Erkan Baş: Saray hiç tanımadığı bir mücadele biçimi ile karşılaşacak
HDP'den milletvekili adayı olan TİP Kurucu Meclis Üyesi Erkan Baş adaylık sürecini ve seçim kampanyasını Artı Gerçek’e anlattı.
Rıfat DOĞAN-ARTI GERÇEK
24 Haziran seçimlerine bir aydan daha az zaman kaldı. Aday listeleri çıktı, partiler seçim beyannamelerini açıkladı. Halkların Demokratik Partisi, TİP Kurucu Üyesi Erkan Baş, gazeteci Ahmet Şık, KHK ile işinden olan Yüksel Direnişçisi Veli Saçılık, oyuncu Barış Atay ve çok sayıda sosyalisti kendi listesinden aday gösterdi.
İstanbul 1. Bölge 3. Sıradan milletvekili adayı olan TİP Kurucu Meclis üyesi Erkan Baş, Artı Gerçek’e konuştu. "Genel kabulün, mevcut görüş ayrımlarını ortak mücadelenin önündeki engeller olarak görmek olduğunu belirten Baş, "Görüş ayrılıklarını yoldaşça ve samimi bir tutumla birbirimizle paylaşıyoruz, görüş ayrılıklarını ortak mücadelenin engeli olarak görmüyoruz" dedi.
Baş’ın Artı Gerçek’in sorularına verdiği yanıtlar şu şekilde:
SARAY REJİMİ’NİN HEDEFLERİNDEN BİRİ HDP’Yİ BARAJ ALTINDA BIRAKMAK
- HDP'den aday olma gerekçeleriniz nelerdir?
Bu bir güçbirliği aslında. Saray Rejimi’nin bu seçimdeki hedeflerinden biri de HDP’nin baraj altına itilmesi. Bu sayede hem Meclis’te AKP-MHP ittifakının çoğunluğu elde etmesini sağlamaya çalışıyorlar, hem de milyonlarca yurttaşın ve özelde Kürt halkının iradesinin Meclis’e yansımasını engellemeye uğraşıyorlar. Bu koşullar altında HDP’nin barajı aşması, bu çabada HDP’yle dayanışma içinde olmak bizler açısından da güçbirliğinin en önemli ayağıydı. Milletvekilliği konusu barajı aşmak için gereken dayanışmadan daha az önemli. HDP’nin sol, sosyalist ve direnişçi arkadaşlarımızı Meclis’e taşımak niyetinde olduğu biliniyor. Bu çerçevede bize gelen teklifi de partimizin kurullarında değerlendirdik ve olumlu yanıt verdik. Türkiye İşçi Partisi’nin üyeleri olarak HDP listesinden Meclis’e girip Meclis’i de işçi sınıfının, emekçi halkımızın mücadelesini güçlendirmek için bir alan olarak kullanmak kararımızda belirleyici oldu.
SARAY AÇIK BİR ŞİKE İLE SEÇİME HAZIRLANIYOR
- Selahattin Demirtaş ve çok sayıda HDP'li vekil ve yönetici cezaevinde. HDP eşitsiz koşullarda seçimlere giriyor. Bu eşitsiz durum seçimlere nasıl yansıyacak?
Biraz evvel de değindim, Saray’ın öncelikli hedefi HDP’nin baraj altında bırakılması. Bunun için her türlü hukuksuzluğa, hileye, hırsızlığa hazırlandıkları da biliniyor. Herhalde hırsızlıkla, çalacakları oylarla kurtulamayacaklarını anlamış olmalılar ki daha da ötesine geçip Selahattin Demirtaş ile binlerce HDP üye ve yöneticisini de uydurma gerekçelerle tutukladılar. Bunun eşitsizlikten önce, hukuksuz ve gayrimeşru olduğunu tespit etmek gerekiyor. Eşitsizlik ise sadece bu konuda değil, seçim yardımlarından tutun da TRT’nin hatta neredeyse tüm basın yayın organlarının yanlı propaganda aygıtına dönüşmesine kadar her zeminde Saray açık bir şike ile seçime hazırlanıyor. Ancak eşitsizlik mücadele ile kapatılabilir, halkın katkısı ve desteği her tür eşitsizliğin ötesine geçebilir. Bu olduğunda hukuksuz uygulamaların ve hilenin, hırsızlığın, şikenin de hesabı sorulabilir. Biz halkın mücadelesi ile eşitsizliklerin yarattığı dezavantajları aşabileceğimize inanıyoruz.
ADAYLIĞIMIZ HALKTA KARŞILIĞINI BULDU, BU SON DERECE SEVİNDİRİCİ
- Bu teklif HDP'den mi geldi yoksa bir dizi görüşmeden sonra mı aday oldunuz?
Teklif HDP’li arkadaşlarımızdan geldi ve birkaç görüşme gerçekleştirildi. Ancak karar partimizin ilgili kurullarında geniş bir tartışma sonucu alındı. Bu anlamda, adaylık siyasal pek çok gerekçesi olan, partimizin verdiği bir karar, bir görev.
- Adaylık tercihinizin yarattığı sinerji var mı? Nasıl tepkiler alıyorsunuz?
Şu ana kadar seçim çalışmalarımızın daha ilk adımlarını attık diyebiliriz. Halk arasında kararımızın olumlu karşılık bulduğunu ve birçok yurttaşımızdan katkı sözü aldığımızı söyleyebilirim. Bu da bizim için sevindirici bir gelişme. Açık söylemek gerekirse, HDP’nin zaten belirli bir oy potansiyeli gücü var, önemli olan bunun dışındaki bir alana yönelebilmektir diye bakıyorduk. Bugüne kadar çeşitli gerekçelerle HDP’ye mesafeli duran, ancak pek çok başlıkta ortak düşüncelerimiz, hedeflerimiz ve hayallerimiz olan emekçiler, ilerici insanlar bizim adaylıklarımızla birlikte HDP’ye oy vermeye karar verdiklerini söylediklerinde, adaylığımızın karşılığını bulduğunu görüyoruz, bu son derece sevindirici.
SEÇİM BOYUNCA 1. BÖLGENİN TÜM MAHALLELERİNDE ÇALIŞMA YÜRÜTECEĞİZ
- İstanbul'da aday oldunuz. 1. bölgeyi seçmenizin politik çalışmalarınız açısından özel bir önemi var mı?
Bu bölge bizim parti olarak da uzun zamandır çalışma yürüttüğümüz, yerel bağlara sahip olduğumuz bir bölge. Ayrıca 1. Bölge’nin önemli bir kesimi emekçi, ilerici mahallelerden oluşuyor. Türk ve Kürt emekçilerinin, Alevi ve Sunni kökenli yoksulların iç içe yaşadığı pek çok mahallemiz var. Ben Boşnak kökenliyim, Kartal ve Pendik gibi Boşnak nüfusun belli bir ağırlığı olan ilçelerde 1. Bölge'de.
Biz de seçim kampanyamız boyunca 1. Bölge’nin tüm mahallelerinde çalışma yürüteceğiz. Her mahallede emekçilerle, işçilerle, gençlerle ve kadınlarla buluşacağız. Meclis’e kendi kendimize konuşmak üzere gitmiyoruz, bölgemizde halkımızla birlikte oluşturacağız taleplerimizi. Benim görevim vekalet ettiğim halkın sorunlarını ve taleplerini Meclis’e taşımak olacak. O yüzden seçim sonrasında değil, seçim öncesinde bu bağların kurulması, halk örgütlenmelerinin yaratılması ve böylelikle yurttaşların siyaset doğrudan katılım kanallarının oluşturulması gerekiyor. Seçim çalışmamızın esası ve amacı da bu olacak.
YOLA "SÖZ KARDEŞİM!" DİYEREK ÇIKTIK
- Adaylık sürecinde hangi söylemleri öne çıkaracaksınız?
Yola "Söz Kardeşim!" diyerek çıktık. Bu Türkiye işçi sınıfına, emekçilerine, gençlerine ve kadınlarına verdiğimiz söz. Onların hakkını arayacağımızı, savunacağımızı, patronlar ve gericilerle kavgaya gireceğimizi ve hesabımızı da halka vereceğimizi ifade ediyor. Bizim sorumlu olduğumuz ve hesap vereceğimiz tek güç var, o da halk, işçiler ve emekçiler. Tüm amacımız, halkın hayatın her alanında sürdürdüğü kavganın bir parçası ve elimizden geldiğince temsilcisi olmak.
GÖRÜŞ AYRILIKLARINI ORTAK MÜCADELENİN ENGELİ OLARAK GÖRMÜYORUZ
- Bakıldığında HDP ile politik ve ideolojik ayrımlarınız vardı. Gelinen noktada bu ayrımlarda bir değişiklik olacak mı?
Bu konuda ne biz ne HDP görüşlerini saklıyor. Yıllardır bu ülkede siyaset yapıyoruz ve birbirimizi tanıyoruz. Aramızdaki görüş ayrımları da geçerliliğini sürdürüyor elbette. Ancak Saray Rejimi’nin karşısında durabilecek bir gücü yaratmak, bu görüş ayrımlarını koruyarak da mümkün. Genel kabul, mevcut görüş ayrımlarını ortak mücadelenin önündeki engeller olarak görmek. Biz böyle yaklaşmıyoruz; görüş ayrılıklarını yoldaşça ve samimi bir tutumla birbirimizle paylaşıyoruz, görüş ayrılıklarını ortak mücadelenin engeli olarak görmüyoruz. Herkesin özgün görüşlerini koruduğu ve bunları da açık biçimde paylaştığı, bununla birlikte Saray gericiliğinin azgın saldırılarına karşı dayanışma içinde bir ortak mücadele yürütebildiği bir kültürü önemsiyoruz. Özetle, Türkiye’nin içinden geçtiği dönemde ortaklıklarımızı temel alan bir birleşik mücadelenin çok daha önemli olduğunu söyleyebiliriz.
SARAY’IN ŞİMDİYE KADAR TANIŞMADIĞI BİR MÜCADELE BİÇİMİ MECLİS’E TAŞINACAK
- Sizin dışınızda oyuncu Barış Atay, gazeteci Ahmet Şık ve KHK nedeniyle işini kaybeden Veli Saçılık da aday oldu. Bu isimler girdiğinde Meclis panoraması açısından nasıl bir tablo oluşacak?
Barış, Ahmet ve Veli dışında da sosyalist, devrimci arkadaşlarımız Meclis’e girecek. Halkımız bu isimlerin hepsini sokaklarda, meydanlarda sergiledikleri direnişle tanımıştır zaten. Ancak Saray’ın şimdiye kadar tanışmadığı bir mücadele biçimi Meclis’e taşınacak.
SEÇİMLERDEN SONRA TİP’İN KURULUŞU RESMİ OLARAK TAMAMLANACAK
- TİP'in kuruluş süreci resmi olarak tamamlandı mı? Bu süreç nasıl işliyor?
TİP’in resmi varlığı güvence altında. Ancak kuruluş, sadece resmi işlemlerin tamamlanması anlamına gelmiyor bizim için. Normal şartlarda Haziran ayında siyasal ve örgütsel kuruluşumuzu Türkiye çapında tamamlamış olmayı planlamıştık. Baskın seçimle birlikte bu takvimde küçük bir revizyon yapmamız gerekti. Şu anda tüm Türkiye’de TİP Kurucu Meclisleri oluşmuş durumda; bu meclislerimiz hem seçim çalışmalarına başlıyorlar hem de TİP kuruluşunu daha yaygın ve derinlemesine gerçekleştirmeye devam ediyorlar. Büyük ihtimalle seçimlerden kısa bir süre sonra bu süreci de tamamlayacağız.