuz, Türkiye’ye ne kadar uygun olduğunu anlattılar. 50 artı 1’in Türkiye’ye bir uzlaşma kültürü getireceğinden söz ettiler. Dünya’nın en iyi Başkanlık sistemini kurduklarını iddia ettiler. Bizim gibi karşı çıkanlara ağız dolusu hakaret ettiler. Ve 5 sene geçmeden “Ya bu sistem pek de iyi değil” demeye başladılar.
Ve sonunda Cumhurbaşkanı Erdoğan '50 artı 1 partileri yanlış yollara sevk ediyor. Kimin eli kimin cebinde belli değil' diyerek baklayı çıkardı, ne zamandır beklediğimiz gibi 'Ömer' dedi. 'Kimin eli kimin cebinde belli değil' derken altılı masayı kast ediyormuş gibi yapıyor ama onu asıl rahatsız eden MHP’nin elinin AKP’nin cebinde olması, Yeniden Refah’ın, HÜDAPAR’ın, BBP’nin küçük ellerini AK Parti’nin büyük cebine sokması.Üstelik de yakın bir gelecekte bu 'Cep cebe' duruma rağmen 50 artı 1’i bulamamaktan çekinmesi. O yüzden de 5 yıl önce şahane dedikleri sistemi değiştirmek istiyorlar."
'MHP'YLE ORTAKLIĞI YÜK OLARAK GÖRÜYOR'
T24 yazarı Mehmet M. Yılmaz ise 'Erdoğan, Bahçeli’den sıkılmış!' başlıklı köşesinde, cumhurbaşkanı seçilmek için yüzde 50+1 şartına ilişkin sorunun sorulmasının, Erdoğan tarafından istendiğinin altını çizerek, şunları yazdı:
"Erdoğan belli ki MHP’yi elde tutmak için yapmak zorunda kaldığı bazı şeylerden sıkıldı, görev süresinin bitmesine ve yeni bir Cumhurbaşkanı seçimine daha çok varken küçük bir yoklama yapıyor. Kuşkusuz ki kendisi de böyle bir değişikliği bu aşamada TBMM’den geçiremeyeceğinin farkında. Ama siyasette hayat böyle ilerliyor. Bazı şeyler önce konuşulmaya başlanıyor, sonra ortalık yatışıyor, aradan bir süre geçince bir şekilde yine gündeme getiriliyor. Süreç ilerledikçe bu işte kimlerle ortaklık yapılabileceği, pazarlık sırasında nelerden fedakârlık edilebileceği hesaplanıyor.
Sonra bir de bakmışsınız yeni Anayasa bahanesiyle 50 + 1 kuralı değişmiş. Hem de “seçim usulü değiştiğine göre bu yeni bir seçim sayılır” gerekçesiyle Erdoğan’ın bir kez daha seçime girmesinin de yolu açılmış olur."