Hatip Dicle Artı TV'de Suriye'deki gelişmeleri değerlendirdi
Artı Gerçek - Hayko Bağdat ile Bağdat Cafe'nin bu haftaki konuğu Eski DTK Eşbaşkanı Hatip Dicle, Suriye ve Rojava'daki gelişmeleri, Abdullah Öcalan'ın önceki çözüm sürecinde Suriye'ye atfettiği perspektifi Artı TV'de değerlendirdi.
Dicle, Suriye' yaşananlar ve Rojava'ya saldırılarla ilgili şunları söyledi:
"Üçüncü Dünya Savaşı dediğimiz süreç bütün acımasızlığıyla Ortadoğu'da start almış durumda. En şiddetli dönemleri yaşadığımız kanaatindeyim. Hiç beklenmedik bir şekilde, 13 yıldır devam eden bir despot yönetim 13 günde adeta ortadan silindi. Bunların tümünü izliyoruz. Tabi insanlık dışı görüntülerle de karşılaşıyoruz.
Halk arasında derler ki bu hamur daha çok su kaldıracak. Haritalar yeniden çizilecek. Bunlar hep kanla yazılacak. Bu ortamda ilginç gelişmelerin olacağı günlerde doğru gideceğiz, öyle görünüyor.
'KÜRTLER SORUNLARI DİYALOGLA ÇÖZMEK İSTİYOR'
Kürtlerin uluslararası güçlerle ve bölgedeki güçlerle ilişkisi hakkında konuşan Dicle, şu ifadeleri kullandı:
"Kürt halkı bir soykırımın eşiğinde. bugün Türk devletinin silahlandırdığı alana sürdüğü bütün kesimler özellikle SMO denilen çeteler... HTŞ bu konuda ilk gün söylediğinin dışında bir şey söylemiyor. Biz Kürtlerle çatışmak istemiyoruz dediler. Zaten kürt hareketinin liderleri de bunu memnuniyetle karşıladılar. Hiçbir güç 'Kürtler bize saldırdı' diyemez. Kürtler hep savunmada kalmıştır ancak saldırıya uğradığı zamanlarda kendilerini savunmuşlardır. Kürtlerin, kendisiyle ilişki kurmak isteyen herkesle ilişkisi vardır. Mesela Türkiye resmi olarak bir tehdit olarak görüyor ama bugüne kadar Kürtlerden o tehdidi somutlaştıracak hiçbir örnek gösteremezler. Bu konuda Kürt halkının siyasi örgütler samimidir."
ÇÖZÜM SÜRECİ VE SURİYE
Dicle, Bağdat'ın önceki çözüm süreci ve Suriye sorunuyla ilgili sorduğu yanıta şu yanıtı verdi:
"Bilindiği gibi son yüzyılda Türkiye Genelkurmay Başkanlığı'nın açıklamalarına göre Kürtler 29 kez ayaklandılar. Bu son ayaklanma ise neredeyse 50 yıldır devam ediyor. 1973'te Öcalan'ın bu siyasi hareketin başlamasına öncülük ettiğini görebiliyoruz. 1984'te silahlı mücadele başladı. Fakat 1992'ye geldiğimiz Öcalan'ın bu sözü çok anlamlıdır. Diyor ki 'NATO üyesi olan Türkiye askeri anlamda tasviye etmek için yola çıkmadık. Bizim amacımız dünyaya ve Türkiye'ye Kürtlerin bir sorununun olduğunu ve bunun çözümünün de demokratik yollarla olması gerektiğini savunmak için bu mücadele başladı. Artık zamanını doldurmuştur. Kürt sorununun olduğu yeterince anlaşılmıştır. Şimdi artık kan akmamalı ve buna demokratik bir çözüm bulmalıyız'.
8 kez Kürt özgürlük hareketi barışçıl çözüm bulmak istedi. Ancak her defasında bu süreçler sonuca giremedi. Benim dahil olduğum İmralı sürecinin başında hazırlanan taslak üç aşamadan oluşuyordu.
Ayrıntılar Geliyor...
(HABER MERKEZİ)