Hatimoğulları'ndan iktidara: 'Diyalogdan dönmek için bahane mi arıyorsun?'

Tülay Hatimoğulları, Abdullah Zeydan'a verilen hapis cezasına tepki göstererek iktidara, "Diyalogdan dönmek için bahane mi arıyorsun?" diye sordu. Öcalan'ın çağrısı için İmralı heyetinin IKBY ziyaretini işaret eden Hatimoğulları, "15 Şubat'a yetişmeyebilir" dedi.

Artı Gerçek - Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, partisinin haftalık grup toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Bugün sabah saatlerinde İstanbul'da belediyelere düzenlenen operasyonlar hakkında konuşan Hatimoğulları, "Bir kez daha bir siyasi darbeye uyandık. 'Kent Uzlaşısı', birlikte yaşamın formülüdür" dedi.

Hatimoğulları, "Biz, Kürt ve Türk kardeş olsun dediğimiz için suç işlemedik. Biz bunu asla kabul etmiyoruz. 'Kent Uzlaşısı'nı inşa etmeye devam edeceğiz" diye konuştu.

DEM Partili Van Büyükşehir Belediye Başkanı Abdullah Zeydan hakkında verilen 3 yıl 6 ay hapis cezası hakkında konuşan Hatimoğulları, "Bu karar Van halkının iradesini tanımama kararıdır. Van'da tarihi bir başarıya imza atmışız. Bu hhalka verilen cezadır. Bunu asla kabul etmeyiz. Bunun ilk denemesi mazbata verilirken yapılmıştı. Ey iktidar, bu uygulamalarınla diyalogdan dönmek için bahane mi arıyorsun?" diye sordu.

Hatimoğulları'nın konuşmasından öne çıkanlar şöyle:

'DEPREMZEDELERİ İKİ SENEDİR OYALIYORLAR'

"Acımız o kadar büyük ki kelimelerle tarif edilemez. Ama acıya acı katan şeylerden biri de hala 600 binin üzerinde yurttaşımızın 21 metrekarelik o konteynerlere 2 senedir yaşamlarını sığdırmış olmaları. ‘Depremin yarası sardık’ diyen iktidara sesleniyorum; gidin o konteynerlerin içini görün. O konteynerler iki senede yıpranmış, paramparça olmuş. Bir de düşünün böyle koyneterlerde insanlar yaşamak zorunda. O aileler hayatlarını oralara sığdırmak zorunda kalmış. Sadece 201 bin konut yapılıp teslim edilmiş. Bunların çoğu da bölgesel ayrımcılık yaptı bu iktidar. Birçok yerde de hala konut inşaatı başlatmamış bu iktidar. Bunlardan biri Adıyaman ve Malatya’nın bazı yerleri, Antakya, İskenderun, Defne, Samandağ ve daha oralara doğru düzgün toplu konut yapılmadı yurttaşla kavga ediyorlar, rezerv alan ilan ediyorlar. Bir gün bu mahallede ilan ederler rezerv alanı, halkın tepkisini görürler, halkın direnişiyle karşılaşırlar, o rezerv alanı taşır başka mahalleye götürürler. Ve 2 senedir rezerv alan ilan ettikleri Hatay’ı Hataylı yurttaşlarımızı böyle oyalıyorlar."

'VEKİLLERİNİN ALACAĞI TRAFİK CEZALARINI HALKA ÖDETMEYE ÇALIŞIYOR'

"Bu iktidar, eski milletvekillerinin alacağı trafik cezalarını halka ödetmeye çalışıyor. Biz bunu kabul etmiyoruz. Bir milletvekili olarak da kabul etmiyoruz."

‘ZİHİNLERE KAZINANA DEK JIN JIYAN AZADÎ DİYECEĞİZ’

Mersin’de bir erkek tarafından katledilen Özgecan Aslan’ı ölüm yıl dönümünde anan Tülay Hatimoğulları, “Özgecan katledildiğinde bütün Türkiye'nin nefesi tutuldu, hepimiz büyük bir vicdan sızısı yaşadık. Alanları meydanları doldurduk o gün. Bir genç kadın evine giderken bir erkek tarafından alıkonuluyor, istismar edilmek isteniyor ve sonra katlediliyor. Pınar Gültekin davasında Yargıtay bir kez daha katilin yanında durdu. Bir kadına saatlerce işkence ediyor sonra yakarak katlediyor sonra da onun hakkında verilen ceza hangi gerekçeyle bozuluyor biliyor musunuz? ‘Katliam biçiminde canavarca his yokmuş’. Bir kadın işkence ile öldürülüyor sonra yakılıyor ama bu canavarca his değilmiş. Orta Çağ’daki işkenceleri çağrıştırıyor bu yargı anlayışı. Bütün bunların altında yatan en önemli etken erkek yargı anlayışıdır. Erkek yargı erkek sistemini koruyor erkekleri koruyor ve kadınlar bu nedenle daha fazla katlediliyor. Biz kadınlar daha çok katledilmek istenmiyoruz. Yaşam hakkımız için sonuna kadar mücadele edeceğiz. Dün olduğu gibi bugün de susmayacağız boyun eğmeyeceğiz. Mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz, haklarımızı talep etmekten vazgeçmeyeceğiz. Bütün zihinlere kazınana dek jin, jiyan, azadî demeye devam edeceğiz” sözlerini kullandı.

'SAVAŞ OYUNU MU OYNUYORSUNUZ?'

"Suriye'de Alevileri ve Kürtleri yok sayarak bir gelecek kurulamaz. Suriye'nin kuzey ve doğu yönetim bölgesine yönelik 'sürekli vuracağız' diyenlere sesleniyoruz: Bilgisayarda savaş oyunu mu oynuyorsunuz?"

'İKTİDARIN PLANINI AÇIKLAMASI ŞARTTIR'

"Bu çağrı Türkiye'de çatışmalarla şekillenen bir dönemi kapatıp barış ve demokrasi kapısının aralanması için yapıyor. Kazanan sadece Kürt halkı olmayacak 85 milyon olarak herkes kazanacak.100 yıllık Kürt meselesini şiddet ve çatışma düzeninden hukuki bir temele indirmek için hazırlığınız var mı? İktidarı üzerine düşen görevi yerine getirmek için acil çağırıyoruz. Tek taraflı barış olmaz. İktidarın planını açıklaması şarttır. Barıştan korkuyor musunuz? Biz olası bir çağrıdan sonra işimizin kolay olmadığının farkındayız. Biz DEM Parti olarak bu yolda yürümeye hazırız. Çözüm üretmek için bu yola talibiz.

'İKTİDARLAR TÜRKİYE RIZASINA ZORAKİ EL KOYDU'

İktidarlar bekaları için Kürt sorununu kullandılar. İşçiyi, emekçiyi, muhalif gazeteciyi bu şekilde böldüler. Türkiye halklarının rızasına zoraki el konuldu. Böylece halkların eşitsizlik, adaletsizlik ve açlık ile baş başa kalmasının önünü açtılar. Türkiye’yi içeride otoriterleştiren, yoksullaştıran, dış politikada iflasa götüren şey hep bu anti Kürt siyaset ve bunu bahane eden terör parantezinin kendisidir.

Hani ana akım medya paradigma paradigma diyorlar ya. Artık Kürt bir tehdit olmamal. Artık terör parantezi kapanmalı. İşte Abdullah Öcalan’ın paradigma diye tarif ettiği şey demokratik siyaset üzerindeki bütün prangaların kalkmasıdır. Siyasetin üzerinde beka paranoyasının kalkmasıdır. Kürt - Türk ilişkilerini farklı halkların ilişkilerini korkular ve paranoyalardan arındırmaya çalışan bir Öcalan ve paradigması var. Bu akıl; bugüne kadar otoriterliğin can suyu olan Kürt karşıtlığının artık sona ermesini ve demokrasinin kapılarının sonuna kadar açılmasının zeminini hazırlıyor.

Bu paradigma yalnızca Kürtlerin değil, tüm Türkiye’nin özgürleşmesi eşitlenmesi için gerçek anlamda bir demokratik zeminde inşa edilmesi için umut kapısıdır. Unutmayalım dümeni doğru tutarsak hepimiz güvenli limana varırız.”

'15 ŞUBAT'A YETİŞMEYEBİLİR'

DEM Parti Eş Başkanı Tülay Hatimoğulları grup toplantısının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. Hatimoğulları, Öcalan’ın yapacağı çağrının tarihine ilişkin soruya şu yanıtı verdi: “Çağrının tarihine ilişkin 15 Şubat’ta yapılacağına dair medyada haberler vardı. Ancak 15 Şubat'a yetişmeyebilir bu çağrı. Çünkü heyetimiz Kürdistan Bölgesel Yönetimi’ne de çeşitli ziyaretler yapacak. Aynı zamanda hem heyetimiz hem parti merkezimiz çeşitli istişareleri devam ettiriyor. Bu istişarelerden çıkacak sonuçlarla birlikte elbette bunlar da Sayın Öcalan'a ulaştırılacak. Tahminimizce bu ay içinde böylesi bir tarihi çağrı gerçekleşebilir.”

ÇAĞRININ İÇERİĞİ NE OLACAK?

Çağrının içeriğine ilişkin sorulan soruya ise Hatimoğulları şu yanıtı verdi: “Çağrı Kürt sorununun bugüne kadar devam eden çatışma ve şiddet yöntemiyle çözülmeyeceğine, bu sürecin hukuk ve siyaset zeminine taşınmasıyla ilgili bir çağrı olacağını düşünüyoruz.”

İktidarın silah bırakmaya yönelik yaptığı açıklamalara ilişkin soruyu ise Hatimoğulları şöyle yanıtladı:

“Grup konuşmamızda da ifade ettik. Bugün hem İmralı'dan hem de Türkiye'deki bütün muhalif kesimlerden, toplumsal dinamiklerden, halktan çok önemli bir biçimde bir barışla ilgili bir konsensus oluşmuş durumda. Bugün Türkiye'de herkes barıştan yana, yaptığımız bütün görüşmelerde herkes barışın bu ülkede tesis edilmesinden yana mesajını vermiştir. Bu anlamıyla toplum hazır, bu anlamıyla siyaset de hazır, bu anlamıyla muhalefet de hazır, hazır olmayan belli ki iktidar ve biz iktidara çağrımızı buradan yinelemek isteriz; Çözüm ve diyalogla ilgili barış süreciyle ilgili yol haritalarını açıklamalılar. Sayın Öcalan üzerinde devam eden tecrit kalkmalı ve bugün sabahleyin İstanbul belediyelerine dönük gerçekleşen operasyon, Van Büyükşehir Belediye Eş Başkanımıza verilen cezalar bu diyalog sürecini dinamitlemektedir. Bu nedenle biz çağrımızı buradan iktidara ve devlet aklına bir kez daha yapıyoruz. Barışın ve diyaloğun gelişmesinin önünü açın."

(HABER MERKEZİ)

tülay hatimoğulları dem parti