'Gültan Kışanak'ın adaylığı barış köprüsü olma isteğidir'

'Gültan Kışanak'ın adaylığı barış köprüsü olma isteğidir'
Sanatçı Deniz Türkali, bağımsız feminist Hülya Osmanağaoğlu, Kışanak’ın eşi gazeteci Zülküf Kışanak ve avukatı Gül Altay, DEM Parti Ankara Büyükşehir Belediyesi eşbaşkan adayı Gültan Kışanak'ın adaylığını ve tutukluluğunun devamını değerlendirdi.

Esra ÇİFTÇİ


Artı Gerçek - Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti), son iki seçimdeki tutumunun tersine 31 Mart’ta yapılacak yerel seçimlerde ilk kez bir tutuklu siyasetçi, eski Diyarbakır Büyükşehir Belediye Eş Başkanı Gültan Kışanak’ı, Ankara Büyükşehir Belediye eşbaşkanlığına aday gösterdi. Halen Kocaeli F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevinde olan Kışanak, beş yıllık azami tutukluluk süresi aşılmasına rağmen tahliye edilmiyor. Kobane davasına SEGBİS’le katılıp adaylığına ilişkin konuşma yapan Kışanak, “Diyarbakır’dan Ankara’ya toplumsal barış köprüleri kurmak için görev ve sorumluluk aldım” dedi. Kışanak’ın Ankara Büyükşehir Belediye eşbaşkan adaylığına ve tutukluluğuna ilişkin Bağımsız Feminist Hülya Osmanağaoğlu, Sanatçı Deniz Türkali, Kışanak’ın eşi gazeteci Zülküf Kışanak ve avukatı Gül Altay Artı Gerçek’e konuştu.

'NE YAPARLARSA YAPSINLAR UMUDUMU KAYBETMEYECEĞİM'

Sanatçı Deniz Türkali, “Ne yaparlarsa yapsınlar umudumu kaybetmeyeceğim” diye söze başlıyor. Bu ülkede uzun zamandan beri bir hukuktan söz etmenin zaten mümkün olmadığını söyleyen Türkali, hukuka erişmenin de günden güne zorlaştığını ifade ediyor. “Umudumuzu kaybedelim diye çok uğraşıyorlar. Ben umudumu kaybetmem” diyen Türkali şöyle devam ediyor:

“Gültan’ın tutukluluk süresi dolmasına rağmen bırakılmaması kabul edilir bir durum değil. Gültan gibi bir insanı tanıdığım için, dostum olduğu için çok mutluyum. Bu kadar sahici, bu kadar kadın, bu kadar özel bir insan benim için. Sadece yanında olduğumu söyleyebilirim. Sadece onu kucakladığımı söyleyebilirim ve çok üzgün olduğumu söyleyebilirim. Tabi ki üzgün olmam umutsuz olmamı gerektirmiyor. Bir gün değişecek, mutlaka bir gün her şey değişecek. Bunun için de direnmemiz, yan yana durmamız, birbirimizin elini bırakmamamız gerekiyor diye düşünüyorum.”

41767.jpg
Sanatçı Deniz Türkali

'GÜLTAN BAŞKANIN SİYASİ REHİNELİĞİ MAHKEME KARARIYLA SABİTLENDİ'

Gültan Kışanak’ın eşi Gazeteci Zülküf Kışanak, Gültan Kışanak’ın siyasi rehine olarak cezaevinde tutulduğunu bunun da mahkeme kararıyla sabitlendiğini söylüyor. Türkiye Anayasasına göre hiç kimsenin 7 yıldan fazla cezaevinde tutulamayacağını, ancak Gültan Kışanak’ın 7 yıl 6 aydır tutuklu olduğunu söyleyen Kışanak, tutukluluğunun hukuki hiçbir dayanağının olmadığının da altını çiziyor ve şöyle devam ediyor.

“Gültan başkanın tutukluluğunun devam etmesi, devletin ‘gücüm var istediğimi yaparım’ demesi anlamına geliyor, bunun başka da bir anlamı yok. Bu iktidarın yasaları ve Anayasayı tanımadığı anlamına geliyor. Yargıçların da iktidarın da sivil bir tarafı kalmadığı anlamına geliyor. Askeri bir anlayışla yaklaşmaktalar. 12 Eylül faşist cunta döneminde dahi albay, yarbay, binbaşıdan oluşan mahkeme heyetleri dahi böyle davranmamıştır. Bu kadar pervasızca yaklaşmamışlardır. Zaten biliyoruz ki Kobane davası baştan sona kumpas bir davadır. Gültan başkanın Ankara Belediye eşbaşkan adayı olması ise, Diyarbakır’dan Ankara’ya barış köprüsü olma isteğidir, umarım Ankaralılar bu demokratik yaklaşımı doğru anlarlar ve tavırlarını ona göre koyarlar, biz aile olarak her zaman Gültan başkanın yanındayız”

zulkuf-kisanak-gultan-kisanak-tahliye-edilmeme-talepler-scaled.jpg
Zülküf Kışanak

'HUKUK İLKELERİNİ TAMAMEN REDDEDEN BİR DAVAYLA KARŞI KARŞIYAYIZ'

Gültan Kışanak’ın avukatı Gül Altay, Kışanak’ın iki dönem milletvekilliği ve ardından Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı olarak gerçekleştirdiği politik faaliyetlerinin bugünkü davada yargılama konusu olduğunu söylüyor. Bu davanın hukuki bir dava olmayıp kaynağının cumhuriyetin kuruluşundan bu yana çözümsüz bırakılmış Kürtlerin hakları sorunu olduğunu söyleyen Altay, yasaların bu nedenle yetmediğinin de altını çiziyor ve şöyle devam ediyor:

“Bu dava hukuki olmaktan önce siyasidir. Yargılananlar tarihsel geçmişe sahip siyasi bir olayı farklı bir bakış̧ açısıyla değerlendirdikleri, devlete çözüm için olanak ve öneriler sundukları için, bu yaklaşımları toplumsal ölçekte karşılık bulup siyasi bir güce dönüştüğü için yargılanmaktalar. Yargılamaya konu olan
olayların bütününde göze çarpan şey büyük bir tarihsel olayın salt hukukla, salt cezalandırma yoluyla toplumsal hafızadan silinemeyeceği, ortadan kaldırılamayacağıdır. Bu nedenle siyasi yoruma açık, nesnel dayanaklardan uzak keyfi bir suç̧ alanı oluşturulmuştur. Böylece muğlak bir 'düşman' imgesi üzerinden bilinen hukuk ilkelerini tamamen reddeden, onlarla çelişen bir yargılama ile karşı karşıyayız. Bunun adı düşman ceza hukukudur. Amaç toplumu risklerden korumak değil, toplumsal risklerden korunmaktır. Gültan Kışanak’da tam da tarif ettiğimiz bu sistemdeki gibi yaratılan düşman ceza hukukunda “tehlikeli düşman” olarak görülmekte ve kendisine uygulanan hukukta atılı suçlarla alakasının olmaması esas alınmamakta, kimliği nedeniyle ve kimlik politikası nedeniyle suçlu görülmektedir”

gullll.jpg
Gültan Kışanak’ın avukatı Gül Altay

'BİR SUÇ-SUÇSUZLUK İLİŞKİSİ ÜZERİNDEN SAVUNMA YAPMADIKLARINI GÖRÜYORUZ'

“Gültan Kürt Kadın Hareketinden ve Feminist Hareketten yol arkadaşımız” diyen Bağımsız Feminist Hülya Osmanağaoğlu, Kışanak’ın adaylığının sadece belediyeye sıkışmış bir adaylık olmadığını, aksine kadın kurtuluş mücadelesinin ve Kürt kadın hareketiyle, Türkiye Feministlerinin dayanışmasını yükseltmeyi önemseyen bir adaylık olduğunun altını çiziyor ve şöyle devam ediyor:

“Bugün gelinen noktada gerek Gültan’ın gerekse de diğer tutuklu siyasetçilerin mahkemelerdeki duruşlarına baktığımızda bir suç-suçsuzluk ilişkisi üzerinden savunma yapmadıklarını görüyoruz. Israrla ve kararlılıkla siyasi rehine olduklarını, AKP devletinin bütün ezilenleri sindirmek için Kürt hareketinden ve Kürt kadınlarından başlattığı tasfiye operasyonunun bir parçası olduklarını, bunun meşru bir zemininin olmadığını siyasi kumpaslarla hapishanelerde tutulduklarını söylüyorlar. Gültan gönderdiği mesajlarda da anlaşılacağı gibi adaylığını kadın hareketi ve Kürt kadın hareketinin yan yana gelip seçimden sonrasına da uzayacak bir program temelinde anlaşılmasını, kadınların birlikteliğinin, mücadelesinin önemini yan yana geldiklerinde yükseltecekleri barış sesinin bütün toplumsal muhalefetin ölçüsü olacağını söylüyor.”

hulya-osmanagaoglu.jpg
Hülya Osmanağaoğlu

Öne Çıkanlar