Hatimoğulları: Kürt sorunu 'terör' parantezinde tanımlanamaz
Kars'ta konuşan DEM Parti Eş Genel Başkanı Hatimoğulları, 'Kürt sorunu vardır ve 'terör' parantezi ile tanımlamaz' vurgusu yaptı. Hatimoğulları İmralı görüşmeleri ve iktidarın kayyım atamalarına dair de değerlendirmeler yaptı.
Artı Gerçek - Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Kars İl Örgütü'nün, kentteki bir düğün salonunda “Şimdi örgütlenme” şiarıyla gerçekleştirdiği 1’inci Olağanüstü Kongresi’nde DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları gündeme dair değerlendirmelerde bulundu.
Hatimoğulları, kongrede yaptığı konuşmada kayyımlar, Ortadoğu'da yaşanan gelişmeler ve İmralı sürecine dair konuştu.
'KAYYIMLARIN YASAL KARŞILIĞI YOK'
Kayyımların Türkiye yasalarında da uluslararası yasalarda da 'bir karşılığı olmadığını' vurgulayan Hatimoğulları, "Şu anda AKP yasal bir kılıf uydurmuş olduğu korsan bir uygulama ile hayata geçirmektedir. Akdeniz Belediyesine de diğer belediyelerimize olduğu gibi kayyım atandı. Kayyım darbesinin 12 Eylül askeri cuntasının, asker postalıyla tankla topla gerçekleştirdiği darbelerden hiçbir farkı yoktur" dedi.
'BİR ELİNDE GÜL BİR ELİNDE DEMİR YUMRUKLA BARIŞ OLMAZ'
Kayyım uygulamasının 'Türkiye’nin ortak problemi' olduğunu söyleyen Hatimoğulları, iktidarı şu sözlerle eleştirdi:
"Bir yandan iktidar barış mesajları verecek öte yandan kayyım atayacak. Bunu kabul etmek mümkün değildir. İktidar bizim bunu normal karşılamamızı, sineye çekmemizi bekliyorsa büyük yanılır. Bir elinde gül bir elinde demir yumrukla barış tesis edilemez. Şu bilinsin ki aklımızla, mantığımızla alay etmeye kalkan, oluşan barış umutlarını darbelemeye kalkanlar aslında siyaseten kendileri kaybedecektir.”
'KÜRT SORUNU 'TERÖR' PARANTEZİNDE TANIMLANAMAZ'
Hatimoğulları konuşmasının devamında Abdullah Öcalan'ın DEM Parti heyeti ile yaptığı görüşme sonrası verdiği mesajlara da değindi:
"1 Ekim’den bu yana Türkiye’de kimi gelişmeler oldu. Bir barış süreci mi olacak ya da bu süreç bir barış sürecine mi evirilecek soruları soruluyor. Bu süreci sadece Kürt halkı izlemiyor. Türkiye’nin batısı Türkiye halklarının tamamı bu süreci izliyor. Bu bir yandan elbette çok iyi ve bizlerin umudunu büyütüyor. O ziyaretten hemen sonra heyetimiz parlamentoda temsili bulunan siyasi partileri ziyaret ettiler. Sayın Öcalan’ın mesajını kendilerine ilettiler. 25 seneyi aşkın bir süredir İmralı’da tutulan Sayın Abdullah Öcalan, 4 seneden fazladır ağır tecrit altında tutulurken, o kapılar biraz aralandığında gönderdiği mesaj barış ve çözüm oldu. Bu mesaja sahip çıkacağımızın altını kalın kalın çiziyoruz. Kürt sorunu vardır ve Kürt sorununu ne mevcut olan iktidar, ne başka bir kesim bunu 'terör' parantezine alarak Kürt sorununu tanımlayamaz. Kürt sorununun çözümü sadece Sayın Abdullah Öcalan’ın omuzlarına yıkılamaz. Sayın Öcalan’ın verdiği mücadelede ve gönderdiği mesajda en önemli vurgulardan biri sadece iktidar değil, aynı zamanda muhalefetin de üzerine düşen görev ve sorumluluğu hatırlatmıştır. Kürt halkı acılar çekti, gençlerini kaybetti, Türkler gençlerini kaybetti. Bizlerin buradaki en büyük muradı; bu kan ve gözyaşı dursun, ortak yaşamı birlikte inşa edelim.”
'TÜM PARTİLER SÜRECİ SAHİPLENMELİ'
Sorunun çözümü için adresin Meclis olduğunu vurgulayan Hatimoğulları, parlamentoda olan tüm siyasi partilerin süreci sahiplenmesi gerektiğini söyledi.
Hatimoğulları, "Süreçte bütün demokrasi güçlerinin, parlamentoda temsili olan bütün siyasi partilerin sahiplenmesi şarttır. Çözümün olmaması için hiçbir sebep yok. Yeter ki devlet çözüm konusunda ve İmralı ile diyalog konusunda mevcut çizgiyi geliştirip ilerletsin. Bunu yaparsa bu sürece bütün Türkiye halkları hazır, siyasi partiler hazırdır. Bu büyük bir olanaktır. Bizim için tarihsel bir olanaktır. Bu görüşmeler var ama bu görüşmeler tecridin tamamen kalktığı, sürecin sağlıklı bir şekilde ilerlediği anlamını taşımaz. Bunun yanı sıra yapılması gereken Sayın Abdullah Öcalan'ın sağlık, güvenlik ve özgürlük hakkının sağlanması, bu koşulların oluşturulması ve barış için daha çok çalışabilecek koşulların yaratılmasıdır" dedi.
'SURİYE'DE KÜRT HALKININ STATÜSÜ GÖRÜLMELİ'
Konuşmasının devamında Ortadoğu'daki gelişmeleri de değerlendiren Hatimoğulları şunları söyledi:
"Şimdi dünya kendine yepyeni bir düzen kurmaya çalışırken, özellikle küresel sermaye bu düzeni şekillendirmeye çalışırken, ne yazık ki Ortadoğu coğrafyasında kan akıtmaya devam ediyorlar. Lübnan’da, Yemen’de, Filistin’de, Ukrayna’da, Suriye’de, Irak’ta... hangi ülkenin kapısını açıp bakarsanız bakın orada bir savaş, çatışma, çocuk ve kadın ölümleri, gözyaşı ve göçleri görüyorsunuz. Uğrunda savaştıkları petrol kadar insan kanı var o toprakların altında. Oysa halkların birbiriyle sorunu yok. Oysa bu coğrafyada yaşayan inançların birbiriyle sorunu yok.
Halkların verdiği özgürlük mücadelesini de görmemiz gerekiyor. Siz değerli Kürt halkı bu direnişin öncülüğünü yapıyorsunuz. Kürt halkının verdiği mücadele bütün bölge halklarına örnek teşkil ediyor. Bugün Suriye'de bir yönetim değişikliği gerçekleşti ve Suriye'de yeni bir düzen kurulmak isteniyor. Bizler de yeni düzen kurulmasını istiyoruz. Bizim kurulmasını istediğimiz düzen Suriye'de yaşayan bütün farklı halkların ve inançların yönetimde temsil edildiği, kendi inançlarını özgürce yerine getirebildiği, kendi anadillerinde özgürce eğitim görebildiği, demokratik bir Suriye'nin inşasıdır. Demokratik bir Suriye inşa edilirken orada Rojava’da verilen mücadelenin önemi görülmelidir.
Kürt halkı aynı zamanda yepyeni bir yaşamı orada kurmayı başardı. Oluşturulacak yeni Suriye yönetiminde toplumsal sözleşmenin orada varlık göstermesi, tanınması ve Kürt halkının statüsünün görülmesi çok önemlidir. Ne yazık ki Türkiye’de bu gelişmelerden sonra Suriye'deki bu son gelişmelerden neler yapılıyor? SMO üzerinden saldırmaya devam ediyorlar." (MA)